T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Siyaset yapmanın doğasına dâir

Din ve siyaset ilişkileri üzerine söylenenlerin ve yapılanların ne idüğünü anlamaya çalışanların işi -üstelik her zaman için- fevkalâde güç olmuştur. Gerçekten de güçtür; zira bir yanda din'in güncele yenik düşürülmemesi lâzım gelen ilke ve buyrukları vardır, diğer yanda da güncelin/gündemin günübirlik ihtiyaçlarından kaynaklanan istek ve baskılar sözkonusudur. Din'in icablarının gerektirdiği siyaset anlayışı, o din'in siyasî tecrübesi ve siyaset geleneği, daha da önemlisi mensuplarında hâsıl ettiği siyasî alışkanlıklar ile bu alışkanlıklarca üretilmiş bulunan siyasî jargon, güncelin/gündemin hemen her zaman cazip ve parlak görünen taleplerince törpülenmek, terbiye edilmek ve ister istemez bir noktadan sonra tasfiyeye uğratılıp safdışı bırakılmak "ihtimaliyle" -bazen de "zorunluluğuyla"- karşılaşır.

Bu esasen oyunun içinde olacaklar için "ihtimal"dir; oyuna dahil olanlar içinse "zorunluk"... İhtimalleri önemsememek siyaset mübtedîlerinin şânındandır; bir kere oyuna katıldıktan sonra ihtimallerin nasıl da reddedilmemesi icab eden büyük "zorunluluklar" olduklarını onlar da anlarlar. Ne çare ki 'anlamak' demek, herşeyden evvel zorunlulukların gereğini yapmak demektir. Başka bir deyişle 'anlamak' demek, acilen güncelin/gündemin taleplerini hazmedebilecek esnekliği göstermek ve bu esneklik bir kere gösterilebildikten sonra 'ilke' gibi, 'buyruk' gibi reel siyaset için birer lüks ya da konfor değeri taşıyan kavramları oyunun gerçekliğini anlamış olmanın verdiği güvenle reddetmek demektir.

Pazara düşen her parlak ma'mûle rağbet edenleri bir kenara bırakarak söyleyecek olursak -ki bu takdirde o 'kenar' da kenar olmaktan çıkar, uçsuz-bucaksız koca bir sahil haline gelir a!- bu, siyasetin doğası gereğidir. Çünkü herkes bilir ki siyaset cüz'î olanı önemsemeyi, cüz'iyyâta istinaden iş görmeyi gerektiren sanatlardandır.

Gençler siyaset sanatını bilmezler; zira siyaset ilmini bilmezler. Bir şeyin bilgisi varolmadıkta -pek tabii ki sanat haline, meleke haline getirilecek bilgi ortada olmadığından- onun sanatkâr erbâbı da varolamaz! Gençlerin radikal zeminlerde siyaset yapmayı tercih etmelerinin en önemli nedenlerinden biri de budur! Evet, gençlerin radikal görüşlere sahip olmaktan hoşlanmalarının en önemli nedeni budur! Onlar muhafaza etmek yerine değiştirmeyi, dönüştürmeyi arzularlar. Bakışları geriye değil, hep ileriyedir. Geçmişle değil gelecekle ilgilenirler; geçmişi değil, geleceği konuşurlar. Geleceğin parlaklığı onların gözünde 'şimdi'yi silikleştirir, önemsizleştirir, 'şimdi'yi onların nazarında ilginin ve bilginin konusu olmaktan çıkarır.

Gençlerin geçmişi olmaz ki! Neyi, niçin muhafaza etsinler?!? Muhafaza edebilecekleri bir geçmişleri olmadığı için, gençler de ister istemez pekâlâ elde edebilecekleri bir gelecek üzerine konuşmayı yeğlerler ve geçmişi konuşmayı -hem de memnuniyetle- yaşlılara bırakırlar.

Lâkin siyaset ilminden ve dolayısıyla siyaset sanatından bu yaşlarda mahrum oluşun elbette muhakkak ödenmesi icab eden bir faturası vardır: Zorunlulukları birer ihtimal seviyesinde algılamak! Çünkü zorunluluklar ancak birer ihtimal olarak algılandığı zaman onların değiştirilebileceğine inanmak kolaylaşır!

Bu nedenle gençlerin önüne her hâlukârda değiştirebileceklerine inanabilecekleri siyasî hedefler konur. Nasıl olsa büyüdüklerinde çıplak gerçeği görecekler ve yola devam etmeye karar verdikleri takdirde de artık ihtimaller seviyesinde değil, zorunluluklar seviyesinde siyaset yapmanın gerektirdiği vasıfları (!) edineceklerdir! Dolayısıyla genç ve tecrübesiz iken 'palavra' sıkmayı siyaset yapmak sananları anlayabiliyorum; zira hiç değilse onların kendilerine mahsûs masum gerekçeleri (!) olduğunu biliyorum. Fakat bir kere cahillik ve tecrübesizlik ortadan kalmış iken hâlâ palavra sıkmayı sürdürenler var ya, işte onları anlamakta çok zorlanıyorum.

Yukarıda bu işleri anlamanın ne denli güç olduğuna işaret ederken kasdettiğim biraz da buydu!


7 Eylül 2001
Cuma
 
DÜCANE CÜNDİOĞLU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED