T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Krizin patladığı sabah

Krizin ilk günlerini, bankacıların çoğu sıkıntılı geçirdi.

Özellikle genel merkezlerdeki üst düzey yetkilileri, çaylı kahveli uykusuz geceler yaşadı.

Umum müdürlük ya da genel merkez denen üslerde, ana bilgisayarın ekranları başında sabahladılar.

Şubelerde ise ayrı bir hareketlilik vardı.

Dövizin birden bire yükseldiği zaman, bazı şubelerde uyanık memurlar, şefler, müdürler, hatırlı müşterilerinin hesaplarında oynamalar yaptı.

Türk Lirası üzerinden olan hesaplar, döviz artışı işleme sokulmadan birkaç dakika önce dolara marka çevrildi.

İsmi bizde gizli olan bir bankanın, ismi bizde gizli kalması gereken bir üst düzey yetkilisinin anlattığına göre, ana bilgisayar başında bekleyenler bütün yurt sathındaki hesap oynamalarını anında görmüş ve müdahale etmişler.

Dövizin eski fiyatı üzerinden çevrilen hesaplardaki işlemleri iptal ederek, bu şekilde bankayı değil de müşterisini kayıran ve bankasını zarara sokan memurları, şefleri, müdürleri tek tek tespit etmişler.

Sonuçta hepsinin işine son vermişler.

Ava giden avlanmış kısacası.

O bankacılardan bazıları, belki de müşterisine haber bile vermeden ertesi gün hatta aynı gün hesabı tekrar TL'ye çevirecek ve aradaki yüksek kazancı kendi cebine atacaktı.

Şimdi o bankacıların şu şarkıyı söylediği rivayet ediliyor:

"Gitmek mi zor, kalmak mı zor

O sabahı sen bana sor..."

Sencesi bencesi

Derviş, ATO'yu ziyaretinde 'müthiş' bir açıklama yaptı:

"Bence kriz atlatıldı..."

Hoş adam bizim Derviş.

Gayretli, iyi niyetli.

Kimse çıkıp da gayretsiz ve kötü niyetli olduğunu söyleyemez, Allah için...

Ne var ki 'ekonomik kriz' denen nane, iyi niyet falan dinlemiyor.

Zamlar devam ediyor, yüksek işsizlik devam ediyor...

Hem, lütfen söyler misin iki gözüm, kriz atlatmanın "sencesi" ya da "bencesi" olabilir mi?

Cinayetler, sanıklar, tanıklar ve yalan yanlış ifadelerle dolu gündemle meşgul durumdayken, kısacası şu hengâmede krizi atlattık da haberimiz mi olmadı?

Güneşe akın var da kalan biz miyiz?

DEMEK Kİ ATO'YU DEĞİL DE APO'YU ZİYARETE GİTSE, "BENCE KÜRT SORUNU HALLEDİLDİ" DİYECEK.

Hutbe konuları

Laik memleketimizin camilerinde din ekonomiye alet edilerek, TL için Cuma hutbesi okundu.

Ardından kaçak elektrik kullanımı için de aynı şey yapılacak.

Cuma hutbelerini ayarlayanlara çeşitli hutbe konuları çıkaralım dedik. Kolaylık olsun adamlara...

- Gelin kaynana anlaşmazlığı için Cuma hutbesi.

- Çocukları ilköğretime kaydettirirken 'haraç' verme konusunda Cuma hutbesi.

- Dakikada bir yapılan zamlara direnebilmek için Cuma hutbesi.

- Sabit ücret adı altında yapılan soyguna ses çıkarmamak için Cuma hutbesi

- Batık bankalar niye battı, birileri onları niye kurtarıyor diye sormamak için Cuma hutbesi.

- Emekli kuyruğunda ölenler üzerine Cuma hutbesi.

- 'Herkesin bir vergi numarası olsun da ne olursa olsun' konusunda Cuma hutbesi.

- Yolsuzlukları, vurgunları film seyreder gibi seyretmek için Cuma hutbesi.

- Tv'lerin 'seni yayına çıkaralım' saldırılarından kurtulmak için Cuma hutbesi.

- Bağa gel bostana gel Cuma hutbesi... (Karga)

Eğitim manzaraları

Memleketin eğitim manzarasını gösteren bir fotoğraf geçti elimize. Biz okurken utandık. Bakınız fotoğrafa:

* GSMH'den eğitime ayrılan pay yüzde 2.2. Kongo Cumhuriyeti bizden daha çok pay ayırıyor.

* Yunanistan'da kişi başına düşen yıllık eğitim harcaması 234 dolarken bizde 76 dolar!..

* Sınıfların kalabalığına yıllardan beri bir çözüm getiren yok.

* 2001 yılında 500 okul kapalıydı.

"Nüfus artışını durdurmak için iki çocuğu olan ailelerde erkekleri kısırlaştıralım."
Mail Büyükerman


7 Eylül 2001
Cuma
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED