AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Yiğit'in gösterdiği

Büyükler hastalıklarını çocuklara geçirdiler yine. Kendi tedavisi mümkünsüz bayağılıklarını, bencilliklerini, acımasızlıklarını çocuklarına bulaştırdı büyükler işte. Ortalığa devasa bir "cüzamlıyı yalnızlığına kilitle" salgını yayıldı. Kızılay kanından HIV virüsü kapan Yiğit'teki "aile değerleriyle uyumsuz" bir hastalıktı tabii... Vicdanı kendinden öteye gidemeyen "çocuğumu korumak zorundayım"lar, "aman evladım uzak dur"lu evhamlı koruma güdüsü ardına gizlenmiş linç tetikleyicileri, "çocuk acımasızlığı" durumu ile birleşince...

Dünya içine yıkıldı küçük HIV'linin, herkesin içi kaldırdı bu yıkımı, zarifçe el sallandı enkazın altındaki zavallı dışlanmışa...

İnsanlığın turnusol kağıdı kan kırmızısına bulandı yeniden işte...

Sizin için oradaydık

Doymamacasına bir iştihanın müsebbibi adrenalinle Bağdat'tan dakika dakika savaş haberi aktarır gibi medya, gelişmeleri bildiriyor. Anahaberler, saat başı haberler, tabaktaki Yiğit O. adlı kurbanı bölüşmek üzere okul önünde konuşlanmış aç gözlü muhabirlerin heyecanlanmış konuşmalarıyla bölünüyor.

Y. O. kısaltmasının içine sıkıştırılmış çocuk, tıpkı diğer ezilmiş "öteki"lerde olduğu gibi, üzerinde cinayetler işlene işlene, televizyon kadavrasına çevriliyor her bir cümleyle. Sonra spiker bildiriyor "arkadaşlarıyla okuyabilirmiş, meğerse Avrupa'da bu konuyla ilgili kanunlar çıkmış, AİDS hastaları toplu öğrenim görme hakkına sahipmiş, bi'şey olmazmış, korkacak bir durum yokmuş."

Sonra...

Baştaki gümbür gümbür sesleri çatallanmış, volümü kırılmış muhabirler, velileri ikna edebilmek için üst üste toplantılar düzenleyen Milli Eğitim Müdürü'nü, Vali'yi gösteriyor "bakın işte, sorunu halletmeye çalışıyorlar" şeklindeki bu topyüken vicdan temizleme operasyonunda mensubu bulunduğu medyayı da aradan çıkarma anlatışlarıyla.

Oysa en beteridir, insan acılarının bültenlerin çıtır çıtır yenen magazin haberleri arasına serpiştirilen birer lokmalık aperatif haline getirilişi cezalandırma yöntemlerinin.. "Benden ötesi yansın bitsin" velilerin, çocuğa kan kırmızısı ölüm enjekte eden Kızılay'ın, bir küçük hayatı göstere göstere harcayan medyanın vicdan suçu, öyle bir yıkamayla temiz olacak cinsinden değildir yani.

Çitilemeyle de çıkmaz böylesi lekeler.

Çocuk intikamı

Ezilmiş, ta dibine kadar hırpalanmış, tedavisiz hastalığının üstüne, cezaların en beteri olan 'çocuk yalnızlığı'yla cezalandırılmış, iteklemelerle dairenin dışına atılmış Yiğit'in, kendisine bunu yapanlardan, üzerinde patır patır tepinenlerden intikamı nasıl olmalıdır acaba?

Ezik hissettirenlerden bakışlarını kaçırması, canını fena halde yakanlardan yüzünü çevirmesi yeter aslında.

İnsanlığın bayağılığını, düşüklüğünü, ucuzluğunu, yalancılığını anlatmak için iyi bir ceza bu, yeter hakikaten yani...

Ama işte, bir çocuk yüzünün çevrilmesinin ne beter bir intikam olduğunu da anlayacak insan lazım bu memlekete... Öyle değil mi?


2 Ekim 2003
Perşembe
 
ÖZLEM ALBAYRAK


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED