YSK etrafında tam bir karnaval havası oluşuyor. Şu görüntüye bakın: Meğer kaos tutkumuz ne kadar da depreşmiş. Eşcinselleri organize eden şahıs bile başvuru kuyruğunda... Kimi seçim iptal edilsin diyor, kimi bu anafor içinde pay kapmaya çalışıyor. Perinçek'in İP'i, Uzan'ın GP'si ve Ağar'ın DYP'si hukukun üstünlüğünü hayata geçirme mücadelesi veriyorlar!!!

Uzan'ın babası ve kardeşi henüz yargının çağrısına uyup da ifade vermeye gelmedi. Ona hukukun üstünlüğünü savunmak çok yakışır.

Perinçek de, böyle zamanlarda konuşmalı... Seçimlerde binde sıfır bilmem kaç oy aldığı için o da sürekli seçimlerin iptal edilmesinden yana çıkmalıdır.

Ama ben şahsen DYP'yi yadırgıyorum.

Yani bu karambolden Meclis'e girme konusunda amansız bir mücadele veren DYP, bir zamanların "milli irade" bayraktarı Demokrat Parti geleneğinin ürünü mü diye sormamak elde mi?

Seçim olacak, millet sandığa gidecek, net tercihini yapacak, ondan sonra sen, "yeniden sayım" numarası ile renkleri belli oyların iptal edilmesini ve bu iptalin sonuç olarak kendi hanene milletvekili yazılması gerektiğini seslendireceksin!

Bu ayıp DYP'nin bütün sülalesine yeter.

Hayır bu çizgi, artık hiçbir biçimde Demokrat Parti çizgisi olamaz.

Aydın Menderes de orada.

Ne garip.

Rahmetli babası tenezzül eder miydi bu komplike oyunlara?

Belki CHP'den beklerdi böyle mızıkçılıkları... Ama sandıktan yiğitçe çıkmaktı Demokrat Parti'nin siyaset terbiyesi...

En net gerçek şu: Bu oylar DEHAP'a verilmiş...

DP geleneği, sandığa giren oyların namus gibi korunması ilkesine dayanır. Şimdi DYP, sandığa giren 2 milyon oyun üzerine çizgi çekilmesinin şampiyonluğunu yapıyor. Neden? Çünkü bunun 66 milletvekillik bir rantı var, onu devşirecek!

DYP'nin "Yeni seçim" çağrısı anlaşılabilirdi. Ne de olsa millet iradesine yeniden başvurma, her zaman meşru bir siyaset tarzıdır.

Böyle bir talep karşısında ben böyle biryazı yazmayı asla düşünmezdim. Nitekim, belki TBMM'yi yoğun tartışmaların boy hedefi yapmaktansa, bu süreci paklayacak olan şey yeni bir seçimdir.

Ama seçimlerden 11 ay sonra, derin kuşkular üreten bir operasyon içinde kendi lehine parlamento aritmetiğini değiştirmenin sözcülüğünü yapmak gelenekli bir siyasi hareketin çizgisi olmamalı...

Aklıma geliyor:

Acaba DYP, AKP veya CHP'nin yerinde olsaydı gene böyle kahramanca oy iptali için ortalarda dolaşır mıydı?

Benim bildiğim Mehmet Ağar, Doğu-Güneydoğu konusunda "devlet hassasiyeti" taşıyan bir insan.

Ama şu, ancak "DYP çıkarcılığı" diye tanımlayabileceğim şey, bana göre bu hassasiyetin üzerine de sünger çekiyor. Ya da, "AKP'yi zayıflatmak şu anda bütün hassasiyetlerden öncelikli" tarzındaki bir derinler ötesi bir karar var ve HADEP oylarını iptal etmenin bu partiye oy veren "özellikli" insanların duygularını nasıl tahrip edeceği sorusunu ve bu tahribatın "terörle mücadelenin siyasi ve sosyal alanda gereklerini yapamamış olma" gerçeğini daha da tahripkar hale getireceğini bile gözardı ettiriyor.

Başka bir şeyi daha gözardı ettiriyor, o da DYP'nin uzak akıbetidir. Evet belli ki AKP, DYP'yi Meclis'e taşıyacak bir oy iptali operasyonunun ardından, mahalli seçimlerle birlikte bir erken genel seçim isteyecektir. O seçimde bu tür kombinezonlara imza atmış bir DYP ne alır dersiniz? Doğu-Güneydoğu'dan oy alır mı? Mehmet Ağar o dillere destan karizması ile siler süpürür mü? DP geleneğinden gelen kitleler Ağar'ın DYP'sine mi oy verir?

Köprünün altından çok sular aktı. Ağar ve ekibi yanlış, çok yanlış hesap yapıyor.

Şu operasyonda rol almak, DYP için yeterli itibar aşınmasıdır.

Çiller "DYP'yi çarıklılardan ve ağzı çorba kokanlardan arındırma" misyonunu üstlenmişti, Ağar da, ikinci estetik ameliyatı yapıyor ve bu partinin sandıkla ilişkisini problemli hale getiriyor. Bakalım bu silikon ve gerdirmeler halkla ilişkide bir işe yarayacak mı?

AHMET TAŞGETİREN

Künye

Temsilcilikler

Abone Formu

Mesaj Formu