Türkiye'nin birikimi... | ||
|
İstanbul Ticaret Odası (İSO) Başkanı Mehmet Yıldırım, bugün Türkiye'nin en büyük sorununun kötü yönetim olduğunu belirterek, "Ülkeyi iyi yönetemeyen hükümet, halka eziyet ediyor. Türkiye'nin imkan ve kaynaklarını harekete geçiremeyenler halka fukaralık çektiriyor"dedi. Türkiye'nin kaynak ve imkanlarının akıllıca kullanılması halinde, bugün 3 bin doların altında olan fert başına düşen milli gelirin, 10 bin doların üzerine çıkacağını kaydeden Yıldırım, ancak hükümetin Türkiye'nin refah seviyesini artıracak projeler üretmekten aciz olduğunu kaydetti. Hükümetin ülkeyi "Milli Piyango'dan para çıksın, o zaman düşünürüz" zihniyeti ile idare etmeye çalıştığını vurgulayan Yıldırım şunları söyledi: "Günü gün etme zihniyetiyle ülke yönetilmez. Türkiye kendine hedefler koymalı. Türkiye kendine yol çizmeli. Sadece güvenoyu alırken hazırlanan hükümet programıyla, bir yere varılamaz. Türkiye'nin hâlâ bir tarım politikası yok. Bugün hâlâ çiftçinin ürettiği tütünü yakıyor, çayı denize döküyorsun. Dünyada şekerin tonu 180 dolarken, Türkiye de 750 dolar. Hayvancılık bitmiş. Sınırlar böyle korunamaz. Böyle olunca, bugün Buffalo, yarın da Kanguru'yla uğraşmak zorunda kalırsınız"
Operasyonlar özel sektörü aşamadıYıldırım, Türkiye'nin liberal ekonominin şartlarını yerine getirmekte gecikip, devletin birokratlarıyla, siyasiler arasında varolan çekişmenin sürmesi halinde, ülkenin çete ve operasyonlardan kurtulmasının mümkün olmayacağını söyledi. Devletin 2000 yılında başlattığı operasyonların, özel sektörün ötesine geçemediğini kaydeden Mehmet Yıldırım, oysa yaşanan suistimallerin siyasi kısmının yanında, bürokrat kısmının da bulunduğunu kaydetti. Siyasilere uzanmayan operasyonlardan netice beklenemeyeceği gibi, hükümetin inandırılıcılığını da yansıtmış olamayacağını işaret eden Yıldırım, "2000 yılında gördük ki, siyasiler ve bürokratlar kendilerini aklamak için özel sektörü suçlama yoluna gittiler. 2001 yılında da aynı hükümetin siyasi ve bürokrasi kadroları, bu taktiği devam ettireceklerdir" diye konuştu.
Sözümün arkasındayımYıldırım, daha önce söylemiş olduğu MGK'nın göreve çağrılması yönündeki sözünün arkasında olduğunu söyledi. Kendisinin, Anayasa'nın dışında hiçbir şey talep etmediğini hatırlatan Yıldırım, 57 hükümetin siyasi risk almakta kaçındığı için başarılı olamadığını açıklayarak şöyle konuştu: "Koalisyon hükümeti dahi olsa, siyasilerin birçok şeyi gerçekleştiremedikleri için yapılacak birkaç yol kalıyor. Birinci yol milli bir koalisyon hükümeti kurulması. İkinci yol, mevcut parlamenter sistem içinde, MGK da devreye sokularak bu reformların gerçekleştirilmesi lazım. Aksi takdirde, ülkede hiçbir ekonomik program başarılı olamaz. Benim söylediğim MGK sözünden bazıları gocunuyor. Eğer onların yürekleri yetiyorsa, MGK sözünü Anayasa'dan çıkarsınlar. Ben Anayasa dışı bir kurumu değil, Anayasa'da olan bir kurumu göreve çağırıyorum. 57. hükümetin bu işi başaramayacağına inandığım için MGK'yı göreve çağırıyorum". Bazı kesimlerin "Hükümetin alternatifi yok" sözüne katılmadığını da vurgulayan Yıldırım, hükümetin başarılı olamaması halinde erken seçime gidilmesinin doğru olacağını kaydetti.
AB'yi en çok asker istiyorİTO Başkanı Mehmet Yıldırım, Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın "Asker AB'yi istemiyor" sözüne katılmadığını, aksine AB'yi en çok isteyen ve destekleyen kurumların başında ordunun geldiğini söyledi. Yıldırım, hükümetler ülkeyi yönetmekte başarısız oldukları sürece, Genelkurmay'ın devreye gireceğini vurgulayarak, "Bu Genelkurmay'ın sorunu değil, hükümetlerin sorunudur. Ülkenin iyi yönetildiği dönemlerde Genelkurmay hiç ortaya çıkmaz. Ne zaman ülkenin yönetiminde sorunlar gözleniyor, o zaman asker gündeme geliyor. Ben bunu da demokratik buluyorum. Türkiye'nin sorunları sokakta kalmaz, birileri bunu temizler" diye konuştu.
Şok açıklamalar:
|
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|