|
|
Derviş: AB'nin yardımı çok az
Belçika'dan ayrılmadan önce basına ilginç açıklamalar yapan Devlet Bakanı Kemal Derviş, Türkiye'deki uyum sorunu ile AB'nin politikasını eleştirdi. Avrupa Birliği Ekonomi ve Maliye Bakanları ile aday ülkelerin bakanlarının ortak toplantısına katılmak üzere Brüksel'de bulunan Derviş, AB'nin, Türkiye'yi Romanya ve Bulgaristan ile birlikte ele alması gerektiğini söyledi. Türkiye'ye yapılan yardımın çok az olduğunu vurgulayan Derviş, şunları söyledi: Yunanistan, Portekiz, İspanya gibi ülkelere kıyasladığımız zaman Türkiye'ye yapılan yapısal uyum yardımı sıfıra yakın. Gümrük Birliği'ne girdik ama çok cüzi bir yardım aldık. Bunu gündeme getirdim. (Doğru, haklısınız ama şu anda paramız yok) yanıtını veriyorlar ve bizi Avrupa Yatırım Bankası'na yöneltiyorlar. AYB'den ciddi kredi alıyoruz ama bu hibe değil, o kadar düşük faizli de değil. Dolayısı ile bir kayıp var. AYB'nin kredi miktarı artırılabilir. Bunu İtalya'da istemiştim, henüz yanıt gelmedi.'' Derviş, ''Bundan sonra ne olacak?'' sorusunu da şöyle yanıtladı: Stoklar bitince, mecburen üretim başlıyor. Tahminimce, bu süreç Türkiye'de başladı ve olumlu. Üzüntüm şu ki, en dar gelirli kesim şu anda iyileşmeyi hissetmiyor." 8 milyar dolar yabancı sermaye gelirse yeter Yabancı yatırımları çekmek için gereken önemlere ilişkin bir soruyu yanıtlayan Derviş, "Herkes milli gelirinin yüzde 6'sına kadar varan doğrudan yatırım çekebiliyor. Türkiye, milli gelirinin yüzde 5'i oranında bir yatırım çekebilse, 8 milyar dolar eder. Bizim çekebildiğimiz doğrudan yatırım 1 milyar dolar. 8 milyar çekebilsek, IMF programına ihtiyacımız kalmaz. Ben enflasyon muhasebesine yüzde 100 taraftarım. Bunun olmaması, özellikle yabancı yatırımcı açısından büyük bir dezavantajdır. Dolarını TL'ye çeviriyor ve bir yıl içinde özsermayesi değer kaybediyor.''
Eşgüdüm eksikliği en büyük sorunumuzEşgüdüm eksikliğinin Türkiye'de çok büyük ve ciddi bir sorun olduğunu anlatan Derviş, şunları söyledi: "Yabancı yatırımcı bir bakanlıkla müzakere ediyor, imza alıyor. Sonra başka bir bakanlık, (buna katılmıyorum) diyebiliyor. Haklı nedenleri de olabiliyor. Türkiye'de çok ciddi bir eşgüdüm eksikliği var. Şunu da söyleyeyim, çünkü bu konuda şikayetçiyim ve şikayetimin bilinmesinden yanayım: AB'ye sunduğumuz rapor, DPT tarafından hazırlandı, sorumluluk Ocak 2001'de DPT'ye verildi. Bu rapor, 10 gün gecikmeyle, diğer birimlerin hiçbir katkısı olmadan hazırlandı ve burada (Brüksel'de) biraz da sorun yarattı. Orta vadeli rakam ve strateji sunmayan tek ülke Türkiye oldu. Sadece 2002 yılı ele alındı'. Türk ekonomisinde yukarı çıkışın başladığını da vurgulayan Derviş, "MF yönetimi, ek finansman gereğini, birkaç hafta içinde hissedarlarına götürdü ve karar hızlı çıktı. Kararın bu kadar hızlı çıkmasında, Türkiye'nin dış politikası ve teröre karşı mücadelenin içinde olması bize yardımcı oldu. Öbür türlü karar bu kadar çabuk çıkmazdı'' dedi. İKİ TANE HATA YAPTIM Kemal Derviş, "Kendinize ne not verirdiniz?'' sorusuna ise şu cevabı verdi: "Bence iki hata yaptım. Türkiye'de krizin tüm boyutlarını görememiştim. İlk geldiğimde, (Yaza doğru düzeliriz) yerine, (Arkadaşlar, bu iş çok ciddi. 78 krizimize benziyor, 94 krizine benzemiyor. Bir, birbuçuk yıl geçecek) deseydim belki daha iyi olurdu ama o zaman millet karamsarlığa girebilir, kriz daha da büyüyebilirdi. Gelişimden 10 gün sonra, (Bu adam ne yapıyor, neden hâlâ krizi halletmedi) diye söylenenler oldu." Derviş, şöyle devam etti: "İkincisi, koalisyon ortamında, siyasi bir parti desteği olmaksızın, siyasi anlama gelebilecek bazı sözleri sarfetmek sıkıntı yarattı. Basının yaklaşımı da kabine içinde bana karşı bir rahatsızlık yarattı. Programa zararlı oldu. Yeterli ölçüde hesaplayamadım. Bu konularda kendimi eleştiriyorum. Benim amacım bu ekonomiyi bir an önce düzeltmek, başka bir amacım yok.''
AB'den başka yol yokKemal Derviş, AB'ye bakış açısının sorulması üzerine de şunları anlattı: "AB dışında bir strateji göremiyorum. Biz bu maceranın içindeyiz, aday olarak masada oturuyoruz. Küreselleşme ile bölgeselleşme arasında bir çatışma görmüyorum. Biz Ortadoğu, Orta Asya, Müslüman dünyası ile ilişkilerimizi güçlendiririz. ABD ile ciddi bir dostluk ilişkimiz var." DOLAR YÜKSELECEK PSİKOLOJİSİNİ KIRDIK İkinci önemli olay: (Dolar 2 milyon olacak, 3 milyon olacak) diye garip laflar vardı. Dolar 1 milyon 650 bin liraya çıktı ama bir milyon 480 bine düştü. (Dolar her zaman yükselir) psikolojisini kırabildik'' diyen Derviş, "Bu çok önemli, çünkü orta kesimin yastık altında parası var. (Bu parayı tutalım) psikolojisinden, bir ölçüde döndüler. Ziraat Bankası'ndan da verileri alıyoruz, millet efektif bozduruyor. Dolar bozduruyor'' şeklinde konuştu. MALİYE BAKANI ORAL: YENİ ANLAŞMA 3 YILLIK Maliye Bakanı Sümer Oral, yeni stand-by anlaşmasının süresine ilişkin, "herhalde üç yıllık olacaktır" dedi. Bakan, IMF Türkiye Masası Şefi Juha Kahkonen`i makamında kabul ederek bir süre görüştü. Bakan Oral, 1 saat süren görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, IMF yetkilileri ile 2002 yılı hedeflerini değerlendirirken, belirlenen büyüklüklerin gerçekçi olduğunu vurguladıklarını, IMF tarafının da aynı görüşü paylaştığını belirtti. Oral, Türkiye`de bir süre daha kalacak olan IMF heyeti ile tekrar biraraya gelebileceklerini de bildirdi.
IMF Türkiye Masası Şefi Juha Kohkonen ise görüşmeyle ilgili herhangi bir açıklamada bulunmadı.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Ramazan| Arşiv Bilişim| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |