TBB tarafından Ankara Sheraton Oteli salonlarında düzenlenen ve beş gün aralıksız süren "Uluslararası Anayasa Hukuk Kurultayı"nda toplumun bütün kesimlerinin görüşü yansıtılamadı.

1982 Anayasası'na yönelik tepkilerin en had safhaya ulaştığı ve çok sayıda alternatif anayasa taslaklarının TBMM'ye sunulduğu bu dönemde, ilk kez uluslararası nitelikte böylesine bir kurultay düzenlenmesine karşın, kurultayın organizasyonundan kaynaklanan birtakım eksiklikler dikkat çekti.

Görüşler 'tek tip'

Kurultayın, en büyük eksikliklerinden birincisi, toplumun bütün kesimlerinin Anayasa değişikliği konusunda yansıtılmasına imkan verilmemesiydi. Her ne kadar da konuşmacı ve bildiri sunan bilimadamı sayısının fazlalığı görüldüyse de, dile getirilen görüşlerin tümünde bir paralellik gözlendi. Kurultay süresince konuşma fırsatı verilen hemen hemen tüm insanların, aynı "bakış açısı"na sahip olduğu görüldü.

Oturumlar sonundaki "soru-cevap" bölümünde izleyiciler, kurultayda yaşanan bu eksikliği dile getirirken, "neden toplumun bütün kesimlerini temsil eden insanların kurultaya davet edilmediğini" sordular, ancak cevap alamadılar.

Selçuk ve Savaş konuşmadı

Kurultayın son gününde TBMM'de grubu bulunan partiler ile Meclis dışındaki CHP ve HADEP temsilcilerine konuşma imkanı sağlandıysa da, kimse tatmin olmadı. İzleyiciler, kamuoyunda "Anayasa" tartışmasını başlatan Yargıtay Başkanı Sami Selçuk ile siyasi partilerin kapatılması için Anayasa Mahkemesi'ne dava açan Başsavcı Vural Savaş'ın da kurultayda konuşmacı olarak yer almamasına bir anlam veremediler.

Siyasiler aynı fikirde ama...

Kurultaya gerek konuşmacı olarak katılan gerekse bildiri sunan herkes 1982 Anayasası'na son derece tepkiliydi ve bu Anayasa'nın bir an önce değişmesi gerektiğini dile getirdiler. Tartışmalar genelde "Bu Anayasa tümden mi, yoksa kısım kısım mı değişsin" ekseninde odaklandı. Kurultaya son gün katılan ve görüşlerini dile getiren siyasi parti mensuplarının da, Anayasa değişikliği konusunda tıpa tıp aynı görüşü paylaştıkları halde, "şimdiye kadar neden TBMM'de uzlaşma sağlayıp da bu Anayasa'yı değiştiremedikleri" sorusu akla geldi.

Kurultayda, görüş belirten akademisyenler de daha çok işin kuramsal ve teknik kısmına ağırlık vererek görüşlerini sundular.