AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
'Sahih sol' AKP'yi nasıl görüyor?

Ahmet İnsel'in "AKP'nin karşısında Türkiye solu" başlıklı yazısının (Radikal İki, 24 Ağustos) üzerinden bir haftadan fazla vakit geçti. Yazıyı okuduğum gün, üzerine bir değerlendirmeye niyetlenmiştim; kısmet bugüne imiş...

İnsel'in yazısı önemliydi, çünkü tek başına başlığından da anlaşıldığı gibi "Türkiye solu"nun AKP ile nasıl başedebileceğini tartışmaya açıyordu.

Yazı önemliydi, çünkü "sol"dan AKP'ye yapılan alışılmış eleştirilerin dışına çıkmak gerektiğini daha ilk cümlelerinden itibaren ilan ediyordu: "AKP'yi soldan değerlendirmek ve eleştirmek için, solun geleneksel şablonları ve korkutma mekanizmalarına, felaket tellallığına kendinden menkul bir haklılık katmak yeterli olmayacak. Sol, sadece söyleyenlerin dinlediği cılız bir ses olarak kalmaya mahkûm olmak istemiyorsa, günümüz Türkiye'sinde AKP'nin taşıyıcısı olduğu dönüşüm dinamiğini kendi uzun vadeli yeniden yapılanması perspektifinde değerlendirmeli."

Çok yerinde sözler doğrusu... Türkiye artık bundan böyle dünya işlerini sadece AKP ile götürmeyeceğine ve bu "muhafazakar demokrat" partinin karşısına adına "sol" denilen farklı bir siyasal hareketin çıkması gerektiğine (tabiiat kanunu!) göre, yeni bir şeyler düşünmenin zamanı çoktan gelmiştir... Ülkenin bugünü ve geleceği "siyaset" ile belirlenecekse, bunun böyle olması gerekir.

İnsel, tahmin ettiğiniz gibi AKP'yi "Türkiye sağının" bir parçası olarak görüyor. Ama doğrusu, hakkını vererek... Bu partinin "taşıyıcı olduğu toplumsal-siyasal dinamiğin" lâyıkıyla ve inandırıcı bir biçimde analiz edilmesini talep ediyor.

İnsel, kendisini "sol" olarak takdim eden pekçok eleştirinin dışına çıkarak, AKP'nin başarılarını da sıralıyor: "AKP, Meclis çoğunluğunun verdiği siyasal istikrar güvencesine dayanarak, kendi içinde tutarlı, enflasyon-bütçe açığı merkezli iktisadi dinamikten çıkışı hedefleyen bir iktisat politikasını kararlılıkla sürdürüyor. Sonuçlarını, istikrarlı bir biçimde düşen enflasyon hızı ve faiz hadlerinde görüyoruz."

İnsel'in tabii ki, bu iktisat politikasının karşılaşacağı sorunlara değindiğine de şahit oluyoruz. Mesela, yazarın "AKP'yi ekonomide önümüzdeki dönemde bekleyen sorun" olarak nitelediği "işsizlik" sorunu... Ama dikkat ederseniz, İnsel'in AKP'ye yönelik eleştirileri bir bakıma şu ünlü deyimdeki durumu hatırlatıyor: "Yiğidi öldür ama hakkını ver!"

İnsel'in AKP'nin uyguladığı politikalara ilişkin gözlemleri/eleştirileri ekonomik durumla sınırlı değil. AKP'nin "demokratikleştirme" konusundaki gayretlerini de unutmuyor: "(AKP) demokratikleştirme konusunda tutarlı ve kararlı bir politika izledi. Siyasal gücün yeniden parlamento merkezli olması ve bu anlamda demokrasinin olağanlaşması açısından büyük bir adım atıldı. Sivil-askeri bürokrasinin engelleyeci müdahaleleri devam etmekle birlikte, birçok alanda belirleyici olmaktan çıktı."

Bitmedi; daha AB meselesi de var:"AB üyeliği perspektifini iç politikada bir kaldıraç gibi kullanmayı başardı. AB'ye uyumun, dış politika değil, iç politika konusu olduğunu iyi değerlendirdi."

Bana sorarsanız, İnsel'in yaptığı gibi, sahih soldan AKP'ye yönelik bu tür eleştirilerin değerini "sol" gibi "sağ" ve tabiii AKP de bilmelidir... Ülkede siyasetin olması gerektiği gibi bir rol üstlenmesi ancak bu tür ciddi tartışmalarla mümkündür. İnsel'in yazısı tabii ki, özetlemeye çalıştığım bölümlerden ibaret değil. Yazıda "AKP, kendisi demokratik olan bir parti değil. Türkiye siyaset geleneğine hakim olan merkeziyetçi, otoriter şefliğe dayalı parti anlayışını sürdüren bir parti. Tayyip Erdoğan'ın otoriter eğilimleri, nobran davranışları, 'Milli Görüş' hareketinin siyasal gelenekleri ve 12 Eylül rejiminin siyasal partiler kanunu birleştiğinde ortaya çıkan bir parti" şeklinde içinde bana göre doğrusu kadar eksiği de bulunan cümleler de mevcut. Ama herşeyden önce bu yazı bir "karalama" yazısı değil; bütün gayret, tek başına iktidar olabilen bir partiyi günahıyla-sevabıyla anlamaya çalışmak ve tabii bu analizler sonucunda sahih bir sol politikanın oluşabilmesi için gerekli şartları düşünmek...

İnsel'in yazısında şu cümle de dikkatimi çekti: "AKP'nin çok ağır bir siyasal bedel ödeyeceği büyük yanlış, Irak'a ABD işgal gücünün jandarması olarak asker göndermek olacak." (Yani bir bakıma, "Bir çuval inciri berbat etmek"!)

Bana sorarsanız, İnsel'in bu son değerlendirmesini de, (eğer "Ama o solcu!" diye kayıtsız kalmıyorsanız!) ciddiye, hem de çok ciddiye almak gerekir.


3 Eylül 2003
Çarşamba
 
KÜRŞAT BUMİN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED