Test merkezimizin şimdiki konuğu Samsung'un yeni tablet neslinin en son temsilcisi olan Galaxy Tab S2 ailesinin tepe seviye versiyonu.
8.0-inç ve 9.7-inç olmak üzere iki farklı ekran büyüklüğüne ve Wi-Fi ve Wi-Fi+4G olmak üzere iki farklı bağlantı seçeneğine sahip olan ailenin bizim inceleyeceğimiz modeli 9.7-inç'lik 4G destekli versiyonu.
Detaylara geçmeden önce ilk olarak Galaxy Tab S2'nin kendi sınıfında dünyanın en ince ve en hafif tableti olduğunun altını çizelim. Kendi sınıfında derken ekran büyüklüğünü baz alıyor ve ona göre değerlendiriyoruz.
Şöyle ki 5.6 mm'lik kalınlığı ile kendisine en yakın rakibi olan iPad Air 2'nin 6.1 mm'lik kalınlığını geride bırakan model, 6.6 mm'lik kalınlığa sahip olan selefi Tab S 10.5'tan da tam 1 mm daha ince.
Tab S2 'nin ağırlığına baktığımızda ise 392 gram olduğunu görüyoruz. (Wi-Fi versiyonu 389 gr.) Yine karşılaştırmalı gidecek olursak, selefinin 467 gram, Air 2'nin ise 444 gram olduğunun notunu düşelim.
Evet; bu girizgahın ertesinde
ile başlayalım incelememize:
- Android 5.0.2 işletim sistemi
- 9.7 inç (2048x1536) SAMOLED ekran
- ~72.7% ekran/kasa ve 4:3 en/boy oranı
- 237.3 x 169 x 5.6 mm; 392 gram
- Samsung Exynos 5433 yongaseti
- Mali T760 MP6 GPU
- 3GB RAM
- 32GB dahili hafıza + microSD (+128GB)
- 8MP arka kamera (oto. odaklanma; 2K video kayıt)
- 2.1MP ön kamera
- 3G/4G, Wi-Fi, BT 4.1, GPS, mUSB v2.0 bağlantıları
- Parmak izi okuyucusu, çift hoparlör, nano SIM, 0.89 W/kg SAR
- 5870 mAh bütünleşik batarya
Gördüğümüz gibi kağıt üzerinde oldukça ciddi potansiyel vaat eden bir model var karşımızda. Bakalım gerçek hayatta nasıl?
Galaxy Tab S2'nin kusursuz diyebileceğimiz en önemli -hatta belki de tek- parçası kesinlikle ekranı. Selefi Tab S 10.5'in ekranını gördüğümüz zaman yorumumuz 'bundan iyisi olamaz' şeklindeydi ama gördüğümüz kadarıyla Samsung çıtayı bir adım daha yukarı taşımayı başarmış. Ekran büyüklüğünü 10.5-inç'ten 9.7-inç'e ve çözünürlüğü de 2560x1600 pikselden 2048x1536 piksele düşüren Samsung bu suretle 16:9'luk en/boy oranını da 4:3'e çekmiş. Ki bu değişikliği modelin iPad'e doğrudan rakip olmak istediğinin en önemli verisi olarak değerlendirebiliriz. İyi mi olmuş derseniz? Açıkçası kesin bir şey demek zor. En nihayetinde kullanım senaryolarımıza göre değişkenlik gösteren bir tercih. Eğer tabletle asıl yaptığınız iş okumak, yahut internet sitelerinde gezinmekse tabii ki 4:3 çok daha tatminkar. Yok film izliyorsanız 16:9 size daha çok hitap ederdi. Tabii beri taraftan daha düşük çözünürlük daha yüksek performans anlamına geldiğini de atlamayalım.
Velhasıl çok da önemli bir husus değil. Asıl önemli olan ekranın kalitesi ki bu noktada kesinlikle tam puan alıyor bizden. Örneğin karşılaştıracak olursak iPad Air 2'den geri kaldığı tek noktanın kısmen en üst parlaklık seviyesi olduğunu söyleyebiliriz. Bunun haricinde dip parlaktıkta da, renk isabetliliğinde de, görüş açısı bazında da şimdiye dek kullandığımız en iyi tablet olduğunu söyleyebiliriz rahatlıkla. Keza güneş altında da tatminkar bir okunabilirlik sunuyor. Velhasıl çok da detaya girmeye gerek yok, dediğimiz gibi mükemmel bir ekranı var.
Samsung Galaxy Tab S2'nin en iddialı olduğu bir diğer nokta da tasarımı. Peki öyle mi? Kısmen öyle, kısmense değil.
Bir kere her şeyden önce model yukarıda da belirttiğimiz gibi kendi sınıfında dünyanın en hafif ve en ince tableti. Bunun artısı tabii ki tartışılmaz. Keza en/boy çözünürlüğünün 4:3 ile değiştirilmesi neticesinde selefinden farklı olarak artık ana görüntüleme modumuz da dikey. Yani ana ekran tuşu da, kapasitif tuşlar da dikey yerleşime tabii. Bunun kullanılabilirliği arttırdığı muhakkak. Diğer yandan kapasitif tuşların ana ekran tuşuna oldukça yakın konumlandırılması işleriminizi biraz zorlaştırıyor. Neticede 9.7-inç gibi büyük bir ekranda parmaklarımız ister istemez kenarlara daha yakın duruyor ki bu açıdan kapasitif tuşların da biraz daha kenarda yer alması daha iyi olurdu.
Modelin malzeme kalitesi ise -kendi segmentiyle birlikte değerlendirdiğimizde- açıkçası sınıfta kalıyor. Her ne kadar dışarıdan baktığımız zaman premium hissiyatı uyandırsa da elimize aldığımız vakit arkasının komple plastik olduğunu görüyoruz. Üstelik Note 3/4'teki gibi sahte deri de değil. Bildiğimiz plastik. Çerçeveler ise metalden. Gerçi onun da kendisini pek belli ettiğini söylemek güç. Ekran ise çok net biçimde toz tutuyor. Keza parmak izi de beli ediyor kendini. Açıkçası Samsung'un S6 ailesi ile birlikte geçtiği tasarıma alıştıktan sonra çok sıradan geldi.
Bağlantı yuvalarının yerine baktığımız zamansa ilk olarak çift hoparlörün altta yerleştirilmesinin kısmen isabetli bir seçim olduğunu söyleyelim, bu konumlandırmanın artısı bize ses kaybı yaşatmaması ama diğer yandan yatay olarak rahat biçimde tutamıyoruz çünkü bu şekilde ellerimiz kesinlikle hoparlörlerden birisini kapatıyor. 3.5 mm kulaklık yuvası ile microUSB 2.0 girişleri de aşağıda keza. Kalan tüm bağlantı ve tuşlar ise (yani ses açma/kapama, güç, SIM kart ve microSD) sağ tarafta. Haliyle cihazın üstü ve solu boş. Burada bir diğer eleştirimiz de ses açma/kapama tuşlarının birleşik oluşu. Ara ara yanıltabiliyor bizi.
Galaxy Tab S2'nin kaputunu açtığımızda karşımıza Note 4'ün aynısının çıktığını görüyoruz. Yani 3GB RAM ile desteklenen Samsung Exynos 5433 yongaseti. Big.Little mimarisini baz alan toplam 8 çekirdekli bu yongasetinin performans çekirdekleri Cortex-A57 tabanlı ve 1.9GHz hızında çalışan dörtlüsüyken, tasarruf ayağında ise Cortex-A53 mimarili 1.3GHz'lık dörtlü yer alıyor. Grafiklerden ise 700MHz hızına çalışan Mali T760 MP6 GPU'su sorumlu. 3GB RAM'in bize kalanı 1.5GB dolayında yani yarısı sistem uygulamalarına vs. atanmış. Bununla birlikte çoklu uygulamalarda en ufak bir sıkıntı bile yaşamadığımızın altını çizelim. Ki zaten en nihayetinde telefon olmadığı için arka planda çalışan uygulamalar da çok daha sınırlı. Kısacası 3GB RAM rahatlıkla yetiyor.
Performans ise yukarıda da belirttiğimiz gibi Note 4'ün aşağı yukarı aynısı. Bugün Note 4 halen en güçlü modellerden birisi haliyle aynısı Tab S2 için de geçerli. Her türlü oyunu akıcı biçimde oynuyor keza aynı anda pek çok uygulamayı sıkıntısızca çalıştırabiliyoruz. Özellikle ekran kalitesiyle birleştirdiğimizde mükemmel bir oyun deneyimi sunduğunu söylememiz gerek. Ama en nihayetinde iPad Air 2'den iyi mi derseniz cevabımız 'hayır' olur. Buna karşılık selefinden ise net biçimde önde. Isınma sorunu olmadığının da altını çizelim bu vesileyle. Özetle performansı mükemmel olmasa da gayet yeterli.
32GB'lık dahili depolama alanından bize ortalama 25GB kadar bir yer kalıyor başlangıçta. Gerçi microSD desteği sunduğundan sorun değil. Bu arada önemli bir ipucu verelim: Eğer bir microSD kart alacaksanız kesinlikle Class10 olsun. Çünkü aksi halde modelin dahili sabit diskinin hızına ayak uyduramadığından sistemde anlık takılmalar yaşamanız kaçınılmaz olacaktır. Özellikle Android 6.0 ile birlikte dahili diskin ve microSD'nin birleştirilebilmesi mümkün hale geldi ki bu açıdan microSD kartın hızı daha da büyük önem kazandı.
- Antutu:53171
- Geekbench 3:1266/4333
- 3DMark (SlingShot 3.1):709
- PC Mark:5670
- Basemark OS II:1190
Puan: 8/10
Modelin 8MP'lik arka kamerasının gündüz ortamında iyi çektiğini söyleyebiliriz. Geceleri ise flaş olmadığından ne kadar çekebiliyorsa o kadar çekiyor işte. Böyle bir modelde flaş olmaması açıkçası şaşırttı bizi. Diyafram aralığının f:1.9 oluşu ise güzel. Ön kamerası ise 2.1MP çözünürlüğünde ve tahminimizce yine selefinden biraz daha geniş bir diyafram açıklığına sahip olsa gerek. Video çekiminde selefindeki FHD@30fps'nin 2K@30fps'ye çıktığının da altını çizelim. Bununla birlikte çok iyi çekiyor dersek de yalan olur. Günü kurtaracak cinsten.
İSO ayarı, beyaz dengesi gibi ayarları elle kontrol etmemizi sağlayan profesyonel çekim modunun oluşu bir diğer artısı ancak bu modda odaklanmayı ayarlamamıza yahut çekim hızını kontrol etmemize müsaade etmiyor. Galaxy Apps üzerinden dilersek çeşitli modlar indirebildiğimizi de (örn. güzel yüz, gif vb.) not olarak düşelim. Bununla beraber geniş selfie, Youtube canlı yayın gibi özelikler mevcut değil.
Velhasıl açıkçası bu tür tabletlerde kameranın çok da önemli olduğunu düşünmüyoruz. En nihayetinde arka kamerasını zaten sayılı defa kullanacağız. Ön kamerası ise muhtemelen video görüşme (ve belki ara ara bir iki selfie) haricinde hiç işimize yaramayacak.
Sesi iki farklı başlık altında değerlendirmemiz gerek. Hoparlör kanadında -her ne kadar çift çıkışa yer verilmiş olsa da- açıkçası kalitesi beklediğimizden düşük. Özellikle yüksek seslerde boğulma ve hatta bazen de cızırtı yaptığına şahit olduk. Keza yüksekliği de çok tatminkar değil. Örneğin Note 5, S6 vb. gibi modellerle karşılaştırdığımızda daha düşük.
Kulaklık performansı ise gayet tatminkar. Sesler hem dengeli hem de oldukça tatminkar bir yüksekliğe sahip. Keza ses kalitesi de oldukça iyi. Burada yukarıdakinin tam tersi biçimde Note 5 yahut diğer son nesil akıllılardan daha memnun etti bizi.
Model Android 5.0.2 yüklü biçimde geliyor. Bazı bölgeler 5.1.1'e yükseltmesini almış ama bize henüz gelmedi. Keza 6.0'ı da alacağının altını çizelim.
Belki şaşıracaksınız ama Samsung'un Touchwiz arayüzü gayet akıcı. Hiç takılmadık. Hatta telefonlarda ilk işimiz geldiği gibi Nova Launcher ile değiştirmek olurdu ama bu defa ona bile ihtiyaç duymadık. Ama tabii halen başta parmak jestlerine destek vermeme gibi eksiklikleri çok. Gerçi arayüz, işletim sistemi vb. gibi detaylar modele özel şeyler olmadığından çok da üzerinde durmaya gerek yok. Sadece Samsung'un 'bloatware' dediğimiz (pek çoğumuz için gereksiz) uygulamalarına bu modelde de tam gaz devam ettiğinin altını çizelim. Ama neyse ki hem kendi politikaları hem de Google'ın politikaları sayesinde artık bu tür uygulamaların çoğunu devre dışı bırakabiliyoruz.
Bu arada modelin aynı Note 5 nesli gibi beraberinde başta Microsoft'un uygulamaları olmak üzere çok sayıda hediye ile (örn. Deezer, Sfilm, Galaxy Oyun vb.) geldiğinin de altını çizelim. Dilersek kullanırız (belirli bir süre bedava) yahut da yukarıda da belirttiğimiz gibi devre dışı bırakırız.
Modelin en hoşumuza giden taraflarından birisinin klavyesi olduğunu da bu vesileyle belirtelim. Özellikle tuş kombinasyonları yapabilmemiz (ctrl+c ctrl+v vb.) işimizi kesinlikle oldukça kolaylaştırıyor.
5 uygulamaya kadar çoklu pencere desteğinden yararlanabilmemiz pencereleri oldukça kolay bir şekilde yönetebilmemiz de bir diğer artısı. Yukarıda da belirttiğimiz gibi 3GB RAM çoklu uygulamalarda bizi yolda bırakmıyor. Parmağımızı ekran kenarından aşağı sürüklediğimizde uygulamaların küçülmesi de oldukça kullanışlı. Gerçi dediğimiz gibi bunlar modele has özellikler değil ancak telefonlarda pek işimize yaramasa da 9.7-inç gibi büyük bir ekranda kullandığımızda kesinlikle faydasını görüyoruz ve dahası kullanma ihtiyacı duyuyoruz.
Özetle işletim sisteminden de arayüzden de oldukça memnun kaldığımızı söyleyebiliriz. Güçlü donanım bileşenleri ve ekstra yazılımsal işlevleriyle oldukça kullanışlı ve keyifli bir deneyim sunuyor.
Galaxy Tab S2'nin en aksayan ayağı kesinlikle bataryası. Selefinde yer verilen 7900mAh kapasiteli bataryanın yerini 5870mAh gücünde daha zayıf bir pile bırakmasının olumsuz etkisi her anlamda hissediliyor. Şöyle ki PC Mark batarya testinde tam parlaklıkta %80'den %20'ye gerilemesini 4.5 saat içerisinde gerçekleşen model günlük kullanımda yoğun bir mesai geçirmesi halinde bir günü ancak çıkarabiliyor. Bu süre SIM kartla kullanmamız halinde daha da kısalıyor. Hızlı şarj desteklemediğinden standart şarj cihazıyla 0-100 dolumu için +/- 6 saat gerekiyor. Gerçi internette okuduğumuz kadarıyla bazı şarj aletleriyle 2 saatte şarj tamamlanıyormuş ama açıkçası hızlı şarj destekli edge+ dahi 3000mAh'lık bataryayı ancak 1.5 saatte doldurabilirken bunun nasıl 2 saatte doldurduğunu anlayamadık. Mim düşüp geçelim en iyisi.
Batarya ile ilgili söyleyebileceğimiz tek olumlu unsur ekran kapalıylen oldukça tasarruflu olması. Örneğin akşam %95 seviyesinde ekranı kapatıp sabah elimize aldığımızda sadece %1'lik bir kayıp yaşadık ki cidden kayda değer bir başarı bu. Gerçi bu süre dahilinde senkronizasyonu da kapattığımızı da belirtelim. Gerçi zaten tabletten çok bildirim aldığımızı da düşünmüyorum. Haliyle %1'lik kaybı pratik veri olarak kabul edebiliriz.
Diğer başlığı altında değerlendireceğimiz ilk özellik parmak izi okuyucusu. Açıkçası internette hep olumlu şeyler okumuş olmamıza karşın biz Tab S2'nin parmak izi okuyucundan memnun kalmadık. Belki bunun sebebi Note 5 ve Edge+'ın okuyucusundan sonra bunu denememiz olabilir. Çünkü Note 4'ten çok daha iyi olduğu en nihayetinde su götürmez bir gerçek. Ama yine de ince ince okutmamıza karşın tam üzerine getirmediğimiz zamanlarda tanımama sorunuyla sık sık karşılaştık. Hatta bazen üst üste tanıtamadığımız için yedek şifremizi istediği bile oldu. Biz de en sonunda sıkılıp kaldırdık zaten.
Bir diğer eksiği ise NFC desteği olmaması. Gerçi malum ülkemizde henüz çok da oturmuş bir sistem olmadığı için çok da büyük sorun olduğunu düşünmüyoruz bunun. Kızılötesinin de olmadığını not olarak düşelim bu vesileyle. Yani örneğin bir uzaktan kumanda işlevi göremiyor kendisi. Ve gözümüze çarpan son eksiği ise LED bildirimin olmaması.
8-inç'lik Wi-Fi versiyonu 1,300 TL'den başlayan Tab S2 ailesinin bizim incelediğimiz en büyük ağabeyi ise 1,700 TL'den satılıyor. rakibi Apple iPad Air 2'nin 16GB'lık dahili depolama alanına sahip Wi-Fi+4G versiyonunun 2,000 TL'den başladığını göz önünde bulundurursak 300 TL daha ucuza 2 daha daha fazla depolama alanı sunduğunu görüyoruz ki bu gerçekten kayda değer bir fark. Üstelik iPad'in microSD desteği de olmadığını göz önünde bulundurursak 64GB'lık versiyonuna yönelmek daha mantıklı bir seçenek gibi duruyor ki bu defa da fiyat 2,300 TL'ye fırlıyor. Yani 600 TL daha fazlasına.
Eğer fiyatlar eş olsa kesinlikle tavsiyemiz Air 2'den yana olurdu ama bu derece ciddi bir fark varken pek de öneremiyoruz. Bununla birlikte iPad'in hem performans hem de tasarım anlamında daha iyi olduğunu da söyleyelim. Keza açıkçası şimdiye kadar ki deneyimlerimiz bize iş tablete gelince her daim iPad'in bir adım önde olduğunu gösterdi. Tabii en nihayetinde bu bizim öznel değerlendirmemiz.
Velhasıl tüm bu eksilediklerimiz dahi Galaxy Tab S2'nin Android platformunun en iyi tableti olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Ama 1,700 TL eder mi derseniz? (Üzgünüz Samsung ama...) Bizce etmez.
