İstanbul nüfusunun önemli bir kısmı, geçimini seyyar satıcılıkla sağlarken, seyyar satıcıların gözde kazanç kapıları olan ekmek arası köfte, acılı dürüm ve kokoreç genelgelere meydan okuyor. Sağlık Bakanlığı, yayınladığı genelgeyle seyyar satıcıların açıkta sattığı gıdaların sağlıksız olduğuna dikkat çekerek, sokak, cadde ve pazaryeri gibi açık alanlarda et ürünleri, unlu mamul çeşitleri, süt ürünleri ve tatlı gibi gıda satışını yasaklamıştı.

Seyyar satıcılar için hiçbir yasal yaptırım bulunmaması, Bakanlığın genelgesinin delinmesine neden oldu. 80 binin üzerindeki seyyar satıcısıyla İstanbul'un seyyar satıcı merkezi halini alan Eminönü ve onu izleyen Topkapı, Karaköy, Kadıköy, işgale uğramış durumda. Eminönü ve civarında 11 bin kaçak imalathanenin bulunduğunu belirten yetkililer, bunların 6 bin kadarının gıdayla ilgili olduğuna dikkat çekiyorlar.

Yayınlanan genelgeyle seyyar köfteci, el arabalı kokoreççilerin kapalı mekan edinme zorunluluğu getirilirken, seyyar satıcıların kesinlikle kaldırılması isteniyordu. Ancak bu genelge de fayda etmedi. Açıkta satılan yiyecekler halk sağlığını tehdit etmeye devam ediyor. Sağlık Bakanlığı'nca çıkarılan Gıda Üretim ve Satış Yerleri Hakkındaki Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, geçtiğimiz aylarda Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmişti. Değişiklikle önce, Sağlık Bakanlığı, Tarım Bakanlığı ve belediyeler arasında gıda denetimi konusundaki karmaşaya son verilmesi amaçlanıyordu.

ZABITA ÇARESİZ

Seyyar satıcıları, uzun vadeli çözüm gelene kadar kaldıramayacaklarını belirten Büyükşehir Belediyesi Kontrol Daire Başkanı Ali Çolak, "Biz ne kadar müdahale etsek de, bizim kontrol ve mal toplamalarımız ancak 15 günlük çözümler getiriyor. 15 gün sonra satıcılar gelip mallarını geri alıyor ve tekrar satışa başlıyorlar. Bu konuda yapılmış projeler uygulamaya geçirilirse sonuç alabiliriz" açıklamasında bulundu. Büyükşehir Belediyesi'nin sadece ana caddelerde kontrol yetkisinin bulunduğunu hatırlatan Çolak, "İlçe belediyelerine bağlı alanlara karışamıyoruz" dedi.