'Halep'i kaybetmenin yolu'

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik.

Haber Merkezi Yeni Şafak
Yusuf Kaplan, Hayrettin Karaman, Fatma Barbarasoğlu, Tamer Korkmaz ve Alinur Kutlu'nun yazılarının en dikkati çeken bölümleri:



0. 15 Temmuz'daki CIA ajanları...
Donald Trump'ın başkanlık kampanyasında “üst düzey danışman” olarak yer alan James Woolsey, Bill Clinton'ın ilk döneminde iki yıl süre ile (1993-1995) CIA'in başındaydı. Trump'ın seçim zaferinden sonra yaptığı konuşmada teşekkür ettiği istihbaratçılar arasındaydı.

Woolsey, 15 Temmuz'daki darbe kalkışması hakkında CNN'de konuşmuş; girişimi “Taktik başarısızlık” olarak nitelendirmişti…

Yazının tamamını okumak için tıklayın.
1. Ehl-i Kitab'a sormak ve diyalog
Artık adı cemaat olmayan, terör yaptığı ve yaptırdığı için terörist diye anılan grup vaktiyle “dinlerarası diyalogu” kötüye kullandığı için aslında zorunlu olan ve Hz. Peygamber devrinden beri yapılan diyalog tabu haline geldi.

“Dinlerarası” ifadesi problemli olmakla beraber bundan maksat “farklı dinlere mensup şahıslar ve gruplar arasında diyalogdur; bundan da maksat: Karşılıklı konuşma, görüşme, bilgi ve fikir alışverişinde bulunma, ortak problemlerin çözümü için ortak çalışma imkanları arama, tabii olarak bu arada dinin tebliği, gerekirse tartışma ve karşı tarafı dine davettir. Papalık bu diyalogu Hristiyanlaştırma faaliyetinin bir parçası olarak kullanmak istiyor ve kullanıyor, Müslüman elbette buna alet olmaz, tam aksine o da bunu (diyalogu) karşı tarafa İslam'ı anlatma, sevdirme, yalanları, iftiraları ve karalamaları izale etme, günümüzün bir problemi olarak İslamofobi ile mücadele etme… aracı olarak kullanır. Bu mana ve mahiyette diyaloga karşı çıkmak doğru değildir ve böyle bir tecrid küresel olarak uygulanamaz.

Yazının tamamını okumak için tıklayın.
2. Hepimiz suçluyuz!
Bir kız vardı Adana'nın bir dağ köyünde, adı Cennet.

Biz onu hiç bilmedik.

Hayallerini, rüyalarını bilmedik. Yaşadığı sıkıntıları bilmedik.

Bir gün bile göz hizasından bir hikayesi düşmedi dilimize.

Kendi küçük, hayalleri büyüktü Cennet'in, ne ki hiç bilmedik.

Oysa ne çok haber kanalımız, ne çok gazetemiz, ne çok radyomuz, ne çok internet sitemiz vardı. Arsızlar, yüzsüzler arzı endam etti haber diye.

Ama bir gün fakir köy çocuklarının yaşayan hikayesi gelmedi dile.

Bir kız vardı adı Cennet. Ailesi adını Cennet koyarken, onun bir yangının içinden erkenden Cennet'e varacağını bilmiyordu elbet.

O gitti. Evvel gitti. Gök ekin gibi vakitsiz gitti.

Biz şimdi onun ve 11 arkadaşının vakitsiz gidişine suçlu arıyoruz.

Sadece o yurdu denetleyenler/denetlemeyenler değil, hepimiz SUÇLUYUZ!

Yazının tamamını okumak için tıklayın.


3. Büyük kırılma süreci...
Bugüne kadar, yaklaşık iki asırdır, Türkiye'nin kaderini -başta İngilizler olmak üzere- Batılı ülkeler belirliyordu.

Artık iki asırlık sürecin sonuna gelindi: Bundan böyle Türkiye, önce kendi kaderini -Allah'ın inayetiyle- kendisi belirleyecek, sonra da bölgenin ve Avrupa'nın kaderini belirleyecek bir konuma doğru adım adım ilerleyecek

ZİLLET SÜRECİ BİTECEK, İZZET SÜRECİ BAŞLAYACAK

Avrupa'yla yaşadığımız iki asırlık zillet süreci bitecek, artık bizim inisiyatif almaya başlayacağımız yeni bir süreç, izzet süreci devreye girecek

Türkiye-Avrupa ilişkilerinde köklü bir kırılma süreci yaşanıyor; bu kırılma süreci, yeniden-kurulma sürecine evrilecek


Yazının tamamını okumak için tıklayın.
4. Halep'i kaybetmenin yolu
Kardeşlerim,

Halep'in acısını yüreğinde hisseden,

Göz yaşları akıtan, vicdanı kanayan,

Uykusu kaçan, feryat eden, İsyan eden dertli kardeşim

Kulak verin kardeşinize.

Halep'i kaybetmemin yolu önce senden geçer.

Halep'i kaybetmemek ise güçlü olmaktan geçer.

Güçlü Müslüman olduğunda, ülken de, milletin de, ümmetin de güçlü olur.

Senin güçlü olman için dört şey yapan gerekir.

1. Emin ol.

Peygamber efendimizin İslam'a geçmeden önceki en büyük özelliği “emin” olmasıdır.

Yazının tamamını okumak için tıklayın.