Election MHP Election Promises 31 March 2019 | AK Party Election Manifesto

MHP Election Manifesto

MİLLİ DİRİLİŞ KUTLU YÜKSELİŞ

SUNUŞ

Aziz milletimizin hür iradesinin tecelli etmesini sağlayan serbest ve âdil seçimler, demokrasinin temel ve vazgeçilmez kurumlarındandır. Türk milleti, 24 Haziran 2018’de kararlılık içinde sandığa gidecek, engin feraseti ve eşsiz sağduyusu ile iradesini bir kez daha ortaya koyacaktır. Türk milletinin hakemliğine inancımız tamdır ve sağduyusuna güvenimiz sonsuzdur.

Türkiye, 16 Nisan 2017’de yapılan anayasa değişikliği halkoylamasıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçmiştir. Yeni sistemle birlikte, yürütme yetkisi halkımızın doğrudan seçerek belirleyeceği cumhurbaşkanına, yasama yetkisi ise münhasıran TBMM’ye ait olacaktır.

1923’te kurulan Türkiye Cumhuriyeti, “kuruluş dönemi” olarak kabul edilebilecek 23 yılın ardından 1946’da çok partili siyasî hayata geçerek yeni bir döneme girmiştir. Ardından geçen 72 yılın biriktirdiği sorunlara çare arayan Türkiye, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” ile kuruluş ilkelerini güçlendirecek üçüncü dönemine 24 Haziran 2018’de girecektir. Bu dönem Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin bütünüyle devreye girerek Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıl dönümü olan 2023’te Türkiye’nin lider ülke ve kudretli bir devlet olmasının yolunu açacaktır.

Türk milleti 15 Temmuz 2016’da Türk tarihinin en büyük ihanetlerinden birisi ile karşı karşıya kalmıştır. Türkiye’yi kaosa sokmak, bir iç savaş çıkararak ülkemizi bölmek ve parçalamak isteyenlerin işgal girişimi, aziz Türk milletinin devletine, demokrasisine ve millî iradeye sahip çıkmasıyla engellenmiştir.

Demokrasi ve ülke sevdalısı cesaret timsali vatandaşlarımızın tankların altına yatarak “dur” dediği hain darbe girişimi, Türkiye için her bakımdan olduğu gibi siyasî olarak da bir milat olmuştur.

O tarihten sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı ve olamayacağı açıktır. Nitekim hiçbir siyasî mülahazanın devletin varlığından daha öncelikli ve önemli olmadığı bu süreçte anlaşılmış ve millî menfaatleri önceleyen siyaset anlayışı “Yenikapı Ruhu” ile Türk siyasetindeki hâkimiyetini pekiştirmiş, siyasi sistemin yeniden şekillenmesine giden yol açılmıştır.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Cumhuriyet tarihimizdeki en önemli yönetim reformu, şartlara ve gelişmelere cevap veren en dinamik demokratik tercihtir. Çok partili siyaset hayatımızda bu haliyle 16 Nisan Halkoylaması bir milat, hatta demokratik bir misak olmuştur.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, siyasî ve toplumsal uzlaşmanın ön plana çıktığı, millî iradenin doğrudan tecelli ve temerküz ettiği bir yönetim yapısıdır.

Güçlü devlet, güçlü yönetim ve demokratik istikrar gayeleri yeni sistemin ana omurgasıdır. Yasama, yürütme ve yargı organlarının kendi içinde bağımsız ve güçlü, denge ve denetleme mekanizmalarının ise daha etkin bir yapıya kavuşması yeni hükümet sisteminin temel özelliğidir. Bu şekliyle, ülkemiz yönetimde istikrarın tesis, temsilde adaletin temin edileceği bir yönetim sistemine kavuşturulmaktadır.

Yeni hükümet sistemi millî bekanın sigortası, husumet ve hıyanete karşı güvencedir. Bu sistemle, Türk milletinin köklü devlet geleneğini, tarihî ve kültürel birikimini, millî ve manevî değerlerini çağdaş gelişmelerle buluşturan bir yönetim yapısı tesis edilerek geleceğin güçlü Türkiye’sinin inşa edileceğine inancımız tamdır.

Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye’nin önüne aydınlık ufuklar açarak ülkemizi ve milletimizi güvenli bir geleceğe taşımaya kararlıdır.

Türk milletine millî, manevî ve insanî açılardan seslenen; sevgiyi, adaleti, özgürlüğü, barışı ve güven içinde gelişimi amaçlayan

Türk Milliyetçiliği anlayışı, Partimizin sorunlara bakışının ve çözüm önerilerinin temelini oluşturmaktadır.

MHP, Türk siyasetinde yerini aldığı günden bu yana şartlar ne olursa olsun “önce ülkem ve milletim” düsturuyla, Türkiye’nin millî varlığına ve tarihî misyonuna sahip çıkmıştır.

Nasıl ki 15 Temmuz sonrası süreçte Türk milletinin varoluş mücadelesinde en ön safta yerini almış, siyasî uzlaşının en güzel örneğini hayata geçirerek millî sorumluluk anlayışının gereğini yerine getirmişse, bundan sonra da bedeli ne olursa olsun bu uğurda mücadele etmeye ve millet varlığına sahip çıkmaya devam edecektir.

Çünkü Milliyetçi Hareket Partisi, “devlet ebed müddet, millet ebed müddet” ülküsünün, “İ’lâyı Kelimetullah” davasının yılmaz, yıkılmaz, ele geçirilmez siyasî burcudur.

“Tek vatan, tek bayrak, tek millet, tek devlet, tek dil” anlayışını hâkim kılma ve yaşatma iradesi; ahlâk, mukaddesat ve Türkiye merkezli yeni bir medeniyet inşa etme hareketi, millî birlik ve kardeşlikte uzlaşmaya açılan siyaset penceresidir.

İnanıyoruz ki tüm gelişmelerin şahidi olan aziz milletimiz izanıyla, irfanıyla ve ferasetiyle bunların ayırdını yapacak ve Milliyetçi Hareket’e hak ettiği güçlü desteği verecektir.

Partimiz, milletimizin maruz kaldığı ekonomik ve sosyal sorunların giderilmesi ve topyekûn kalkınmanın sağlanması için gerek hükümet tasarruflarının denetlenmesi ve değerlendirilmesinde gerekse parlamento faaliyetlerinde şu temel ekonomik, siyasî ve sosyal hedeflere ulaşmayı öngörmektedir:

• Ekonomide toparlanma ve canlanma,

• Devlet ve yönetimde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine uygun onarım ve yeniden yapılanma,

• Karşılıklı güveni esas alan vatandaş odaklı bir yönetim,

• Adaletine inanılan bir yargı sistemi,

• Devlet ve toplum hayatında ahlâk ve kalite,

• Terörün kökünün kazınması,

• Yolsuzluk ve usulsüzlüklerin önüne geçilmesi,

• Temel hak ve özgürlüklerin teminat altına alındığı ve hukukun üstünlüğüne dayanan demokratik bir düzenin tesis edilmesi,

• Uluslararası düzeyde saygınlık ve sözü dinlenir olma.

Ülkemizin her yerinde huzur ve güvenin temin edilmesi, vatandaşımızın canından ve malından emin kılınması, birlik ve beraberliğimizin tahkim edilmesi, geleceğimizin teminat altına alınarak ufkumuzun aydınlatılması, insanımızın yaşatılması ve devletimizin ilelebet payidar olması öncelikli hedefimizdir.

Türk milletinin ve bütün insanlığın barış ve mutluluk içinde insanca yaşayacağı bir dünya idealinin Türkiye merkezli yeni bir medeniyet inşasıyla mümkün olabileceğine inanmakta ve bu doğrultuda siyaset yapmaktayız. Bu çerçevede, kaos ve kargaşadan ibaret hale gelen küreselleşme sürecinin insanî bir mecraya sokulmasını ve küresel ölçekte bir adalet hareketine dönüşmesini arzu etmekteyiz.

Demokratik olgunluk ve uzlaşı kültürünün egemen olduğu, dışlayıcı ve ötekileştirici söylem ve üslubun törpülendiği, Türkiye’nin millî ve manevî değerlerinin ortak payda olarak kabul edildiği bir siyaset anlayışının hâkim kılınmasını önemli bulmaktayız.

Demokrasiyi; hukukun üstünlüğünün, insan şeref ve haysiyetinin, fikir, teşebbüs, din ve vicdan özgürlüğünün teminatı olarak kabul etmekte; sosyal ve siyasî ilişkilerde, demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla işletilmesini asgari bir gereklilik olarak görmekteyiz. Egemenliğin yegâne sahibinin millet olduğuna, sağlıklı bir demokrasinin tesis edilebilmesinin bireysel hakların geliştirilmesine bağlı bulunduğuna inanmaktayız.

Ekonomik, siyasî ve sosyal hayatta, sağlıklı gelişmelerin önünün açılabilmesinin ancak fikri hür, vicdanı hür bireylerin yetişmesine fırsat vermekle mümkün olabileceğini düşünmekteyiz.

Türkiye’nin içinden geçtiği bu süreçte meselelere “siyasî duruş”, “ilke”, “amaç ve hedefte uzlaşma” çerçevesinden bakılmasının mecburiyet haline geldiğini değerlendirmekteyiz.

Türkiye’nin ve Türk milletinin geleceğe taşınması için benzer hassasiyetleri paylaşan tüm kesimlerin böyle bir bütünleşme ideali etrafında toplanmasını zorunlu görmekteyiz.

Cumhur İttifakı’nın temel dayanağı da bu anlayışın açık bir tezahürü; 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonraki süreçte oluşturulan ortak millî duruşun, Yenikapı’daki millî diriliş ruhunun ve 16 Nisan 2017 Halkoylamasındaki millî şahlanış şuurunun doğal bir sonucu, “2023 Lider Ülke Türkiye” hedefini gerçekleştirme ülküsüdür.

Cumhur İttifakı, Türkiye Cumhuriyeti’nin beka ve birliğini yüksek bir sadakat ve yürekli bir mücadele ruhuyla savunacak, ülkemizin geleceğini millet iradesinden aldığı güçle güvenceye kavuşturacaktır.

Cumhur İttifakı; düşmana karşı millî bekayı esas alan ahlakî ve siyasî uzlaşmanın bir mahsulü, Türk milletinin karar ve iradesidir. İhanete ve Türkiye düşmanlarına karşı dirilen millî ruh, Cumhur İttifakı ile Türkiye’yi ileriye taşıyacaktır.

Cumhur İttifakı, Türkiye’yi hür, demokratik ve müreffeh bir geleceğe kavuşturma azmi, Türk milletinin hainlere, işbirlikçilere, Türkiye’nin hasmı küresel güçlere karşı verdiği millî tepkinin adıdır.

Cumhur İttifakı, dünyaya vurulacak Türk mührünün müjdecisi, millî istiklâlin namusu, millî istikbâlin müdafaa ruhu ve nihayet “Millet Aklı”dır.

Bu çerçevede

• Vatana, millete, devlete, ezana ve bayrağa sadakate yeminli olanları

 

• Devletin ve milletin bekasını düşünenleri,

 

• Yönetimin hakkaniyetli, adaletli, yetim hakkını koruyan bir anlayışla denetlenmesini bekleyenleri,

 

• Demokrasinin güçlenmesini, insan hakları ve hukukun üstünlüğünün egemen olmasını talep edenleri,

 

• Türkiye’nin milletler camiasında itibarlı ve sözü dinlenir olmasını, devletimizin kudretli kılınmasını arzu edenleri,

 

• FETÖ, PKK, IŞİD ve tüm terör örgütlerine, onların hamilerine, işbirlikçilerine ve Türkiye’ye hasım odaklara hak ettikleri dersi vermek isteyenleri,

 

• Siyasetin ahlakî ilkelerden uzaklaşmasından ve seviyesizleştirilmesinden rahatsız olanları,

 

• Namusuyla çalışan, helal lokma için ter döken ve bunun sonucunda emeğinin karşılığını görmeyi bekleyenleri,

 

• Gelecek nesillere doğal ve beşerî kaynaklarına sahip güçlü ve kalkınmış bir Türkiye bırakma arzusunda olanları,

 

• Bireysel hakların en geniş anlamda kullanılabildiği, temel hakların güvence altına alındığı, huzur ve refahın arttığı, müreffeh bir Türkiye inşasına katkı vermeye hazır bulunanları,

 

• Vatan ve millet sevgisi ile Türkiye’nin onurlu ve huzurlu geleceği ortak paydasında aynı duyguları, hassasiyetleri ve endişeleri paylaşanları,

 

Türkiye’nin teminatı olan Milliyetçi Hareket Partisi’ne güç ve omuz vermeye çağırıyorum.

 

Türk milletinin birlik ve bekasını esas alan, demokrasinin erdemine inanan, “tam bağımsız Türkiye” ve barış içinde bir

 

 

 

vatan arzulayan herkesi Milliyetçi Hareket Partisi’nin gücüne güç katmaya davet ediyorum.

 

İnanıyoruz ki Milliyetçi Hareket Partisi, 24 Haziran 2018’de yapılacak olan Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçiminde milletimizin takdir ve teveccühüne mazhar olacak; Allah’ın izniyle hem Cumhurbaşkanı adayımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk turda seçilmesini sağlayacak, hem de Partimizin TBMM’de çoğunluğu elde etmesini ve güçlü bir grup kurmasını temin edecek desteği verecektir.

 

Aziz milletimiz emin olsun! Milliyetçi Hareket, zifiri karanlıkta doğru yolu gösteren “millî fener”, kararan kalplere “nur”, karanlık emellere “sur”dur. Sağduyunun ve millî vicdanın sarsılmaz sesi, Türk milliyetçiliğinin yarım asırlık “siyasî çınarı”, “ülkenin geleceği, millî bekanın teminatı”dır.

 

Bu doğrultuda, “Millî Diriliş Kutlu Yükseliş” adını taşıyan Seçim Beyannamemizi Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümü olan 2023 yılında Türkiye’yi “Lider Ülke” yapma hedefi doğrultusunda Milliyetçi Hareket’in inanç, ilke ve ülküsü olarak aziz milletimizin değerlendirmesine ve onayına sunuyoruz.

 

Milliyetçi Hareket Partisi, Cumhur İttifakı’nın seçim zaferi için geceyi gündüze katacaktır. Gayret bizden, destek milletimizden, takdir ve himaye Cenabı Hak’tandır.

 

Sevgi ve saygılarımla

Devlet BAHÇELİ

 

Genel Başkan

YENİ DÖNEMDE

“GÜÇLÜ MHP”

GÜÇLÜ TÜRKİYE

Milliyetçi Hareket Partisi yarım asra varan siyasî birikiminin yanı sıra, Türkiye’nin fırsat ve tehditlerine yönelik isabetli tespit ve politikaları ile milletimizin refahı ve huzurunun teminatıdır.

Önümüzdeki dönemde de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin öngördüğü çerçevede milletimizin verdiği destek doğrultusunda vatandaşlarımızın beklentilerine uygun olarak politikalarını tatbik edecek, denetim görevini lâyıkıyla yerine getirecektir.

15 Temmuz hain darbe girişiminden sonraki süreçte Partimiz hem demokrasinin güçlenmesi, hem de güçlü hükümet, etkin TBMM’yi esas alan dengeli bir hükümet sisteminin tesisi adına önemli katkılar sağlamıştır.

Bazı mahfillerce “Türk”süz bir anayasanın dillendirildiği ortamda Cumhuriyetin temel nitelikleri ile devletin kuruluş esaslarının düzenlendiği Anayasa’nın ilk dört maddesi, MHP’nin teminatı altında olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliklerine, insan haklarının teminat altına alınmasına ve Türk devletinin bölünmez bir bütün olarak yaşamasını sağlam teminatlara bağlayan bir yapının esasları oluşturulmuştur.

Yasamanın yürütmeyi daha etkin denetleyebilmesi, yürütmenin gücünün yasamaya verilen yetkilerle sınırlandırılması, denge ve denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi gibi hususlarda önemli katkılar sağlayarak, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin temel niteliğinin ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Bu şekilde, Türkiye’nin siyasî, sosyal ve ekonomik sorunlarının çözümünü kolaylaştıracak, ülkemizin bekasını ve milletimizin refahını temin edecek bir sistem oluşturulmuştur. Yürütmedeki iki başlılık giderilmiş, yasama ve yürütme katı biçimde birbirinden ayrılmış, TBMM’nin yürütmeyi denetleme fonksiyonu etkinleştirilmiştir.

Partimizin TBMM’de etkin konumda olması, bir yandan yürütmenin adalet ve hakkaniyet anlayışı içinde denetlenmesini, bir yandan da ekonomik ve sosyal politikalara yön vermesini sağlayacaktır.

Cumhuriyetimizin 100. yılına gittiğimiz süreçte önemli bir kavşak olan 24 Haziran seçimleri, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin bütünüyle hayata geçeceği bir seçim olacaktır. Yeni hükümet sisteminin en önemli özelliklerinden olan denge ve denetimin teminatı olmak, bunun için de TBMM’nde etkili bir temsil gücü elde etmek azmimiz, gayretimiz ve aziz milletimizden beklentimizdir. Unutulmamalı ki;

• MHP güçlü ise Türkiye güçlü olacaktır.

• MHP güçlü ise Türkiye güvende kalacaktır.

• MHP güçlü ise milletimiz refah ve huzur bulacaktır.

• MHP güçlü ise vatandaşımızın karnı tok, başı dik olacaktır.

• MHP güçlü ise demokrasi teminat altında olacaktır.

• MHP güçlü ise hak, hukuk ve adalet sağlanacaktır.

• MHP güçlü ise Türk devleti ve milleti istiklal içinde istikbale taşınacaktır.

• MHP güçlü ise milletimiz emin olacaktır.

• MHP güçlü ise “Lider Ülke Türkiye” inşa edilecektir.

Her ne kadar ülkemizin karşı karşıya bulunduğu sosyal, siyasî ve ekonomik meseleler ile jeopolitik riskler bulunsa da; Türkiye’nin hukukun üstünlüğüne dayanan yönetim kültürü ve demokrasi tecrübesi yanında kültürel birikimi, doğal ve beşeri kaynakları ile jeopolitik avantajları ülkemizin gelişmesi ve kalkınması için önemli fırsatlar da sunmaktadır.

16 Nisan 2017’de milletimizin takdiriyle kabul edilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin sağlıklı bir şekilde uygulamaya

geçmesini Türkiye’nin öncelikli hedefi olarak kabul eden Partimiz, bu sistemin hayata geçmesi halini aynı zamanda ayağındaki prangalardan kurtulmak suretiyle devletimizin bir üst fazda yeniden inşası için bir fırsat olarak değerlendirmektedir.

Aziz milletimizin Milliyetçi Hareket Partisi’nin hiçbir siyasî mülahazaya dayanmayan devlet ve millet sevdasını, ülkemizi büyütüp dünyada sözü dinlenir bir ülke haline getirecek öngörülerini, program, politika ve stratejilerini takdirle değerlendirdiğinden şüphemiz yoktur.

49 yıllık siyasî hayatında Türkiye’nin ve Türk milletinin bekası, huzur ve güvenliği için hep en ön safta mücadele eden MHP bundan sonraki süreçte de bu kutlu mücadelesini sürdürecektir.

Milliyetçi Hareket Partisi;

• Türkiye’nin millî varlığına ve tarihî misyonuna sahip çıkmanın ve bütün mazlum milletleri kendi ayakları üzerinde başı dik yaşatacak kutsal bir görevin adıdır.

• Ülkemizin kalkınması, milletimizin refah ve huzurunun temin edilmesi için verilen sonsuz emektir.

• Yenilikçiliğe, demokratikleşmeye ve özgürleşmeye, kardeşlik ve barışa açılan siyaset penceresidir.

• Millî duruşun, millete saygının, şühedaya vefanın, vatana, devlete ve mukaddesata sadakatinin eşsiz bir sembolüdür.

ÜLKÜMÜZ: TÜRKİYE MERKEZLİ YENİ BİR MEDENİYET

MHP bölgesel ve küresel, siyasî ve ekonomik gelişmeleri tarihî ve kültürel derinlik içinde, stratejik bir anlayış ve Türkçe bakış açısıyla değerlendiren köklü bir partidir. Sadece bugünü değil geleceğin güçlü Türkiye’sini hayal etmekte, ufkun ötesini hesap etmektedir.

Yeni dünya düzeninin şekillendiği günümüzde, Türk milletinin ve bütün insanlığın barış, huzur ve mutluluk içinde insanca yaşayacağı bir dünya ideali, Türkiye merkezli yeni bir medeniyet projesinin hayata geçirilmesiyle gerçekleşebilecektir. Bu projenin temeli, Türk’ün yüzyıllar boyunca hükmettiği coğrafyalarda tavizsiz uyguladığı hak ve adalet anlayışında kaynağını bulduğu Türkİslam kültürü olacaktır. Sahip olduğu imkân ve kabiliyetler ile tarihî, kültürel, beşerî değer ve kaynakları sayesinde Türkiye, Türk ve İslam dünyasının çekim ve cazibe merkezi olabilecektir.

 

Türk milletinin türedi bir topluluk olmadığı, Türkiye’nin de sadece bir ülkenin adı değil, görkemli bir medeniyetin ve zengin Türkİslam geleneğinin mirasını barındıran toprakların adı olduğu; ayrıca bu toprakların Batı dışı dünyada yeni buluşma ve uzlaşmalar için bir sembol değeri taşıdığı bir gerçektir.

 

Bize göre, Türkiye’nin bu güne kadar yaşadığı sorunların temelinde ve ekonomik, sosyal ve siyasî açıdan hak ettiği seviyede bulunmamasında; ana çerçevesi çizilmiş, ayrıntıları üzerinde düşünülmüş, devletin ve milletin geleceğe dönük yol haritası olarak müştereken benimsediği bir medeniyet projesinin bulunmaması ve ruh köküne uygun bir yönetim yapısının inşa edilememesi önemli bir sebep olmuştur.

Türkİslam medeniyetinin temsil ettiği ruhu ve kök değerleri yeni bir başlangıç noktası yapmak, Türkiye’yi içinde bulunduğu kafa karışıklığından ve kısır döngüden çıkaracağı gibi mazlum milletlerin hür ve onurlu bir şekilde yaşamasına ışık tutacak, onlar için bir umut ışığı olacaktır. Bunu başarmak için, Türk milletinin özünü temsil eden değerlere yönelmesi şarttır.

 

Yaşadığımız sorunlar karşısında Türkiye’nin; neredeyse bir asırdır süregelen ve birçoğunun toplumsal karşılığı olmayan tartışmaları bir kenara bırakması, enerjisini müreffeh ve mutlu bir ülkenin inşası ve yüksek değerlerle donanmış yeni bir medeniyetin oluşturulması hedeflerine yöneltmesi gereklidir. Hiç şüphemiz yoktur ki Türk milleti, sahip olduğu engin tarihî tecrübeye ve kültürel derinliğe, demokratik değerlerle teçhiz edilmiş evrensel kazanımları da eklemleyerek, yeniden büyük bir medeniyet yaratma imkân ve kabiliyetine sahiptir.

 

Türk milletinin başlatacağı yeni bir medeniyet yürüyüşü; manevî iklimini Türkİslam kaynaklarından, kültürel temellerini ise kadim değerlerimizden alacaktır. Bu yürüyüş, öncelikle Türkiye’yi kendisine güvenen, kendi gücüyle ayakta duran, başı dik, karnı tok ve özgür insanların yaşadığı onurlu bir ülke hâline getirme yürüyüşüdür.

 

Bu yürüyüş, aynı zamanda giderek acımasızlaşan küreselleşme olgusunun insanî bir nitelik kazanmasını, adaletsizliklerin azaltılmasını ve milletler arasındaki dayanışmanın artırılmasını hedefleyen insan merkezli, barışçıl bir yürüyüş olacaktır.

 

Böylesi bir anlayışa dayanan “Lider Ülke Türkiye” ülküsü, kökleri Türk milletinin tarihi ve kültürel gerçekliklerine dayanan ve geleceği kucaklayan bir yaklaşımın ifadesidir. Bunu gerçekleştirebilmek ise öncelikle ortak bir millî tavır belirlemek suretiyle bütün millî imkân ve kaynakların bu hedefe yönlendirilerek topyekûn gelişme seferberliğinin başarıya ulaşmasına bağlıdır. Bu ortak tavrın omurgası devletimizin kuruluş ilkelerinin, Cumhuriyetimizin temel niteliklerinin, bizi bir millet yapan tarihî ve kültürel mirasımızla birlikte millî ve ahlakî değerlerimizin ortak payda yapılması olacaktır.

Biliyor ve inanıyoruz ki, geride bıraktığımız yüzyılın başında Mustafa Kemal ATATÜRK’ün önderliğinde verdiği millî kurtuluş mücadelesiyle yeniden dirilişe geçen Türkiye, yeni yüzyılda da aynı ruh, azim ve heyecanla harekete geçerek “Lider Ülke Türkiye” ülküsüne en kısa zamanda ulaşacaktır.

 

Böyle bir inançla yeni ufuklara koşan Milliyetçi Hareket Partisi’nin meselelere bakışında ve meselelerin çözümü için öngördüğü fikir ve eylem plânının temelinde; Türk milletine millî, manevî ve insanî açılardan seslenen; sevgiyi, adaleti, barışı ve güven içinde bir gelişimi amaçlayan Türk Milliyetçiliği anlayışı bulunmaktadır.

 

İnsan hak ve hürriyetleri, hukukun üstünlüğü ve adalet gibi değerler, Türk Milliyetçiliği’nin ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin temel referanslarıdır.

 

Tarihten geleceğe giden yolculuğun son elli yılına damgasını vurmuş olan Milliyetçi Hareket Partisi, gücünü mukaddesattan, inançlarından, ilkelerinden ve Türk milletinden almakta, Türkiye’nin iyiliğine olmadığına inandığı her hareket karşısında tek başına da olsa sonuna kadar durmaktadır.

 

Partimiz, Türkiye merkezli ve Türkİslam kültürüne dayanan bir medeniyet inşa etme ve aziz Türk milletini lâyık olduğu seviyeye yükseltme kararlılığındadır.

 

Şüphesiz ki dünyaya nizam verecek kudrette bir Türkiye’nin inşası, ancak ve ancak Türkİslam kültüründen feyzini almış, Türklük gurur ve şuuru ile İslam ahlak ve faziletini bir bedende buluşturmuş millî güçlerin eseri olabilecektir. Türkiye’nin millî menfaatlerine aykırı davranan, milletimizin birlik, beraberlik ve kardeşliğini bozmaya çalışanlarla amansız mücadele ise Partimiz için hayatî önemdedir.

 

Türkiye’nin bu arzusunu gerçekleştirmesi, bütün sosyal kesimlerin tarih, din, kültür ve benzeri ortak değerler ekseninde müşterek bir anlayış ve dayanışma içinde bulunmalarına, geleceğe birlikte yürüme azim ve kararlılığına sahip olmalarına ve devletin

kurumları arasında bu yönde uyum ve anlayış birliğinin bulunmasına bağlıdır.

 

İnanıyoruz ki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin uzlaşmayı zorunlu kılan, güçlü yönetim ve parlamento yapısı ile millî birlik ve dayanışma ruhu içinde kök değerlerimiz esasında Türk milleti kadim ve kutlu yürüyüşünü devam ettirecektir.

 

GAYEMİZ: DEVLETİN BEKASI, MİLLETİNİN REFAHI

Ülkemizin, 21’inci yüzyılda, bölgesinde barış ve istikrarın teminatı olan, uluslararası ilişkilerde söz ve itibar sahibi güçlü bir ülke konumuna gelmesi için gerekli bütün şartların hazırlanması, Milliyetçi Hareket Partisi’nin stratejik hedefidir. Bu çerçevede Partimiz 90’lı yıllardan itibaren uzun vadeli stratejisinin bir hedefi olarak topyekûn millî kalkınmayı gerçekleştirerek Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıl dönümü olan 2023’te Türkiye’yi “Lider Ülke” haline getirmeye yönelik program ve politikalar belirlemiş ve uygulamıştır.

 

MHP’nin varlık sebebi ve şaşmaz gayesi Türklüğün ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bekasını temin etmek, Türk milletini lâyık olduğu noktaya taşımaktır. “Önce Ülkem ve Milletim, Sonra Partim” ilkesi çerçevesinde ve demokratik sorumluluk kültürüne sahip bir anlayışla siyaset yapan Milliyetçi Hareket Partisi, milletinden aldığı destek sayesinde azim ve kararlılıkla “Lider Ülke Türkiye”nin inşasına yönelik gayret sarf etmektedir.

 

Millî birlik ve bütünlüğünü tesis ederek, kültürel değerleri ve sosyal yapısını güçlendiren, güçlü bir ekonomiye sahip olan toplumlar; küresel düzenin belirleyici aktörleri olabilmekte ve dünya refahından daha fazla pay alabilmektedirler. Siyasî istikrarı sağlanmış, ekonomik ve sosyal açıdan güçlü bir Türkiye’nin de uluslararası ilişkilerde belirleyici rol üstlenmek suretiyle ülke ve dünya barış ve refahına katkı sağlaması mümkün olabilecektir.

 

Türkiye’nin, sahip olduğu maddî ve manevî değerler ve köklü devlet tecrübesiyle ortaya koyacağı vakur duruş, her zaman itibar görmesini ve sözünün dinlenir olmasını sağlayacaktır. Türkiye; güçlü bir ekonomik yapıya kavuştuğu, modern, caydırıcı, teknoloji

kapasitesi yüksek güvenlik gücüne sahip olduğu, adaletle yönetildiği, toplumsal dokusunu sağlamlaştırdığı, kardeşlik ve dayanışma kültürünü geliştirerek imkân ve kabiliyetlerini büyük Türkiye hedefi doğrultusunda seferber ettiği takdirde, bölgesel güç olmanın ötesine geçecek ve küresel bir güç haline gelecektir.

Bunun gerçekleştirilebilmesi ve yeni bir bin yılın yakalanabilmesi ise, geçmiş bin yılların acı ve tatlı tecrübelerini özümseyerek, kalkınma ve demokratikleşme sürecini tamamlamak suretiyle, büyük ve köklü devlet geleneğini ve tarihî birikimlerini yeni yüzyılın şartlarında yeniden yorumlamaktan, çağdaş gelişmelerle buluşturmaktan geçmektedir.

 

Türkiye’nin jeostratejik konumu, tarihî yükümlülükleri, ekonomik, sosyal ve siyasî menfaatleri, yakın coğrafyasındaki gelişmelere kayıtsız kalınmaması gerektiği gerçeğini ortaya koymaktadır. Türkiye şüphe yok ki kendisini merkeze alıp yakın ve uzak çevresinde yaşanan ekonomik, sosyal ve siyasî gelişmelerde söz sahibi olmalıdır. Türkiye, asırlardır süren mazlum milletlerin sömürülmesine yönelik oyunları görmezden gelmeyecek, kültür coğrafyasındaki emperyalist emellerin tarihi şark meselesinde olduğu gibi Anadolu’dan Türklüğü çıkarma planlarına tepkisiz kalmayacaktır. Başka bir deyişle Türkiye, başkalarının ortaya koyduğu bölgesel ve küresel projelerin uygulayıcısı değil, kendi özgün projelerinin senaristi, yapımcısı, yönetmeni ve başrol oyuncusu olacaktır.

 

MHP dün olduğu gibi bugün de yarın da Türkiye’nin ve Türk milletinin bekasının teminatı olacaktır. Partimizin siyasî sahnedeki varlığı, nasıl geçmişte demokratik standartların yükseltilmesine ve uzlaşı kültürünün tesis edilmesine katkı sağladıysa, gelecekte de siyaset kurumunun saygınlığının, demokratik değerlerin ve hukukun üstünlüğünün güvencesi olacaktır.

TEMEL İLKE VE

GÖRÜŞLERİMİZ

1)Temel İlkelerimiz

MHP olarak siyaseti, milletin huzur ve refahının teminine yönelik politikaların geliştirilmesinin yolu olarak görmekte, bunun için, devlet hizmetlerinin, vatandaşların beklentilerine uygun nitelikte sunulmasını, kurum ve kurallarının bu anlayışa göre şekillenmesini öngörmekteyiz.

 

Devlet idaresinde, milletin en iyi şekilde temsil edildiği rejim olan demokrasiyi; hukukun üstünlüğünün, insan hak ve özgürlüklerinin en geniş anlamda teminat altına alındığı bir sistem olarak benimsemekte ve demokrasinin kurumsallaşmasının hayati önemine inanmaktayız.

 

Demokratik siyasî kültürü, uzlaşma ve sorumluluk ahlakını önde tutan bir anlayışla siyaset yapan Partimiz; bu anlayışın Türk siyasi hayatına hâkim olmasına da öncülük etmeye devam edecektir.

 

Vatandaşların inançlarına saygı duyan, din ve vicdan özgürlüğünü esas alan bir laiklik anlayışını, millî birlik ve bütünlüğün güvencesi olarak görmekteyiz.

 

Türk milletinin tarihinden, kültüründen, geleneklerinden ve inanç dünyasından feyiz alarak şekil bulan milliyetçilik anlayışımız; gelenekten geleceğe uzanan çizgide Türk milletinin sahip olduğu millî ve manevî değerlerin varlığını anlamlandırarak sürekli kılmayı ifade etmektedir.

 

Yaşadığımız topraklarda bin yıllık güçlü devlet yapısının, kültürel birikimimizin, basiretsiz ve teslimiyetçi bir anlayış ile tüketilmesi, kirletilmesi, itibarsızlaştırılması ve nihayetinde bölücü unsurlara ve menfaat çetelerinin buyruklarına terk edilmesini asla kabul edilemez görmekteyiz.

Milliyetçilik anlayışımızın manevî temelini oluşturan “yaşa ve yaşat” ilkesi; tarihin imbiğinden süzülüp gelen ve milletimizin hayat kaynağı olan değerlerimizin bütün benliğimizi kuşatacak şekilde yaşamımıza anlam kazandırmasını, yaşanarak zenginleşen ve kurumsallaşan bu değerler hazinesinin gelecek nesillere aktarılmasını ifade etmektedir.

 

Milliyetçi Hareket Partisi beşerî ilişkilerde sevgi, hoşgörü ve adaleti tesis etmeyi hedef alan bir ahlak anlayışını benimsemektedir. Bu anlayışın, bütün kurum ve kurallarıyla toplumun her kesiminde hâkim kılınması için, yozlaşma eğiliminin önüne geçecek ilke ve standartların hayata geçirilmesini savunmaktayız.

 

Toplumsal dayanışma ve uzlaşma kültürünün geliştirilmesi suretiyle barış, huzur ve refah içinde topyekûn kalkınmanın gerçekleştirilmesini öngörmekteyiz.

 

Adalet, liyakat, hakkaniyet ve kurumsallaşmayı sağlamanın önemine, bireysel yeteneklerin ancak kurumsallaşmış bir ortamda üretim ve değere dönüşeceği ve bunun da sadece adil bir toplumda mümkün olduğu gerçeğine inanmaktayız.

 

Tarih, kültür ve inanç temelinde derinliği olmayan yapay farklılıkların ayrıştırıcılığı yerine, zengin ortak değerlerin bütünleştiriciliğini esas alan bir anlayışla, ekonomik ve sosyal birikimlerimizin ortak hedeflere seferber edilmesini millî birlik ve bütünlüğümüzün teminatı saymaktayız.

 

Hukukun üstünlüğünü, demokratik sistem içerisinde düzeni sağlayan bir kanunilikten öte, insanın yüce değerini ve temel haklarını tanımak, kabul etmek ve bunları güvence altına almak şeklinde değerlendirmekteyiz. Hiçbir kişi ya da kurumun hukukun üstünde olamayacağı gerçeğinden hareketle hukuku, Cumhuriyetin temel niteliklerinin ve evrensel değerlerin de güvencesi olarak görmekteyiz.

 

Sağlıklı bir demokrasinin ancak hoşgörü, dürüstlük, tutarlılık, samimiyet gibi ahlakî değerlerle bezenmiş bir siyasi kültür zemini

üzerinde yükselebileceğine inanmakta ve ilkeli, seviyeli ve temiz siyaseti demokrasinin teminatı olarak görmekteyiz.

 

Toplumun demokrasiye ve devlete olan güven duygusunun zaafa uğramasına neden olan siyasetteki yozlaşmanın önüne geçilmesinin; milli, ahlakî ve toplumsal duyarlılığa sahip bir anlayışı hâkim kılmakla mümkün olabileceğini savunmaktayız.

 

Her insanın dokunulmaz, devredilmez ve vazgeçilmez temel hak ve özgürlükleri bulunduğuna; bu hakların kullanma yetki ve özgürlüğünün kutsallığına, bunları her türlü istismardan korumanın, teminat altına almanın ve işlerlik kazandırmanın vazgeçilmezliğine inanmaktayız.

 

Toplumsal huzur ve barışın pekiştirilmesi için gelir dağılımını adaletli ve dengeli bir biçimde gerçekleştirmeyi, toplumun millî duyarlılıklarını yaşatmayı, dayanışma kültürünü geliştirmeyi, bencillik ve vurdumduymazlığa karşı feragat ve fedakârlık gibi güzel hasletleri yüceltmeyi öngörmekteyiz.

 

Devlet idaresinde güçlü bir yönetim yapısı ile kudretli bir devlet inşasının mümkün olabileceğine inanıyoruz. Devlet hizmetinde verimlilik ve kaliteyi esas alan bir yönetim kültürünün yerleştirilmesini, halka güveni esas alan ve halkın güvenini kazanmayı hedefleyen şeffaf, katılımcı, hesap verebilir, kollayıcı ve koordine edici bir anlayışın ve bunlara yönelik idarî yöntemlerin hâkim kılınmasını gerekli görüyoruz.

 

Serbest teşebbüsün esas olduğu, üretimin teşvik edildiği, rekabetçi ve hakkaniyetli bir ekonomi politikasını savunmakta, Türk girişimcisinin dünya ekonomisinde söz sahibi olabilmesi için Türk firma ve markalarının küresel düzeyde rekabet gücü kazanmasına stratejik bir önem atfetmekteyiz.

 

Bilgi toplumu altyapısının hızla oluşturulmasını, yapay zekâ, bilgi ve teknoloji üretimi, kullanımı ve ihracını mümkün kılacak politikaların uygulanmasını ve bu yönde toplumsal bilincin geliştirilmesini hedeflemekteyiz.

Dış politikada siyasî eşitlik zemininde; karşılıklılık esası ve millî çıkarların gözetilmesi doğrultusunda, etkin ve saygın devlet anlayışıyla, sosyal, ekonomik ve siyasi ilişkileri zenginleştirmeyi hedeflemekteyiz.