AGSP sorunu ile iyice ortaya çıkan NATO içindeki ayrışmada ülkeler kendi adına güç dengeleri oluşturmaya çalışırken bunda en büyük rolü ülkelerin ekonomik yapıları oluştuşturuyor. ABD ve İngiltere ekonomilerinin son zamanlarda açık vermesine karşın Almanya ve Fransa ekonomilerinin son yıllarda artıya geçmesine dikkat çekiliyor. Devler arasında yaşanan bu güç dengesinin özellikle enerji yatakları açısından zengin Önasya ve Ortadoğu'da oluşması, bu bölgenin yeni gelişmelere gebe olduğu kanısını güçlendiriyor.

Almanya güçleniyor

İkinci Dünya Savaşı sonrasında dünya siyasetinde pasif rol üstlenen Almanya'nın Doğu Almanya ile birleşmesinden sonra bölge siyasetinde söz sahibi olması dikkat çekiliyor. Stratejistler Almanya'nın mali açıdan güçlü duruma geldiği belirtilerek ülke ekonomisinin son iki yıldır yaşanan krize rağmen olumlu sinyaller verdiğine işaret ediyor. İki Almanya'nın birleşmesinden sonra büyük Almanya rüyasının egemen bir güç olduğuna işaret ediliyor. Almanya'nın dünya siyasetinde yer alması ile ilgili istekleri ise şu şekilde belirtiliyor: "Güvenlik Konseyi'nde daimi yer alma isteğini her fırsatta dile getiriyor. Yugoslavya'nın parçalanmasında ve zamanlamada öncü rol oynadı. Maastricht ile Avrupa Birleşik Devletleri'ne giden yolu açtı. Bundesbank'ın tek bir cümlesi İngiliz Poundu'nun değer kaybetmesine yol açabiliyor. Benelux ülkeleri, Danimarka, İsveç, Finlandiya, ve Avusturya mali bağımsızlıklarını Almanya'ya terketmiş durumdalar."

Cem: Yazılı garanti aldık

Dışişleri Bakanı İsmail Cem, Avrupa Güvenliği ve Savunma Politikası (AGSP) konusunda, İngiltere ile yapılan ikili anlaşmanın bir mektuptan ibaret olmadığını, Türkiye'nin her konuda yazılı garanti aldığını söyledi. Bir grup DSP milletvekili ile Meclis kulisinde sohbet eden Dışişleri Bakanı İsmail Cem, Türkiye'nin NATO imkanlarının Avrupa Ordusu tarafından kullanılması konusuna uzun bir mücadele verdiğini hatırlatarak, İngiltere Başbakanı Tonny Blair tarafından Başbakan Bülentt Ecevit'e gönderilen mektubun Türkiye'nin bu konudaki mücadelesinin yavaş yavaş AB tarafından algılandığını ortaya koyduğunu söyledi. Türkiye'nin öteden beri AB Ordusu'nun Yunanistan ile Türkiye arasındaki sorunlarda kullanılmamasını ve Türkiye'nin ilgi alanı içinde yer alan Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu'da ise Türkiye'nin karar mekanizmalarında söz sahibi olmasını savunduğunu belirten Cem, "Türkiye, bu anlaşmadan istediğini aldı. Kimsenin kuşkusu olmasın. Her türlü yazılı garantiyi aldıktan sonra bu anlaşmayı imzaladık. Bizim taleplerimiz büyük oranda bu anlaşmada yer aldı. Ancak anlaşmanın içeriğini açıklamak istemiyoruz. Çünkü AB üyesi ülkelerin ve özellikle Yunanistan'ın bu konudaki tavrını beklemek gerekiyor. Türkiye'yi sıkıntıya sokacak hiçbir hükmü anlaşmaya koymadık" dedi. Bakan Cem, 10 Aralık'ta AB üyesi ülkelerin Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin Türkiye ile İngiltere arasında imzalanan anlaşmayı ele alacaklarını belirterek, İngiltere ile varılan uzlaşmanın bu toplantıda da büyük oranda kabul göreceğini söyledi.