Düğme'li gazeteler ve Yeni Şafak

Türkiye, 'Kasırga Operasyonu'yla ilgili gerçekleri, operasyonun kapsadığı ve kapsayamadığı alanları, yeğen, amca, kayınvalide ve medya patronlarının 'bağlantı noktaları'nı en açık ve en anlaşılır şekliyle Yeni Şafak'tan izledi. İzlemeye de devam ediyor.

Ülkemizde, medyanın düğmesine/düğmelerine nasıl basıldığının çarpıcı bir örneği olan, bu yönüyle medya-iktidar ilişkileri tarihinde yerini şimdiden alan 'Andıç' olayı da, Yeni Şafak'la günyüzüne çıkmıştı.

Yeni Şafak'ın, gerçekleri izlemede okurlarına ve kamuoyuna sunduğu avantaj, bu olaylarla sınırlı değil.

Eski bakanların cezaevine girmesine yol açan ve öyle anlaşılıyor ki Ecevit Hükümeti'ni ciddi bir biçimde 'huzursuz' eden 'Beyaz Enerji Operasyonu' da Yeni Şafak'ın Türkiye'de olanları izleme konusunda sağladığı 'avantaj'ı belgeliyor.

Yeni Şafak okurları, Beyaz Enerji Operasyonu'nda gündeme gelen yolsuzluk iddialarının hemen hepsinden haberdardır.

Düğmeden önce düğmeden sonra

Çünkü Yeni Şafak, başka gazetelerin ancak 'düğmeye basıldıktan sonra' verebildikleri haberleri, 'sahte enerji krizleri'nin ardındaki gerçekleri, ihalelerdeki usulsüzlükleri, Türkiye'nin enerji ihtiyacını karşılama politikasındaki gariplikleri bir yıl, iki yıl önce manşetlerine taşımıştır.

Yeni Şafak okurları, 'Mavi Akım'da, yine bazı gazetelerin ancak bugünlerde tartışabildiği iddiaları, sözgelimi, Karadeniz'in dibinden gidecek boru hattının kullanışsızlığını, altyapı işlerinin ihalesiz olarak verilişini, Başbakan Ecevit'in Rusya ziyaretinde Putin'i 'sorun çıkarmadan' dinlediği, Türk delegasyonundaki bazı milletvekillerinin Rusya'daki bazı önemli buluşmalara katılamadığı günlerde, ayrıntılarıyla okumuşlardır.

Çünkü Yeni Şafak, bu ülkeye zarar veren gelişmeleri, bu ülkeye zarar veren kimseleri, millete göstermek için, birilerinin düğmeye basmasını beklemez.

Enerji yolsuzlukları ile ilgili dosya ve raporların zamanında işleme konulup konulmadığını merak edenler, Yeni Şafak'ın bir yıl, iki yıl önceki nüshalarını inceleyerek bir kanaate varabilirler.

28 Şubat tartışmaları

28 Şubat'tan 4 yıl sonra, 28 Şubat'ın darbe olup olmadığı tartışılıyor. Tartışanlar arasında, 28 Şubat sürecinde 'istihdam edilen' yazarlar, gazeteciler de var.

Ve artık, 28 Şubat'ın baş aktörleri de, 28 Şubat için 'darbe' nitelemesini kullanmakta bir sakınca görmüyor.

28 Şubat için 'darbe' nitelemesi kullanıldığında, 28 Şubat'ı takip eden hükümetleri nasıl adlandırmak gerektiğini görmek isteyenlere de Yeni Şafak'ın eski sayılarını incelemelerini tavsiye ediyoruz.

Cengiz Çandar ve 'Postmodern darbe'

28 Şubat müdahalesi basında ilk kez Cengiz Çandar'ın köşesinde 'Postmodern darbe' diye adlandırıldı.

Türk basınında 28 Şubat'ı doğru teşhis eden ya da yaptığı teşhisi 'yazabilen' çok az yazar vardı. Cengiz Çandar, yaptığı adlandırmayla bir bakıma 28 Şubat'ın 'isim babası' oldu.

Aynı süreç, kendisini 'teşhis eden' ismi 'yıpratmayı' planladı, ancak başaramadı.

28 Şubat'a bağlı olarak medyadaki tektipleşme ve tekkutuplulaşma süreçleri de hızlandı.

Cengiz Çandar'ın Yeni Şafak'a gelişi, bir anlamda, medya kartelindeki şiddetli 'daralma'nın kartel dışına bir 'açılım' olarak yansımasıydı.

Cengiz Çandar'a yeniden 'Hoşgeldin' diyoruz.

Yeni bir sürpriz

Yeni Şafak, bu hafta bir 'ilk'e daha imza atıyor. Çok kritik dönemlerde, MİT'te çok önemli noktalarda görev yapan Mahir Kaynak, 'Ben bir ajandım' başlığı altında 12 Mart'ı, 12 Eylül'ü bugüne kadar basına yansımayan bir çok yönüyle Yeni Şafak için yazıyor. Çarşamba gününden itibaren, 9. sayfamızda ilgiyle ve heyecanla izleyeceğinizi ümid ediyoruz.

Anketlerin dili

Anketlerin anahtarı elinizdeyse, onlara istediğinizi söyletebilirsiniz. Yine de, toplumun nabzını tutmak, insanların ne düşündüğü hakkında bir fikir edinmek için en iyi 'araçlar' anketlerdir.

Son günlerde, bazı gazetelerde de haber konusu olan 'Nokta 2000' anketinde, Yeni Şafak, Türk basınındaki bir çok gazeteyi geride bırakarak zirvedeki ilk üç gazete arasına girdi.

Anketin 'anahtarı' Yeni Şafak'ta olmadığına göre, 'türk.net'in web sitesinde gerçekleşen bu sonucu, Yeni Şafak'ın 'başarı' ve 'kalite'sini teyid eden bir gösterge olarak değerlendirebiliriz.