|
Sümeyye Erdoğan: Yakın tarihin “en yakın” kahramanı

Eleştirinin en büyük düşmanı haset ve fesattır.



Eleştiri belli bir mesafeyi ve rasyonel düşünceyi gerektirir.



Fesat sadece ve sadece kıskançlıktan ve yıkımdan beslenir.



Türkiye'de eleştiri konusunda neden bir arpa boyu yol gidemeyişimizi, Sümeyye Erdoğan'ın

ni gösteriş ve ihtişam kelimeleri ile ananlar çok net bir şekilde bir kere daha ortaya koydu.



Görüp görebileceğimiz en sade ve en düzenli nikah töreni idi.



Merasimin sadeliği düğün davetiyeleri ile başladı. Ramazan öncesi düğün patlaması yaşandığı için her gün birbirinden şatafatlı davetiyelere/düğünlere tanık oluyoruz.



Cumartesi günü Sümeyye Erdoğan-Selçuk Bayraktar ile Kenan İmirzalığolu- Sinem Kobal dünya evine girdi. Allah mesut bahtiyar etsin. Eşini bekleyen bütün bekarlara iki dünya saadetini tadacağı hayırlı eşler nasip etsin.



Haftalar öncesinden “Sinem ile Kenan”ın her türlü hazırlığını, gelinliğin fiyatını, gelin ile damadın nerede yaşayacağını lüksü ve ihtişamı zevk ile gözümüze sokanlar ayın gün evlenen Sümeyye Erdoğan'ın sade nihah törenini “Türkiye şehitlerine ağlıyor Saray düğün yapıyor” diye manşete taşıdı.



“Sinem ile Kenan”ın düğün töreninden kareler yine “zevk ile” paylaşılmaya devam etti.



Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi'nde yapılan nikah töreni sade ve asildi.



Sadelik ve asalet konusunda kafası bir hayli karışık olanları nikah merasiminin neden sade olduğuna ikna etmeye çalışmayacağım.



Her düğün töreni zamanın ruhunu taşır. Ülkemizde düğün törenlerinin şatafatı her geçen gün artıyor.TV ekranlarında insanlar düğün için yapmış oldukları masraflar üzerinden yarıştırılıyor. Bakınız “Gelin Evi”.



İstanbul ve Antalya dünyanın dört bir yanından gelen gelin ve damatlar ile adeta düğünün başkenti olarak anılıyor.



Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanı'nın kızı olarak Sümeyye Erdoğan oldukça sade bir nikah ile dünya evine girdi. Düğün değil dikkatinizi çekerim sade bir nikah ile.



Kuran-ı Kerim tilaveti ile

nikah töreni Sümeyye Erdoğan ve Selçuk Bayraktar'ın hayat hikayesini anlatan

ile devam etti. Belgesel son derece başarılı ve yerinde bir seçim.



Biliyorsunuz son on yıldır düğün törenlerine gelin ile damadın bebekliğinden başlayarak (hatta bazen anne karnında) çekilmiş fotoğrafları eşliğinde misafirlere video sunuluyor. Bu sunumlar tek elden çıkmışçasına birbirinin aynısı olduğu için kız ve erkek tarafının gelini ve damadı tanımasına pek vesile olmuyor.



Sümeyye Erdoğan ve Selçuk Bayraktar'ın hayat hikayesini anlatan “hatıra filmi” çok güzel hazırlanmış bir belgeseldi.



Selçuk Bayraktar'ın insansız hava araçları için yaptığı çalışmalar, gayreti ve azmi salonda bulunan herkesi çok etkiledi. Genelkurmay Başkanı'nın nikah şahidi olması bu bakımdan çok anlamlıydı.



“Hatıra filmi”nde başörtüsü yasağının anlatıldığı bölümlere gelince kendisi de başörtülü olan bir iki genç kızın (oradaki şiddet görüntülerinden aşırı etkilendikleri için zannederim) keşke böyle bir günde bu görüntüler olmasaymış diye dile getirilen endişelerine tanık oldum.



Sümeyye Erdoğan'ın hayat hikayesinde yol alıyorsak o görüntüler önemli. Türkiye olarak biz esasında 10 yaşından beri Sümeyye Erdoğan'ın çocukluktan genç kızlığa geçişine başörtüsü yasakları eşliğinde tanık olduk. Onun kimliğini kuran ana unsurlardan birisi de başörtüsü yasakları.



Sayın Cumhurbaşkanı'nın “nazlı ceylan”nını

ile uğurlaması salondaki herkesi etkiledi.



O “nazlı ceylan” ki Türki siyasi tarihinin en hararetli sahnelerine tanık oldu. Babasını yıpratmak isteyenler onun ismi üzerinden tuzak kurmaya çalıştı.



Velhasıl diyeceğim o ki biz dün ateşin içinde, çocukluktan genç kızlığa geçen yakın tarihin “en yakın kahramanı”nın nikah merasimine tanıklık ettik.



Şimdi kendisinden “yakın tarihin en yakın kahramanı olarak anılarını yazmasını bekliyoruz.


#Sümeyye Erdoğan
8 yıl önce
Sümeyye Erdoğan: Yakın tarihin “en yakın” kahramanı
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle