T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Mahçupyan'ın demokratik cüreti cezalandırılıyor!

Başlangıçta, Türk medyasının geleneksel kurcalama merakına veriyorduk ya, gün geçtikçe işin rengi değişiyor.

"Salkım Hanım'ın Taneleri" filminin senaristi Etyen Mahçupyan, "Sinagogda çekim izni alamadığımız için, senaryodaki Yahudi karakterlerini Ermeni'ye dönüştürdük" deyince, Mehmet Yakup Yılmaz'ın yönetimindeki Milliyet gazetesi devreye girdi ve yüzyılın gazetecilik olayını gerçekleştirdi:

"Çekim için Yahudi cemaatine herhangi bir başvuru yapılmamış..."

Hahambaşı'nı bulup konuşmuşlar.

Hahambaşı da, görünüşte, Mahçupyan'ı suçluyor.

Tam olarak ne dediğini bilmiyoruz ama, muhtemelen "yazılı başvuru" olmadığını (sözlü başvuru yapılmış olabileceğini ve red kararı çıktığını) söylemiştir.

Gelgelelim, Milliyet'in haberinden bunları öğrenmek mümkün değil.

Bunun böyle olmadığını nereden biliyoruz?

İshak Alaton'dan.

Alaton önceki gün yaptığı açıklamada "aynen" şöyle dedi:

"Salkım Hanım'ın Taneleri filminin yönetmeni Tomris Giritlioğlu bana geldi, sinagogda çekim izni için aracı olmamı istedi. Ben de cemaatle temas ettim ve onların cevaplarından anladım ki bu işe çok sıcak bakmıyorlar."

Hayır, bu açıklama Milliyet'i kesmemiş.

"Hem mahçup, hem belgesi yok" başlıklı haberinde, Hahambaşı'nın "Film için bize başvurulmadı" açıklamasının Etyen'i üzdüğünü, ortaya "yazılı bir başvuru belgesi" koyamadığı için de çıkış yolu aradığını ve "Karşımızdaki devlet mi ki resmi bir başvuru yapalım" diyerek kendisini savunmaya çalıştığını yazıyor.

Maksat ne, anlamak mümkün değil.

Yoksa, Mahçupyan'ın, 28 Şubat sürecindeki demokratik cüreti mi cezalandırılıyor, gecikmeli de olsa?

"Yahudi karakterlerini Ermeni'ye dönüştürmek" suç mudur?

Varlık Vergisi uygulamasının sonuçlarını değiştirmeye/ortadan kaldırmaya dönük bir manipülasyon olsaydı, belki "suç"tan sözedebilirdik.

Ama konu (adaptasyon suçu) Mehmet Yakup Yılmaz gibileri değil, daha çok edebiyat eleştirmenlerini ilgilendiriyor.

Peki MHP'li Ahmet Çakar'a ne buyurulur?

"Senarist Mahçupyan'ın ruhundaki gizli Türk düşmanlığını dışa yansıttığını" belirten Çakar, hem Karakoyunlu'nun, hem de Mahçupyan'ın suçüstü yakalandıklarını söylüyor.

Ama bu gizli Türk düşmanı, ne hikmetse, Türkçe konuşuyor, Türkçe yazıyor, Türk kültür hayatına Türk dilinin inceliklerini yansıtan kitaplar kazandırıyor ve elan Türkler tarafından çıkarılan bir gazetede Türkçe makaleler kaleme alıyor.

Tartışmaya neden olan senaryoyu da, bir Türk romancısının, yine Türkçe yazılmış "Salkım Hanım'ın Taneleri"nden uyarlamış.

Gizli bir Türk düşmanı (!) olarak Mahçupyan'ın, Türk diline, Türk kültürüne Ahmet Çakar'dan ve kimi MHP'lilerden daha fazla katkıda bulunduğu, daha yararlı olduğu ortada...


1 Kasım 2001
Pazartesi
 
MEHMET E. YAVUZ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED