Putin o gün ne demişti? | Abdülkadir Selvi

Önce G-20 zirvesinin yapıldığı Antalya'dan bir sahneyi aktarmak istiyorum.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin görüşüyor.

Masanın ortasında bir Suriye haritası var.

Putin'e, Cerablus'a yapılacak olan “

Büyük operasyon

” hakkında bilgi veriliyor.

Operasyonda, ABD ile Türkiye hava gücü olarak yer alacak, karadan ise Özgür Suriye Ordusu ile Arap ve Türkmenlerden oluşan yerel güçler girecekti.

Operasyonda en kritik noktalardan birini Rusya'nın tavrı oluşturuyordu. Operasyon sırasında Rus savaş uçakları ile bir kriz yaşanacak mıydı?

Operasyonla ilgili bilgi verildikten sonra Putin, ”

Kameraların karşısında tepki gösteririz ama operasyonu engelleyici bir şey yapmayız

” güvencesini veriyor. Putin'in bu sözünü daha önce paylaşmıştım.

Ama asıl önemli olan sözü bu değil Putin'in.

Suriye haritası üzerinde bilgi veren Türk yetkilinin eli Cerablus'un üzerinde dolaşırken Putin, ”

Amerikalılar orayı Kürtlere vermeyi planlıyor”

diyor.

O an orada bulunmadığım için Türk heyetinin yaşadığı şaşkınlığı bilemiyorum ama ABD ile ortak operasyon planlaması yap, PYD'nin Fırat'ın batısına geçmesi kırmızı çizgin olsun, Cerablus operasyonunu Kobani ve Azez'deki PYD'nin Cerablus'a yerleşip, sınırımızı tamamen ele geçirmesini önlemeye yönelik olarak planla, Putin kalksın, müttefikiniz için, ”Amerikalılar orayı Kürtlere vermeyi planlıyor” desin.

Erdoğan-Putin görüşmesi için geriye dönük bir arşiv taraması yaptım.

Gece yarısı gerçekleşen görüşme 1 saat sürmüş. Görüşme düzeni 1 artı 3 modeline uygun gerçekleşmiş. Türk heyetinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra o sırada Dışişleri Bakanı olan Feridun Sinirlioğlu ile Enerji Bakanı Ali Rıza Alaboyun ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan yer almış.

Rusya tarafında Putin'in yanı sıra Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov yer alıyor.

Cerablus, PYD'nin eline geçtiği taktirde İran'dan Akdeniz'e kadar olan sınırımız tamamen Kürtlerin eline geçmiş olacak.

Cerablus'a yönelik büyük operasyonun hazırlıkları uzun bir süredir devam ediyordu. Ancak ABD'nin ikna edilmesi uzun zaman aldı. Özellikle de Rusya'nın Suriye'de operasyonlara başlayıp, PYD ile işbirliği içine girmesi Amerikalıların ikna edilmesinde etkili olmuştu.

Büyük operasyon için Amerika'nın ikna edildiği, Rusya'nın “

Engel çıkarmam

” sözünü verdiği, TSK'nın operasyona dönük planlarını hazırladığı, ABD Genelkurmay 2.Başkanı Paul Selva'nın operasyon öncesi son hazırlıklar için Türkiye'ye geldiği gün bir şey oluyor, Rus savaş uçağını düşürüyoruz.

Rus Savaş uçakları 3, 4 ve 29 Ekim tarihlerinde sınır ihlali yapmış, Büyükelçi Bakanlığa çağrılarak uyarılmış, subaylarımız, Rus askeri yetkililere ihlalleri tek tek izah edip, önlem almalarını istemişti.

Rusların Suriye'de operasyonlara başlamasıyla birlikte Angajman kurallarına, Emniyet supabı anlamında yeni bir mekanizma getirilmiş, vur emri pilotlardan alınıp, Hava Kuvvetleri Komutanı'na bağlanmıştı.

Tüm bunlara rağmen yaşandı, Rus savaş uçağının düşürülmesi.

Peki kafalarda bir soru işareti var mı? Cumhurbaşkanı ve Başbakan kararın arkasında kapı gibi duruyorlar.

Ama keşke olmasaydı denilmiyor mu?

İnsanoğlu her ihtimali hesaba katmak durumunda. Hele devlet yönetiyorsanız.

Rus uçağı düştü ne oldu?

Türkiye ile Rusya ilişkilerinde bir kriz patlak verdi.

Cerablus'a yönelik Büyük Operasyon rafa kalktı.

Türkiye ile Rusya ilişkileri tarihinin en parlak dönemlerinden birini yaşıyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Putin dünya yüzünde en iyi anlaşan liderlerden biriydi. Ekonomik ambargo uygulandığı bir dönemde Türkiye, Rusya'nın yanında yer almıştı.

Rus uçağının düşürüldüğü 24 Kasım'dan bu yana yaşananlara baktığımızda ise rüyamızda görsek inanır mıydık?

Demek ki uluslararası ilişkilerde ebedi dostluklar da ebedi düşmanlıklar da yokmuş.

Uçağın düşürülmesinden bu yana herkes Putin'in ne yapmak istediğini anlamaya çalışıyor.

Putin, krizlerin ürettiği bir lider.

Krizlerin üzerinde sörf yapmak suretiyle, hasta ve yaşlı olan Rusya'yı eski parlak günlerine döndürdü. Kendisi dünyanın en güçlü liderlerinden biri oldu.

Batı'nın Ukrayna, Gürcistan ve Kırım konusundaki ürkek tavrına rağmen Putin kararlı oldu ve kazandı.

Şimdi de uçak krizini fırsata çevirmeye ve çizilen karizmasını tamir etmeye çalışıyor.

Bozulan imajını düzeltmek için Türkiye'nin canını yakmak ister mi?

İsteyebilir.

Suriye'de Tartus'taki büyük üssüne ilave olarak yeni alanlar kazanıyor Putin.

PYD'nin Fırat'ın batısına geçip, “Amerikalılar orayı Kürtlere vermek istiyor” dediği Cerablus'a girmesini teşvik eder mi?

Zaten bir süredir PYD'yi, Fırat'ın batısına geçmeleri yönünde kışkırtıyordu. Hatta iki kez denediler, vurduk.

Yeni konjonktürde bunu deneyebilirler. PYD'nin Cerablus'a sokulması ise sahada çok şeyi alt üst eder.

Rusya Suriye'de kalıcı ve hedefi büyük.

NATO'da yapılmış iki ayaklı değerlendirmeyi paylaşmak istiyorum.

1-Rusya, rejimin bütün Suriye'yi koruyacağına dair güveni olmadığı için bir “New Suriye” senaryosunda, Doğu Akdeniz'i etki alanında tutmak istiyor. Rusya, Lazkiye ve Tartus'u kaybetmek istemiyor. Çünkü burada iki büyük önemli askeri güç var. Birisi İngiliz üsleri, birisi de İncirlik.

2-Suriye'deki askeri gücü her türlü kara ve hava operasyonuna yetecekken Hazar Denizi'nden füze yolluyor. Hazar Denizi'nin yakınında ne var? Afganistan'da NATO mevcudiyeti var. Ve yine hiç gerek yokken Baltık'tan kalkan uçaklar, bütün Batı Avrupa'yı dolaşıp Akdeniz'den geçip Suriye'de operasyon yapıyor. Rusya böylece Kanada ve Amerika dışında bütün NATO ülkelerinin çevresinde dolaşıp Suriye'de operasyon yapabileceğini gösteriyor. Avrupa'yı tehdit ediyor.

Aslında sorun ne Rusya'nın Suriye'deki operasyonları ne de Türkiye ile Rusya arasındaki kriz. Rusya, Ortadoğu'da kalıcı olmaya geldi. Abartılı güç gösterisi yaparak, batıya mesaj veriyor.

Obama ise, “

Putin, Rusya'da yapıcı bir partner

” diyor.

Çünkü, ABD ve Rusya'nın Suriye planlarını yakından bilen bir yetkiliye göre, “

ABD ile Rusya, Suriye'de yüzde 80 oranında aynı düşünüyor”

Ürkütücü…

#putin

#rusya

#incirlik

#nato