T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Anlayalım artık

Sherman Skolnick yazılarında önemli ayrıntılar yakaladığım bir gazetecidir; geçen gün, "Son Bilderberg toplantısı kararları uygulamaya konuldu" tezini işleyen yazısıyla karşılaşınca, farkında olmadan, "Bizde de, bizde de..." diye bağırmaya başlamışım.

Bu yılın Bilderberg toplantısı, burada daha önce ele aldığım için biliyorsunuz, 30 Mayıs – 2 Haziran 2002 tarihleri arasında ABD başkentinde yapıldı. Dünyanın her tarafından çağrılan önemli devlet ve işadamları, gazeteciler, gözlerden ırak bir otelde biraraya gelip dünya sorunları üzerinde kafa patlattıktan sonra ülkelerine döndüler. Toplantıya Türkiye'den de üç kişi katıldı: Ekonomiden sorumlu devlet bakanı Kemal Derviş... Koç Holding'in en tepesindeki profesyonel yönetici Bülent Özaydınlı... TESEV Vakfı genel sekreteri, emekli büyükelçi Özdem Sanberk...

Skolnick, "Bilderberg'in etkisi toplantıdan bir ay sonra kendini gösterir; alınan kararlardan âcil olanlar o zaman uygulamaya konulur çünkü..." diyor. Verdiği örnekler göz açıcı: WorldCom adlı şirketin bilanço hileleriyle kendini kârda gösterdiği ortaya çıktı ve şirketin 60 dolar civarında seyreden hisse senetleri bir gün içerisinde sekiz sente düştü. Aynı durum, fotokopici Xerox şirketinde de görüldü. Skolnick, henüz Türkiye'ye ulaşmayan batırılmış iki şirket adı daha veriyor: 1200 kadar yerel radyonun sahibi Clear Channel Communications ve reklâm ajansı OMNICOM... Medyada yazılanlara bakıp "Topun ağzında muhtemelen iki dev şirket daha var" diyor Skolnick: General Electric ve Apple...

Bu şirketlerin çoğunun hesaplarını denetlemeyle aynı firma görevlendirilmiş görünüyor: Arthur Andersen... Skolnick, Amerikalı görüntüsüne rağmen, Arthur Andersen'in aslında Deloitte & Touche adlı bir İsviçre şirketine ait olduğunu, onun arkasında da Japon Tohmatsu şirketinin bulunduğunu kaydediyor... Zaten, Bilderberg ile olup bitenler arasında ilişki kurmasına yarayan da, bu tür 'çok yönlü' ilişkiler... Amerikan milliyetçisi Sherman Skolnick, "Bilderberg gibi uluslararası örgütler, Bush yönetiminin göz yummasıyla, Amerikan ekonomisini batırmakla meşgul" görüşünde...

Bu değerlendirmeyi okuyunca, siz de benim gibi, "Bilderberg toplantısı kararları bizde de uygulamaya konuldu" demez misiniz?

Washington'daki Bilderberg toplantısından döner dönmez, ayağının tozuyla, çok önemli bir kararın altına imza attı Kemal Derviş: Pamukbank'ı BDDK gözetimine aldı... Bunun sonucu, Yapı Kredi Bankası ile de ilişkisi kesilen Mehmet Emin Karamehmet'in Show-Tv ve Akşam gazetesinin de içinde bulunduğu medya grubunun başına Tuncay Özkan'ı getirmesi oldu... Öncek akşam, bir baktım, ANAP lideri Mesut Yılmaz, yeni yönetimi tebrik etmek üzere, Show-Tv'ye kadar gitmiş...

Bir başka gelişme, daha önce politikayla arasına mesafe koyan Kemal Derviş'in, "Politikayla daha yakından ilgilenmem gerekiyor" cümlesini sarf etmesi oldu. İfade biçimi bile, Derviş'in, bu işi, bir tür 'görev' ya da 'misyon' olarak üstlendiğini açığa vuruyor... Belli ki, Bilderberg'te konuştuğu 'önemli kişiler', kendisine, "Bu görev size düşüyor Derviş Bey" demişler... O da, daha önce aynı toplantılara katılmış politikacılarla dirsek teması halinde bir 'politik proje'yi sahneye koymaya başladı...

Bilderberg toplantısının Türkiye'ye düşen serpintilerini, tabii tamamen el yordamıyla, fark eder gibiyiz: Kemal Derviş ile Mesut Yılmaz işbirliğinde yeni bir cephe oluşturulacak; Hüsamettin Özkan'ın DSP'den taşıyacağı unsurlarla takviye edilecek bu cephe... DSP de yabancıya gitmeyecek; Şükrü Sina Gürel'in liderliği, Ecevitler'in etkisinin zayıfladığı DSP'nin seçim öncesinde aynı cepheye katılmasına yol açacaktır. Hesap bu... Bu hesabın hayata geçebilmesi için, "MHP'den kurtulma aşaması" sırasında DYP ve AK Parti desteğine ihtiyaç var; Aydın Doğan'ın Almanya'daki dev matbaa tesislerinin açılışı, nasıl olduysa, o desteği de doğuruverdi...

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin 'erken seçim' için tarih de vermesi, öyle sanıyorum ki, bu hesapları bozmaya yönelik bir girişim... Hesap bozulacak mı, yoksa bazı düzeltmelerle yola devam mı edilecek, göreceğiz...

Skolnick, ABD'de ve dünyanın değişik köşelerinde uygulamaya konulan Bilderberg planlarının başarısında medyanın belirleyici bir rol oynadığı kanaatinde. Bilderberg'e en kalabalık katılan grup medya patron ve yöneticileri... 'Bilderbergçi medya' için "Medyanın yalancıları ve fâhişeleri" deyimini kullanıyor o... Washington Post'un patronu Donald Graham ile binlerce gazetesi ve yüzlerce tv kanalı olan Kanadalı Conrad Black bu yılın Bilderberg'inin de yıldız katılımcılarıydı. Bizden de, yakın geçmişte, Bilderberg toplantılarına katılan gazete patronları ve yönetici konumunda gazeteciler olduğunu hatırlayınız...

Görüyorsunuz işte: Bilderberg tipi örgütlenmeler, Amerika gibi dünyanın en güçlü ekonomisini istedikleri yöne sevk edebildikleri gibi, Türkiye gibi ülkelerde de arzuladıkları türden iktidarları çıkartmaya yarayacak zorlamaları deniyorlar... Bilderberg irtibatlı politikacıların, bütün göstergeler kapısından çevrileceğimizi işaret ettiği halde "AB'nin bizi reddedemeyeceğinden" bu kadar emin olmalarının sebebini de herhalde anlıyorsunuz...

Anlıyorsunuz, anlıyorsunuz...


8 Temmuz 2002
Pazartesi
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED