T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

P O L İ T İ K A

Ecevit'i ABD askeri koruyacak

Başbakan Ecevit 4 bakan, 6 milletvekili, 110 işadamı, 35 gazeteci ve bir ekonomi heyeti ile ABD'ye gidiyor. Ecevit'i askeri bir tim koruyacak.

Başbakan Bülent Ecevit'in büyük önem verdiği ABD ziyareti 14 Ocakta başlıyor. THY'den kiralanan özel bir uçakla Washington'a gidecek olan Ecevit'e gezisi sırasında 4 bakan, 6 milletvekili, kalabalık bir ekonomi kurmayı, 50'ye yakın gazeteci ve kalabalık bir işadamı topluluğu eşlik edecek. 200'e yakın işadamının başvuruda bulunduğu ancak bu sayının 110'la sınırlı tutulacağı öğrenildi.

İşadamları arasında Sakıp Sabancı, Rahmi Koç, Bülent Eczacıbaşı, İshak Alaton gibi isimlerin yanısıra Ankara, İstanbul Sanayi ve Ticaret odaları, TOBB, İktisadi Kalkınma Vakfı'ndan temsilciler de bulunuyor.

Ecevit, Bush'tan ne isteyecek?

Ecevit, bu hükümet döneminde 1999 yılında yaptığı ziyaretin ardından ikinci kez ABD ye gidiyor. Ritz Oteli'nde kalacak olan Başbakan, kabullerini de bir nevi devlet konuk evi olarak kullanılan Blair Hause da yapacak. Başbakan'ın ziyaret sırasında en önemli görüşmesi 16 Ocak'da Beyaz Saray'da ABD Başkanı Bush ile olacak.

Ecevit Türkiye'nin stratejik önemine vurgu yapacak, ABD Kongresi'nde lobilerin etkisiyle zaman zaman ortaya çıkan silah ambargolarının kaldırılmasını isteyecek. Ecevit, Türkiye'nin savunma gücünün desteklenmesinin NATO için büyük önem taşıdığına vurgu yapacak.

IMF ve Dünya Bankası 2. adres

Diplomatik kaynaklar ziyarette Ecevit'in ABD'den Türk ekonomisine destek yönünde açık teyit beklentisi içinde olduklarını ifade ediyor. IMF ve Dünya Bankası başkanları ile de görüşecek olan Ecevit, ABD'li yetkililerden de daha fazla ticari imkan, yatırım projelerine daha fazla ABD sermayesi beklentisini aktaracak.

Başbakan Ecevit, ziyaretinin son günü New York'a uğrayarak ikiz kulelerin bulunduğu alanı da ziyaret edecek.

Özel komando birliği hazırlandı

Başbakan Ecevit'in ziyareti sırasında yoğun güvenlik önlemlerinin alınacağı öğrenildi. Başbakan'ın taşıma, transfer ve yer hizmetlerini ABD ordusundan bir birimin üstleneceği, ayrıca görüşmelerde kullanacağı tüm mekanların gizli servis elemanlarınca saatler öncesinden kontrol edileceği ifade ediliyor.


Yalçın Özer'in www.habervitrini.com sitesindeki son yazısı

Vay canına sayın seyirciler

Yolsuzluğun vurgunun böylesini hiç görmemiştik... Bunu IMF istiyormuş. Dünya Bankası'ndan devlet 4 Milyar Dolar borç bulacak; bu paralar batak durumdaki 11 veya 13 banka arasında bölüştürülecekmiş. Dolarlar bu bankaların kasalarına girince, mali sistem tıkır tıkır çalışır hale gelecekmiş. Reel sektör ayağa kalkacak; piyasalar canlanacak, esnafın her günü bayram gibi olacakmış... Rivayetler muhtelif... Kimi söylentilere göre, bu para, 7 yıl borçlandırma şekliyle (yani kredi olarak) bankalara verilecekmiş. Kimi söylentilere göre de hiçbir karşılık istenmeyecek ama sadece, devlet tarafından bu bankaların yönetim kurullarına veto yetkisi taşıyan bir(er) üye adam yerleştirilecekmiş. Veto yetkisi olan bu üye, patronlar tarafından asla satın alınamayacağıı için (!) paralar hortumlanmaktan kurtulmuş olacakmış.

Ama şekil ne olursa olsun, bu düzenlemeyi IMF kesinlikle istiyormuş... Ayrıca Ecevit'in ABD'ye seyahatinden evvel bu işler muhakkak bitirilmiş olmalıymış. Çünkü Ecevit bu düzenlemeleri bitirmiş olarak bu kıtaya ayak basmaz ise, ABD hükümetleri ve IMF duruma bozulabilir; bu da tabiatıyla bütün ilişkileri zora sokabilirmiş...

Vay canına sayın seyirciler!..

Vurgunun bu kadar alenisini daha evvel hiç yaşamamıştık. Borçlanan devlet... Ödeyecek vatandaş... Harcayacak olan ise sicili daha evvel banka hortumlamaktan lekeli banka patronları... Emin olunuz bu sefer işleri daha kolay... Diyelim ki bu paralar da son kuruşuna kadar iç edildi. Hiçbir müeyyide yok. Bu borçları kendileri değil, devlet baba nasıl olsa tıkır tıkır ödeyecek. Onlar da iki avukat tutup rahatlarına Bahama'ya tatile gidecekler.. Böyle parayı kim geriye öder ki?..

Devlet, bankalardaki tasarruflara yüzde yüz garanti vermiş durumda. TMSF bu yüzden; yani sistemi güçlendirmek için kuruldu. Dürüst bankacılık yapanlar için, bundan daha fazlasını düşünen bir devlete dünyada şimdiye kadar raslanmadı. Demek ki yine bir ilk'e daha imza atmak üzereyiz. Parası devletten, hortumlaması sizden...

Ayrıntıda bir başka garabet var; BDDK Başkanı geçenlerde gazetecilere düzenlediği kahvaltılı bir sohbette ağzından bir şey kaçırıyor; "Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu'nu, önümüzdeki Haziran'da kaldırmayı planlıyoruz." diyor. Bu garanti kalktıktan sonra, acaba kim güvenir de parasını yerli bankalara yatırır?... vatandaş devlet kadar saf değil ki?.. Zaten halihazırda yatırdığı paraya bile "Bugün git yarın gel" oyalaması uygulanmıyor mu?.. Bu hazırlıklar, ülkedeki tasarrufları yabancı bankalara yönlendirme amacı taşıyor. Mevduat toplayamayan bankaların batacakları çok açık olduğuna göre, geride ne kalıyor. "Benim verdiğim paraları cebine koy. Dükkanı kapat!" demek kalıyor. Demek ki IMF filmi başa sarıp, bir kere daha 28 Şubat sonrasındaki olayları yaşamamızı istiyor... Tesadüfe bakın; son MGK toplantısında yine irtica üzerine yüklenme var. Konu Hürriyet ve benzerlerinin alevlenmeleri ile yeniden gündemde... Yapılmak istenen adeta şu; yeniden bir yaygara ve bu arada, devletin temin ettiği 4 Milyar Dolar borç, hiçbir teminat alınmadan sicili lekeli bankacıların kasalarında... Sonra herkes sus-pus. Operasyon tamamdır...

Vay canına sayın seyirciler!...

İşte tam bu sırada Mesut Yılmaz yurt dışında kayıplarda...Adresini İstanbul'un ünlü işadamları biliyorlar. Ama sır gibi saklıyorlar. Çünkü bu adresi bilen hemen uçağa atlayıp neşeyle yurda dönüyor. Yılmaz yine birşeyleri bölüştürüp dağıtıyor... Ama bu sefer işi daha gizli yürütüyor. Korkmaz Yiğit ile Türkbank işini komisyonlarken acemilik yapmıştı. Şimdi yurtdışında meçhul bir adreste. Söylentilere göre, 4 Milyar Doların çetelesi tutuluyor. Kardeşi apar topar, Tekstilbank hisselerinin üçte ikisini aldı. Banka şimdi Mesut'un himmetine müheyya...

Vay canına sayın seyirciler.

Bu ülkede neler oluyor böyle... Üçünün toplamı bir parti bile etmez hale gelmiş bu tabanı olmayan koalisyon bu cesareti bu pervasızlığı nereden alıyor?.. Halkın tepkisiz mütevekkil olmasından mı?.. Zaten halk çoktan silmiş durumda... Seçime girip de ne elde edecekler?.. Merak etmeyin bu durumu bunların hepsi bizden çok daha iyi biliyor... Öyleyse bunlar uzatmaları oynuyorlar. Ama çok vurgunlu çok akçeli bir oyun bu... Üstelik IMF böyle istiyor. MGK da "Siz irtica ile mücadele edin!" diyor".



9 Ocak 2002
Çarşamba
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED