Élection Déclaration électorale de YRP - Déclaration électorale pour les élections locales du 31 mars 2024 YRP

Déclaration Électorale de YRP pour les Élections Locales du 31 mars 2024.

Aziz Milletimiz,

“Halka hizmet, hakka hizmettir” düsturuyla yıllar önce ortaya

koyduğumuz siyaset anlayışımız, en zor günlerinde Türkiye’ye refah ve

huzur kapılarını araladı.

Milletimizin istiklal ve istikbali için yarım asırdan uzun zamandır

sürdürdüğümüz bu yürüyüş, bugün inanmış kadrolarımızla devam ediyor.

En zor zamanlarda sorumluluk üstlenen, milletini canından aziz bilen

kadrolarımız, tarihi bir dönemeçte yeniden refah için ayağa kalktı.

Değerli Milletimiz,

Millî Görüş, sadece bir siyasi hareket, sadece bir siyasi görüş değil, aynı

zamanda bir yaşam felsefesidir. Millî Görüş’ün temel taşları “ahlak, fazilet,

merhamet, liyakat, feraset, hidayet, dirayet ve gayret”tir. Bu sebeple

Millî Görüş, maneviyatı önceleyen ve tarihimize sahip çıkan bir bakış açısı

sunmaktadır.

Millî Görüş, Türkiye’de siyaset sahnesine çıktığı ilk günden itibaren birçok

değişimi beraberinde getirdi. Türkiye, ahlakı merkezine alan bir yönetim

anlayışını Millî Görüş ile tanıdı. Rant peşinde koşmayan, makam ve rakam

için değil Allah rızası için hizmet eden Milli Görüş kadroları, tarihimizde

müstesna bir yere sahip oldu.

1989 Yerel Seçimlerinde elde ettiğimiz başarılar, büyük bir zihniyet

devriminin işaretçisiydi. 1994’te Türkiye’nin en büyük şehirlerini yönetmeye

başlamamız, bu başarının bir sonucuydu. Milletimiz, sosyal belediyecilik ve

hizmet siyasetini bizimle tanıdı. Bu başarılar, 54. Türkiye Cumhuriyeti

Hükûmeti’nin kuruluşuna zemin hazırlayarak Millî Görüş’ün iktidara

yükselmesini sağladı.

Ancak Türkiye’nin ilerlemesini istemeyen karanlık odaklar, kirli senaryolarla

Millî Görüş’ü iktidardan uzaklaştırmaya çalıştı.


Buna rağmen, Millî Görüş’ün millet nezdindeki yeri hiçbir zaman değişmedi.

Yaşadığımız zorluklar karşısında Millî Görüş’ü terk edenler oldu. Terk ettiler

ama Millî Görüş’ün başarısını sahiplenmekten de geri durmadılar; buna

bütün Türkiye şahitlik etti. Ancak başarıyı sahiplenenler, Millî Görüş’ün temel

ilkelerini zamanla unutarak milletimizin teveccühüne kibirle karşılık verir hale

geldiler. Paylaşımda, yargıda ve yönetimde adalet prensibimizi ihmal

ederken, ahlak yerine de rant ve kazancı öne çıkardılar.

Biz ise “Kurtuluş, Millî Görüş’ün maddi ve manevi kalkınma hamleleriyle

mümkündür” düşüncesine sadık kaldık. Bu sebeple Refah Belediyeciliği,

bugün hâlâ milletimizin hafızasında hoş bir sada olarak yankılanmaktadır.

Aziz milletimiz,

Türkiye bugün farklı görünse de aslında birbirinin aynısı olan ve milletimizin

hak ve hukukunu gasp eden üç belediyecilik anlayışına mahkum edilmiştir.

Bunlardan ilki, insanı unutan ve her şeyi yüksek kazançlara, kişisel çıkarlara

endeksleyen ‘Rantçı Belediyecilik’ anlayışıdır. Bu anlayışta ahlak ötelendi,

şehirlerimiz yok edildi. Kaçak katlar, beton yığınları, torpilli alımlar, fesat

karışmış ihaleler muteber oldu; helal kazanç, alın teri, temiz hava, yeşil doğa

değersiz görüldü. Faizle borç batağına sürüklenenler, yolsuzlukla haram

sofralarına düşkün oldular. Rant, girdiği her yeri zehirleyen bir uyuşturucu

gibi hareket etti. Kurumlarımız çürüdü, ahlak çöktü. Bu rantçılar, ihalelere

fesat karıştırarak, helale haram bulaştırdılar. Haramın normalleştiği bu

belediyelerde, bereket kalmadı. İsraf denizinde batan bu belediyeleri

yönetenler, son ana kadar yolsuzluğa, israfa, adam kayırmacılığa devam

ediyorlar.

‘Rantçı Belediyecilik’ kurumlarımızı çürütürken ona alternatif olarak sunulan

diğer bir anlayış ‘Heykelci Belediyecilik’ oldu. Bu anlayışla da milletimizin

temel ihtiyaçları heykellerle örtülmeye çalışılıyor. Ahlak, LGBTİ

propagandalarıyla kirletiliyor. ‘Heykelci Belediyecilik’te de ‘Rantçı Belediyecilik’te olduğu gibi, tüm

yanlışlar ve yolsuzluklar tekrarlanıyor. Millete, hizmete vakfedilecek

kazançlar festivallere, reklâm ajanslarına, sözde sanatçılara akıtılıyor.

Vatandaş hizmetten mahrum kalırken partizanların cebi doluyor.

Milletimizin başına bela olan bir diğer belediyecilik türü ise ‘Örgütçü

Belediyecilik’tir. Bu anlayış üzerinden siyaset yapıp milletin oyunu alanlar,

milletimizin düşmanlarına destek veriyor. Böyle olunca da ülkemizin bazı

bölgelerinde halkın değil, terörün sözü geçiyor. Aziz vatandaşlarımızın

vatanseverlik duyguları ve derin acıları istismar ediliyor. Bu acıların rantını

yiyen terör sözcüleri ise kendi evlatlarını Paris’te, Londra’da yaşatırken,

garibanın evlatlarına Sur’da, Cizre’de ölümü reva görüyor. ‘Örgütçü

Belediyeler’, “halk, halk” diye bağırırken, halk düşmanlarıyla birlikte

hareket ediyor. Milletin tek bir yarasına şifa olmayan bu anlayış, millî

vicdanımızda yaralar, hafızamızda ise kara izler bırakıyor.


Aziz Milletimiz,

Yıllardır sadece üç belediyecilik türüyle ve bunların getirdiği tehditlerle

mücadele etmek yetmiyormuş gibi, bugün 40 yıl önce gündemimizde

dahi olmayan daha büyük sorunlarla karşı karşıyayız. Bu sorun, sadece

bizi değil tüm dünyayı tehdit ediyor.

Hayvanseverlik adı altında sokaklarımız başıboş sokak köpekleri

tarafından işgal ediliyor ve milletimizin can güvenliği açıkça hiçe sayılıyor.

‘Akıllı Şehir’ projesiyle insanlarımızın ve şehirlerimizin tek tipleştirilmesi

amaçlanıyor. Pandemi sürecinde gördük ki şehirlerin ve bireylerin verileri

toplanarak adeta ruhsuz, korkak, her şeye itaat eden bir insan profili

oluşturulmaya çalışılıyor.

Yetmiyor, kirli lobiler tarafından desteklenen sapkın LGBTİ anlayışı,

nesillerimizin geleceğine saldırıyor, kadın ve erkek arasındaki doğal farkı

ortadan kaldırarak, cinsiyet eşitliği adı altında cinsiyetsiz bir toplum inşa

etmeye çalışıyor.Dijital bağımlılık ise almış başını gidiyor. Çocuklarımız tablet ve telefon

ekranlarına hapsediliyor. Şehirlerimizin kimliği yağmalanıyor ve geriye

ruhsuz beton yığınları kalıyor.

Son dönemde kira ve ev fiyatlarının fahiş oranlarda artışı,

mülkiyetsizleştirme projelerinin hız kesmeden devam ettiğini gösteriyor.

İnsanlarımız tüm bu zorluklar karşısında yalnız bırakılıyor.

Bugün şehirlerimizde, vahşi kapitalizmin yalnızlık batağına sürüklediği

milyonlarca çaresiz ve kimsesiz insanımız var. Milletimizin ruh sağlığı

günden güne bozulurken, ülkemizin farklı köşelerinden gelen intihar

haberleri canımızı yakıyor.


Aziz Milletimiz,

Türkiye, 2024 Yerel Seçimlerinde hem yerelde hem de dünyada tarihi

bir tercihin eşiğinde bulunuyor. Şehirlerimiz emniyetini yitirdi. Doğamız

beton bloklarla yok edildi. Belediye bütçeleri israf ve yolsuzlukla

sömürüldü. Belediyelerin istihdam ve uygulamalarında adalet ortadan

kalktı, siyaset kirletildi. Tarihimiz, kültürümüz, benliğimiz ve nesillerimiz

büyük bir saldırıyla karşı karşıya. Medeniyetimizin izleri silinmeye

çalışılırken, insanı insan yapan tüm unsurlar tehdit altında. Küresel

güçler, şehirlerimizi monotonluğa hapsederek kendilerine bağlamaya

çalışıyor.

Bu saldırıları görmesi ve müdahale etmesi gerekenler ise durumun

farkında değil. Onlar ne derse, yönetici koltuklarında oturanlar hemen

uyguluyor. Onlar 'akıllı şehir' diyor, bizimkiler sorgulamadan teknolojiyi

satın alıyor. Onlar 'hayvan hakları' diyor, çocuklarımız sokaklarda zarar

görüyor, bizimkiler seyrediyor. Onlar dijital araçlarla çocuklarımızın

evlerine girip cinsiyetlerine saldırıyor, bizimkiler harekete geçmiyor. Bu

uygulamalardan rahatsız olan vatandaşlarımızın sesi ise duyulmuyor,

endişeleri 'komplo teorisi' denilerek görmezden geliniyor. Çünkü vatandaşın sesini duymak istemeyen makam sahipleri rant peşinde

koşuyor, heykel yapımıyla uğraşıyor, terör örgütlerine alan açmaya

çalışıyor.

Evet, bugün milletimiz ve memleketimiz büyük tehlikelerle karşı karşıya.

Ancak biz, milletimizi çaresiz, memleketimizi ümitsiz bırakmayacağız! En

zor zamanlarda sorumluluk üstlenen, milletini canından aziz bilen

kadrolarımız bu tarihi dönemeçte yeni bir çözüm için, Türkiye’ye yeniden

refah getirmek için ayağa kalkmıştır. Milletimizin tüm dertlerine çare

olacak, tüm yanlışları durduracak bir hizmet anlayışıyla buradayız. Millî

Görüş, milletimizi ‘Ahlaklı Belediyecilik’ ile tanıştırmak için yine hazır!

“Hakir olduysa millet şanına noksan gelir sanma/Yere düşmekle

cevher sakıt olmaz kadr-ü kıymetten” diyen Millî Görüşlüler olarak,

bütün oyunları bozacak feraset ve cesarete sahibiz. Bin yıllık emanetin

mirasçıları olarak, tüm benliğimizi milletimize adamaya hazırız. Emin olun

ki, yolculuğuna ahlak üzerine başlayanlar, yoldaki engellere aldırış

etmeden bugün de azim ve kararlılıkla yürümektedirler.

Çıktığımız bu yolda, Erbakan Hocamızdan aldığımız ilhamla, yozlaşmış

siyaset anlayışlarına karşı yüreğimizde bir ümit tohumu yeşertiyoruz.

Yeniden filizlenen bu tohum, milletimizi huzur, sevinç ve refaha

kavuşturacak. Yeniden Refah, Türkiye’ye ‘Ahlaklı Belediyecilik’ getirecek!

Geçmişimizden aldığımız ilham ve tecrübe ile sizleri hakikat yoluna davet

ediyoruz. Şimdi, milletimizin 1989 ve 1994 yıllarından dün gibi

hatırlayacağı belediyecilik ile Türkiye’yi yeniden buluşturmanın vakti

geldi. Artık ‘Ahlaklı Belediyecilik’ vaktidir!

‘Ahlaklı Belediyecilik’, her işinde ahlakı öncelemek demektir. Milletin

malına sahip çıkmak, yolsuzluk ve ranta geçit vermemek, adil bir düzen

tesis etmek bu anlayışın temelidir.

‘Ahlaklı Belediyecilik’, dürüstlük ve fazilettir. Doğruyu söylemek, yalan vaatlerle milleti kandırmamak, verilen sözleri tutmak, özü sözü bir

olmak demektir.

‘Ahlaklı Belediyecilik’, merhamettir. Sokaklarındaki kimsesizden

gece evinde aç uyuyan çocuklara kadar milletimizin her ferdine tek tek

sahip çıkmak demektir.

‘Ahlaklı Belediyecilik’, liyakattir. Bir işi yaparken adam kayırmamak, işi

ehline teslim etmek, yandaşı değil vatandaşı düşünmektir.

‘Ahlaklı Belediyecilik’, ferasettir. Bugünü değil yarını da görmek,

akılla, ilimle, irfanla çalışmak ve geleceği inşa edecek hizmetleri hayata

geçirmek demektir.

‘Ahlaklı Belediyecilik’, dirayettir. Sorunları görmezden gelmeyip, inanç

ve azimle çözüm üretmek demektir.

‘Ahlaklı Belediyecilik’, gayrettir. Herkes uyurken ayakta olmak, atalete

kapılmadan, hiç usanmadan çalışmak demektir.

‘Ahlaklı Belediyecilik’, milletimize kurulan tuzakları bozacak, istikametini

haktan yana tutacak, hayra motor, şerre fren olacak bir hizmet anlayışı

demektir.


Aziz Milletimiz,

Yeniden Refah’ın ‘Ahlaklı Belediyecilik’ şiarı ile Türkiye’de açılacak

yeni sayfa sadece ülkemiz için değil, tüm İslam ve dünya toplumları için de

yeni bir başlangıçtır. Çünkü 2024 itibariyle belediyelerde gösterilecek

hizmet anlayışı ve başarılar Yeniden Refah’a 2028’de iktidar yolunu

açacaktır.

Değerleri yok edilen, benliği çalınan, hakkı sömürülen tüm milletler için irademizi ve iddiamızı ortaya koyuyoruz. İnsanımızın hak ettiği ahlaklı ve

adil yönetimi; tarihimizden aldığımız güç ve sizden aldığımız destek ile

hayata geçireceğiz. ‘Kendi emin’, ‘kendinden emin’ belediye

başkanlarımız ile milletimiz için ‘Emin Şehirler’i yeniden inşa edeceğiz.

Bizim beyannamemizde rant değil ahlak var.

Bizim beyannamemizde heykel değil insan var.

Bizim beyannamemizde terör değil vatan aşkı var.

Bizim beyannamemizde küresel güçlere kölelik değil

milletimize hizmet var.

Bizim beyannamemizde herkes için hukuk ve adalet var.

Bizim beyannamemizde herkes için refah ve adil düzen var.

Şimdi, Buyurun Başlıyoruz!

Aziz milletimizi huzura, şehirlerimizi yeniden refaha kavuşturacak olan

‘Ahlaklı Belediyecilik’ ilkemiz doğrultusunda Yeniden Refahlı

Belediyelerde hızla hayata geçireceğimiz hizmetlerimizi 100 başlık

altında sunuyoruz.


GELECEĞİMİZİN TEMİNATI SEVGİLİ ÇOCUKLARIMIZ,

Yeniden Refah Partimizin milletimize hizmet anlayışında öncelikle

yarınlarımızın güvencesi olan siz çocuklarımızın refahı, huzuru ve

güvenliği yer alıyor. Bu sebeple ilk olarak çocuklarımıza sesleniyoruz.

Onların hayata daha güvenli şehirlerde adım atması, çocukluklarını

doyasıya yaşamaları ve eğitimlerini desteklemek adına

gerçekleştireceğimiz hizmetleri sıralıyoruz.