T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
İnançlar ve hedefler...

İki bin yıldan fazla bir zaman... Bir kavim, "arz-ı mev'ud" diye nitelenen "kutsal yurd" için savaştı ve xx. yüzyılın başından itibaren yerleşik, "İsrail"i kurdu... Filistin toprağı, artık "Araplar" için bir sığınma yeri olarak kaldı.

"Jérusalem, seni asla unutmayacağım" diye diye nesilden nesile bugüne geldiler ve üç semavî dinin merkezi olan "Kudüs" yerle bir edildi.

Siyasallaşan "Militarizm" artık, Müslümanlar kadar Hristiyanlar da, "Romalı Gladyatör"lerin "Hunhar" tavrına tanık oldu.

İstediği kadar, Dahiliye Nazırı Talat Paşa'nın tamimi yayılıp "Arz-ı Filistin"de yankılanmış olsun:

"Arz-ı Filistin yad olunan bütün Kudus livası ve Beyrut vilayetinin güneyi Lübnan hududu ile muhat/kuşatılmış Sayda, Sûr ve Merciiyyun merkez kazaları ile Akkâ ve Nablus livaları dahilinde yerli ve ecnebi istisnasız bütün Musevilerin bu tarihe kadar resmen uhdelerinde bulunan emlâk ve araziden başka, bundan sonra emlak ve arazi tedarik ve iştira etmeleri/satın almaları idareten men edilmiş olduğu..." (29 Mart 1331/1915) beyan edilmiş olsun!.. (Bkz: Türkiye'de Din Kavgası, Sh: 35, İst. 1973)

Otuz yıl içinde;

"La Golonisation moderne de la Palistine se poursuit sous les Armes" sürüp gitti...

Ve Araplar, yarım asırdır, bu "gerçeği" tanımadan, "ya lelli" ile avunup geldiler.

Şimdi, olay, sadece, Araplar'ı ilgilendirmiyor!..

Bütün semavi dinlerin saliklerini içten içe düşündüren bir noktaya geldi!..

Bunun bu noktaya gelmesini anlamak ve ana nedenlerini çözmek için de, şu eserleri irdelemek gerekir:

-Le Sionisme, İ. Sciaky; İstanbul/L.Babok ve M-mu Matbaası, Galata Sen Piyer Han-1934.

-Un Peuple Renait/La Pamestine Juive D'Aujourd'hi, Joseph Fisher, Paris-1939.

-La Voix de Jérusalem, İsrael Zangwill; Paris-1926.

-La Marche du Sionisme, İsrael Cohen; Jérusalem-1945.

-La Canacité D'Absorption de la Palestine, Z.Abramovitch; Tel-Aviv-1949.

-Juifs au Combat, Jacques Lazarus (Chef du Groupe Parisien de L'Organisation Juive de Combat), Paris-1947.

Bunlarla yetinilmezse, 24/5/2000'de İkiz Kuleler'in altındaki kitabevinden 29 $ (dolara) satın aldığım, Kamil J.Asalı'nin "Jerusalem in History" adlı eserine de bakabilirler ki, Ortadoğu'da, eğer bir huzur ve barış ortamı olacaksa, bunun, üç büyük semavî dinin saliklerinin bir ve beraber yaşayacakları bir "dinler arası diyalog ve ibadethanelerde saygılı ibadet" gibi bir konsensüs sağlanmasından geçer!..

Herkesin bir vatanı var ve doğduğu topraklarda, su ve havayı soluyacak yerde, kan ve gözyaşında boğulması için, zemin oluşturanların susturulması gerekir!..

Yahudiler, nasıl ki, "Jérusalem"i unutmadılar, acaba, Müslümanlar da "Beytü'l-Makdis"i terkle, yeni bir "sürgün"e mi kendilerini hazırlamak durumunda kalacaklardır?

Amma görüyoruz ki, Arafat için hiç de öyle değil!..

Ata toprağı, "Filistin"de "şehit" olmayı yeğlemektedir ki, bundan sonra, o topraklar, çok büyük felaket ve katliamlara maruz kalacağının işaretleri, anasız-babasız kalan çocukların feryatları ile tescil edilmiştir!

Bugün, Filistinliler'in içinde bulunduğu durum, tıpkı, işgal altındaki İstanbul'da, gene bir şair, "İstanbul'un fethi"ni müjdeleyen ve direncini gösteren, "Sekiz yüz elli yedi" (1453) adlı şiirini "Vala"ya ithaf eden "heyacanı" dillendirelim:

"İslamın beklediği gündür bu;
Rum Kostantiniyyesi oldu Türk İstanbulu!
Cihana karşı koyan bir ordunun sahibi,
Türk'ün genç padişahı, bir gök yarılır gibi
Girdi, "Eğrikapı"dan kır atının üstünde;
Feth etti İstanbul'u sekiz hafta üç günde!..
O ne mutlu, mübarek bir kuluymuş Allahın...
"Belde-i Tayyibe"yi feth eden padişahın
Hak yerine getirdi en büyük niyazını:
Kıldı Ayasofya'da İkindi Namazını!
İşte o günden beri Türk'ün malı İstanbul,
Başkasının olursa yıkılmalı İstanbul!"

(Nazım Hikmet, Ümit 16/5.13 k.sani 37)

İşte bugün, üç bin yıldır, kendi vatan toprağı olan Filistin'in "başkasının malı" olmaması için, "Nazımın 100. yılında" aynı heyecan ve aynı imanla direniyorlar!..

Veyl olsun, zalim ve fasıklara!..

Yazıklar olsun, inançları doğrultusunda hayat sürmek isteyenlere baskı ve terörü, çağdaşlık diye savunanlara!..


5 Nisan 2002
Cuma
 
SADIK ALBAYRAK


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED