T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 26 ŞUBAT 2006 PAZAR
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Mahmut KULEİN

'Torino 2006'

AB ülkelerinde, Amerika, Kanada ve Rusya gibi ülkelerde gazeteler şu sıralar, "Torino 2006 Olimpiyatı" kış oyunları ile ilgili her gün 4 ile 6 sayfalık ilave baskılar çıkarıyor. Katılımcı ülkeler 10'un üstünde değişik dalda yarışmaları TV kanallarından canlı ve banttan saatlerce yayınlıyorlar. Sporcular ve idarecilerle röportajlardan tutun, Papa XVI. Benetikt'in görüşlerine kadar gündem, kış olimpiyatları.

Biatlonda altın alan Michael Greis'i sadece Almanya'da 7.1 milyon vatandaşı ZDF kanalından izledi. Bu % 45.0 ile branşında bir reyting rekoru. Kombine yarışta altını kapan Georg Hettich'i de aynı kanaldan % 35 reyting ile 6 milyon insan izliyor.

Amerika, Kanada, Fransa, Rusya, Kuzey İskandinav ülkeleri ve diğerlerinin medya ve televizyon kanalları adeta birbirleriyle yarışta.

Kış olimpiyatları gelişmişliğin sembolü. Madalya alan ülkelerin çoğunun yüzölçüm olarak bizim kadar dağları yok. Tabi herşey dağla, denizle de bitmiyor. Spor kültürümüzün sadece futbola endeksli ülkemizde yetkili ve yetkisiz, ilgili ve ilgisiz hepimiz suçluyuz. Biz kendimizi kandırmada şampiyonuz.

Olimpiyat tarihimizde ilk kez artistik patende 24'e kalan genç kızımız Tuğba Karademir için küçücük medya haberi ile biraz olsun sevinebiliyorsak, ailesinin kızlarının kariyeri için tesis ve antrenör eksikliğinden Kanada'ya yerleştiğine daha fazla üzülmeliyiz. Ülkemizde olimpiyatları yapmak ve sporcularımızın uluslararası başarılarını görmek istiyorsak, sanal tanıtımlardan, boş laflardan vazgeçip, gerçekleri görmeliyiz. İşe koyulmanın zamanı geldi de geçiyor..

KAYAK MI, KIYAK MI?

Bir öykü ve biz; "28 yaşında Güney Kore kökenli ABD'li kayakçı Toby Dawson, Torino 2006'da bronz kazandı. G.Kore'den Kim Jae-su isimli biri; "Bu benim oğlum. 25 yıl önce 3 yaşındayken pazar yerinde kaybolmuştu. İsmi Bong-su idi" diyor.

DNA testi gerçeği çıkaradursun.

Peki nasıl oluyor Dawson, başka ülkeden genç yaşında dünya çapında bir kayakçı olabiliyor? Şampiyon kayakçıyı terk edildiği sanılarak G.Kore'den evlatlık edinen Dawson isimli ABD'li kayak öğretmeni bir çift.

Demek ki başarının genle alakası yok. Bu ABD'li çiftin eline evlatlık olarak bizim dağlık Doğu Anadolu bölgesinden bir çocuğumuz düşse, o da madalya alabilirdi. Örneğin 22 yaşındaki Sabahattin Oglage mukavemet yarışında 66 sporcu arasında sonuncu olurken, kendisinden sadece bir yaş büyük Rus Dementiev altın aldı.

Kış olimpiyatlarına bir kaç dalda katılmaya katıldık da, sonuç bizim çocuklar için büyük hüsran. Kayak Federasyonu Başkanı Özer Ayık'ın işi zor. Tesis, kaliteli antrenör, bilimsel eğitim, çok sayıda uluslararası müsabaka, vs., vs. Sporda uluslararası başarı zor zenaat. İşin EHLİ olmak, o da ayrı bir konu.


Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi