|
ABD’nin bölünmüş yollarını Türkiye ve Çin yapabilir...
Geçtiğimiz Çarşamba günü (25/01), Trump yönetimi ile Şam/Esad arasında aracılı
kaynak da göstererek duyurmuştuk...


«Elçi ABD'li bir parlamenter olan Tulsi Gabbard. Üstelik Demokrat Parti'den! Üstelik Temsilciler Meclisi'nin 'Hawai Temsilcisi'. Yani Obama'nın hemşehrisi. Ama başka meziyetleri de var. Irak savaşına katılmış bir Binbaşı! Trump'ın danışmanı olarak Suriye'ye bir gezi gerçekleştirdiği ve Esad ile gizli bir kanal açtığı söyleniyor.



Bu gelişmenin aydınlattığı yol, Suriye'de «bulunan» tüm ülkeler için farklı anlamlar ifade edebilir...



Nitekim-münasip lisanla-doğrulandı...



Ve bu lisan, unuttuğumuz 'Amerikan tarzı'nı hatırlamamızı gerektiriyor.. Trump'ın bu olacağını gösteriyor.



'HAKKINDA NE DÜŞÜNÜRSENİZ DÜŞÜNÜN ANLAŞMA İÇİN ESAD'LA KONUŞMAK ZORUNDAYIZ'...


Şam'a giderek Beşar Esad ile görüşen ABD Kongre üyesi Demokrat Partili ve Trump'ın gölge danışmanı Tulsi Gabbard; «Barış için herkesle konuşmaya hazır olmalıyız. ABD ve Suriye arasında diyalog olması gerekiyor. Esad hakkında ne düşünürseniz düşünün, Esad'ın Suriye'nin devlet başkanı olduğu bir gerçek.

Herhangi bir barış anlaşması için Esad ile konuşmak zorundayız

».



Dahası da var... «Suriyeliler, ABD ve müttefiklerinin 11 Eylül'de ABD'ye saldıran El Kaide'nin uzantısı olan terör örgütlerini neden desteklediğini sorduklarında, onlara bir yanıt veremedim». (26/01, CNNİnt. ve Sputnik.)



İngiltere Başbakanı da Trump'la görüşüp bugün Ankara'ya uçacak.. Muhtemelen Esad'la ilgili aynı şeyi söyleyecek. Hatta Şansölye Merkel'in Türkiye ziyareti ve evvelinde yenilenen Dışişleri Bakanı da.



Bu açıklamaları özellikle Rusya ve Türkiye'nin «ayrı ayrı» nasıl değerlendireceği önemli.



Ama önemlisi şu; Obama yönetimi sırasında kullanılan, harcanan, kadük kalan kartların/kozların yeniden kullanılmasında Trump utangaç davranmayacak. Bunları yaparken bölgede ve dünyada oluşan yeni konjonktürü kendi belirleyeceği sınırlara kadar umursacak.



Suriye'de ABD devre dışı kalmıştı, dönüyor, üstelik hem Astana'ya hem Şam'a gidiyor, Cenevre'yi öteliyor!



Astana «koalisyonu» bunlara ne diyor?



TEK BAŞINIZA AMERİKAN RÜYASI GÖREBİLİRSİNİZ AMA YATAKTA KİMİN OLDUĞU DA ÖNEMLİ


Başkan Trump'ın 20 Ocak'ta gerçekleşen yemin töreni hafızalarda taze.. Bu yüzden şu cümlelerini kolay hatırlayabiliriz; «Bugünden sonra yeni bir vizyon ülkemizi yönetecek. Ticarette, dış ilişkilerde her alanda öncelikli olan Amerikan ailelerinin çıkarı olacak. Amerika yeniden kazanmaya başlayacak.

İşlerimizi geri getireceğiz. Rüyalarımızı geri getireceğiz. Yollar, tüneller, demiryolları havayolları yapacağız. Ülkemizi Amerikan eli ve Amerikan işçiliği ile yeniden inşa edeceğiz»

. ('Trump'ın yemin töreninde yaşananlar', 20/01, BBC.)



Başkan'ın altyapıya yönelik söylemleri biraz ekonomik saiklerle biraz da müstehzi ifadelerle yorumlandı Türkiye'deki akademisyen, köşe yazarı ve yorumcular tarafından...



Ama Ankara bu konuda farklı bir şey hissediyor!



Başbakan Binali Yıldırım; «Şimdi Trump 'Demiryolları, yollar, havaalanları yapacağım' diye en önemli, iddialı projelerini ortaya koydu.. Yani hazırız. Tecrübeye ihtiyaç varsa tecrübe burada».



Başbakan'ın esprili kişiliğine yorarak, şaka sanmayın; «Şaka yok, Amerika'da hızlı tren yok, bizde var. Yani öyle Türkiye'yi kimse farklı gözle görmesin. Berlin Havalimanı açılışı altıncı kez erteleniyor ama dünyanın en büyük havalimanının ilk etabını inşallah 26 Şubat'da açacağız.» (

)



Hükümet bunu daha önce de söylemiş; «Trump'a 'Yol' mesajı: Gelsin gösterelim... Başbakan Yıldırım, yollar ve köprüler yapacağı mesajı veren Donald Trump'a, 'Türkiye'ye gelsin gösterelim' mesajı yolladı». (

)



Böyle bir ihtimal mi var?



Doğrusu evet..



1 Trilyon dolarlık iş hacminden bahsediyoruz ve sadece Türkiye'nin değil, şu an Washington'un üzerine en çok yüklendiği Çin'in meseleyi okuyuşu da bunun ispatı...



«Ekonomik büyümeyi hızlandırmak ve verimi artırmak için tüm ABD'de altyapı yatırımları geliştirmeye yönelik Donald Trump planı trilyon dolarlık bir hacim sunuyor ve bunu hayata geçirebilecek 'tek ortak' olarak Çin'i gösterebiliriz. Amerika'nın

yeni dış politikası bu tür yollar öngörüyor

».



Kaldı ki, Çinli zengin Jack Ma'nın, Trump ile yaptığı son toplantısında, kendisine ait e-ticaret devi Alibaba firmasının, «küçük işletme ve çiftçilerin Çin ve Asyalı müşterilere Amerikan ürünleri satmasına olanak tanıyarak bir milyon ABD işi yaratabileceği» teklifinde bulunduğunu da anımsayalım!



«İşe dayalı bir ABD dış politikası»

ndan bahsediyoruz.



Aynı durum ABD-Rusya ilişkileri ve enerji bağlamındaki çıkarlar için de geçerli. Türkiye de dahil.



Dışişleri Bakanlığı'na Rex Tillerson'un getirilmesinin anlamı bu. ExxonMobil bağı o ve daha binde biri anlaşılmış değil!



Tillerson'u Henry Kissinger'ın Trump'a tavsiye etmesinin nedenlerini iyi anlamak/bilmek gerekiyor.




#ABD
#Rusya
#Donald Trump
7 yıl önce
ABD’nin bölünmüş yollarını Türkiye ve Çin yapabilir...
Seçimi bırak sahaya odaklan
İsrail yalnızlaşırken Starbucks’ın açıklayamadığı gerçek
Sîdî Ukbe Ulucamii Müslüman Batı dünyasındaki dini yapılarının atasıdır
Randevu sistemi, kamu iletişimi ve ötesi
Şiddeti, ‘kültür’ ile aşabiliriz