T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Yoldan güzel geçmek

Bir kral halkı için geniş bir yol yaptırmaya karar verdi. Yapımı tamamlanan yolu halka açmadan önce, bir yarışma düzenlemeye karar verdi. İsteyen bu yarışmaya katılabilecekti. Kral, 'yoldan en güzel geçecek kişi'yi belirleyeceğini de ilan etti.

Yarışma günü, insanlar akın ettiler. Bazıları en güzel arabalarını, bazıları en güzel elbiselerini getirmişti: Kadınlardan kimileri saçlarını en güzel biçimde yaptırmıştı, kimi de yanlarında en güzel yiyecekleri getirmişti.

Gençlerden bazıları spor kıyafetler içinde yol boyunca koşmaya hazırlanıyordu.

Nihayet, tüm gün insanlar yoldan geçtiler, fakat yolu kat edip tekrar Kral'ın yanına döndüklerine hepsi aynı şikayette bulundu: Yolun bir yerinde büyükçe bir taş ve moloz yığını vardı ve bu moloz yığını yolculuğu zorlaştırıyordu.

Günün sonunda yalnız bir yolcu da bitiş çizgisine yorgun argın ulaştı.

Üstü başı toz toprak içindeydi, ama krala büyük bir saygıyla yönelerek elindeki altın kesesini uzattı:

"Yolculuğum sırasında, yolu tıkayan taş ve moloz yığınını kaldırmak için durmuştum. Bu altın kesesini onun altında buldum. Bu altınlar size ait olmalı..."

Kral gülümseyerek cevap verdi:

"O altınlar sana ait delikanlı."

"Hayır, benim değil. Benim hiçbir zaman o kadar çok param olmadı."

"Evet" dedi kral. "Sen bu altınları kazandın, zira yarışmanın galibi sensin.

Yoldan en güzel geçen kişi sensin. Çünkü, yoldan en güzel geçen kişi, ardından gelenler için yoldaki engelleri kaldıran kişidir!"

***

Yolda, yolunuzda ilerlerken acaba engelleri çoğaltıyor muyuz geridekilere, arkadan gelen kardeşlere, yoksa bizler mi açıyoruz yolu onlara?

Kurtarıyor muyuz onları engellerden?

Ne dersiniz, hâlâ yoldayken yapabileceklerimiz var mı, düzeltip kenara iteceklerimiz ve bunun için sesimizi çıkarmayacağımız, gücenmeyeceğimiz taşlar, molozlar, angarya gibi duran işler var mı bir yerlerde, hep beraber bakalım mı?

Efe Özler/Cambaz

Anlaşılması biraz zaman alacak

Tallandthin Web Destek firması, üyelerine internet üzerinden gönderdiği notta "Sizlerden gelen, istenmedik reklam ve virüs mesajlarına dair yoğun şikayetler üzerine eposta sistemimizi yeniden inşa etmek, gereken filtreleri ve yeni güvenlik kontrollerini kurmak istedik" dedikten sonra, önemli bir noktaya işaret ediyor:

"Umuyoruz eposta yoluyla insanları rahatsız etme trendi, azalarak devam edecek ve birgün en az telefon kadar özel ve mahrem olduğu anlaşılacaktır."

Ah bir anlaşılsa!..

Dostunuzu sık sık ziyaret ediniz, çünkü üzerinde yürünmeyen yollar diken ve çalılarla kaplıdır.

Hint atasözü

Haberiniz olsun

Önümüzdeki cumartesi (8 Aralık) Sultanahmet Camii'ndeki kitap fuarında, saat 14.00-16.00 arasında Suavi Kemal Yazgıç, İbrahim Tenekeci, İsmail Kılıçarslan, Hüseyin Akın ve Levent Dalar, Birey Yayıncılık standında kitaplarını imzalayacak.

Şimdiden not edin.

Teftiş

İmam Hatip Lisesi'nde teftiş yapan müfettiş bir sınıfa girer.

Ders Kur'an-ı Kerim'dir.

Bir öğrenciyi kaldırarak ismini sorar.

Öğrenci:

"Fatih" diye cevap verir. Müfettiş: "Peki öyleyse yavrum Fatiha suresini oku bakalım.."

Çocuk sureyi okur.

Sıra başka bir öğrenciye gelmiştir.

"İsmin ne çocuğum?"

Çocuk cevap verir:

"Yasin ama arkadaşlar kısaca 'Kevser' derler."


6 Aralık 2001
Perşembe
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED