|

"Arakan örneği bize şunu söylüyor"

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik... Mehmet Acet köşesinde Türkiye'nin Arakan hamlesine işaret ederek "yumuşak güç-sert güç-dış politika" başlıklı yazısını kaleme aldı. Zekeriya Kurşun, Yasin Aktay, Aydın Ünal ve Bülent Orakoğlu da gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yeni Şafak
08:47 - 11/09/2017 Pazartesi
Güncelleme: 08:58 - 11/09/2017 Pazartesi
Yeni Şafak
Aydın Ünal, Zekeriya Kurşun, Yasin Aktay, Bülent Orakoğlu ve Mehmet Acet
Aydın Ünal, Zekeriya Kurşun, Yasin Aktay, Bülent Orakoğlu ve Mehmet Acet

Mehmet Acet, Zekeriya Kurşun, Yasin Aktay, Aydın Ünal ve Bülent Orakoğlu'nun yazılarının en dikkati çeken bölümleri:

Aynı oranda gösteremediğini görüyoruz

Şimdi biraz da madalyonun öbür yüzüne bakalım.Fincancı katırlarının saldırıları karşısında Ak Parti ve Erdoğan’ın buna ne ölçüde karşı koyabildiğine, koyduğu iddianın neresinde olduğuna. Arakan örneği bize şunu söylüyor: Sert mukabelelere rağmen Türkiye’nin yumuşak gücü, dünyanın dört bir yanında dal budak salmış durumda. Balkan Savaşları’nda para toplayan, öncesinde Hicaz Demiryolu inşaatında Osmanlı’ya destek veren Arakan Müslümanları, kıyamet kopmazsa eğer yüz yıl sonra bugün kendilerine yapılan iyilikleri hayırla yâd edecekler. Hamaset yaptığımı düşünenleriniz varsa, bir rakam verelim. Türkiye, uluslararası yardım faaliyetlerinde, nüfusuna vurduğunuzda dünyada başka milletlere yardım eli uzatan ülkeler arasında birinci sırada.

Beklemek sürpriz olmayacak

Nitekim hac ibadetinin tamamlandığı Arafat buluşmasının hemen ardından Kuveyt emiri Şeyh Cabir Ahmed el Sabah’ın ABD ziyareti ile Katar tekrar uyarılmaya başlandı. Kuveyt emirinin  ABD başkanı ile yaptığı görüşmenin ardından ABD’nin krizi çözme konusunda irade ortaya koymasını beklediğini beyan etmesi ziyaretin temel amacını da açıklıyordu.Krizin sonunda, bölgenin eski düzenini temsil eden ve diplomaside tecrübeli Kuveyt emirinin çabaları karşısında Körfez’de palazlanmaya başlayan genç liderlerin sert tutumunun hangisinin baskın geleceği aslında Körfez bölgesel düzeninin ve siyasetinin de geleceğini belirleyecek en önemli unsur olacaktır.ESKİ DÜZEN: KRİZDE KUVEYT DİPLOMASİSİ Başından itibaren bir çözüm olarak ablukayı benimseyen Suudi Arabistan, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır’ın aksine Kuveyt krizinin çözümünde diplomatik çabaları önermiş ve bu misyonu üstlenmiştir. Taraflar arasında diplomasi seferleri yapan Kuveyt emiri başarılı olmasa da kendisini doğrudan ablukacıların yanında yer almaktan kurtarmıştır.

Gülen hareketinin FETÖ yüzü

Bir anlamda kişi ölünce tamamlanmış bir metne dönüşür, bir başka açıdan da, ölen kişinin bütün eseri üzerine ölümüyle birlikte yepyeni bir bütünlüğe ulaşır.Bu açıdan bakıldığında, kişi öldüğünde tamamlanmış olmuyor yeni bir kulvarda eserini icra etmeye veya eserine veya eserinin anlamına yeni katkılar almaya devam eder. Burada artık “katkılar yapmaktan”ziyade “katkılar almanın” daha belirleyici olduğunu görmek önemli bir detaydır. Çünkü artık eserinin kimin tarafından nasıl anlaşılacağına kendisi karar veremiyor, belli ki, ortaya koyduğu eserin gücü onun daha etkin anlaşılmasına, yorumlanmasına etki eder, ama neticede ondan kimin neyi anlayıp neyi yeniden üreteceği onun inisiyatifinden tamamen çıkmıştır.  Çok kısa bir süre önce kendisinden bir ömür boyu esirgenen TÜBA ödülünü, üzerine “şeref” payesi koyarak verilmesiyle ilgili yaşanan tartışmalar geldi aklıma. O tartışmalar üzerine ben de bu köşede iki ayrı yazı yazmıştım. Ölümünün hemen ardından hakkında yazılanlara baktığımda ana hatlarıyla o tartışmaların bağlamının hemen yeniden telaffuz edilmesi şaşırtıcı olmadı.

Kriptolar hala kritik yerlerde

Ne var ki, bir dokundum, bin ah işittim. Müzmin muhaliflerden değil üstelik, kendi içimizden yakınmalara muhatap oldum. “Ben uzmanım, ben yetişmiş elemanım, ben bir şeyi çok iyi biliyorum. Ama devlet/iktidar/parti beni görmüyor, bendeki cevheri keşfetmiyor, bendeki kabiliyeti değerlendirmiyor” şeklinde sesler yükseldi.Eyvallah. Haklısınız. Ben daha da ötesini yazayım:Siz, aslında Başbakan olacak kabiliyettesiniz ama Doğu’da bir köyde öğretmenlik yapıyorsunuz. Siz aslında Vali olacak birikimdesiniz ama bir kaymakamlıkta şube müdür yardımcılığında köreliyorsunuz. Siz müsteşar olsanız çok daha iyisini yaparsınız ama masa siliyor, çay getiriyorsunuz. Siz genelkurmay başkanı olacak evsaftasınız ama ordumuz sizi keşfedemiyor. Siz Ortadoğu politikalarını şekillendirecek, hatta Ortadoğu’da akan kanı durduracak vizyona sahipsiniz ama devlet sizi kahvehane köşelerinden çekip almıyor. Siz ekonomiyi 5 kat, 10 kat büyütecek projelere sahipsiniz ama iktidar sizdeki cevheri görmüyor. Siz terörü bir gecede bitirirsiniz ama devlet sizden istifade etmiyor. Siz bir konuyu çok iyi biliyorsunuz ama devlet gelip size sormuyor… Hayır, dalga geçmiyorum, gerçekten böylesiniz, gerçekten yeteneklisiniz, birikimlisiniz…

Operasyonlar olarak lanse edilmişti

Bölgede Irak ve Suriye’nin bölünmesini savunan ülkelere karşı, bu ülkelerin toprak bütünlüğünü savunan devletler  arasındaki örtülü savaş Türkiye’nin bölgesel çıkarları ve ulusal güvenliğini tehdit etmesi açısından Türkiye’yi çok yakından ilgilendiriyor.   Başka bir ifadeyle Suriye ve Irak’ta Türkiye’nin içinde yer almadığı hiçbir çözümün  başarılı olma şansı yok. Zira Türkiye kendisinin içinde olmadığı bir denklemi asla kabul etmeyeceğini  kırmızı çizgilerini koruyacağını Fırat Kalkanı operasyonu ile dosta düşmana karşı göstermişti. Türkiye’nin Afrin ve Münbiç konusundaki hassasiyeti ve kırmızı çizgileri bu bölgelerde alınan askeri  tedbirler,  ‘ ikinci hançer operasyonu’’ hazırlıkları, devletin en üst katları tarafından Türkiye’nin Bekası adına geçekleştirilmesi gereken olmazsa olmaz  operasyonlar olarak lanse edilmişti.Kuzey Irak bölgesel Kürt yönetimi Başkanı Barzani içten ve dıştan gelen tüm tepkilere rağmen 25 Eylül’de yapılması planlanan ‘Bağımsızlık Referandumu’nu gerçekleştirmekte kararlı görünüyor. Bu amaçla 18 gün sürecek propaganda kampanya süreci başlatıldı bile. Bu yazının kaleme alındığı saatlerde Barzani’nin,  referanduma tartışmalı bölgelerden biri olan Kerkük’ün alınmasıyla ilgili olarak yaptığı sert açıklamalarda Türkiye’yi hedef alması kabul edilemez bir duruma işaret ediyor. 

#​Mehmet Acet
#Zekeriya Kurşun
#Yasin Aktay
#Aydın Ünal
#Bülent Orakoğlu
7 yıl önce