YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Milletvekillerinin itibarı

 
Cumhurbaşkanlığı seçimi için Anayasa değişikliği tartışmaları öyle bir noktaya geldi ki, neredeyse, 5+5'in reddi dışında milletvekillerinin itibarını koruyacak bir yol kalmadı.

 

Cumhurbaşkanlığı seçimi için Anayasa değişikliği tartışmaları öyle bir noktaya geldi ki, nerdeyse, 5+5'in reddi dışında milletvekillerinin itibarını koruyacak bir yol kalmadı.

Çünkü iş, 32 kısım tekmili birden Demirel için oy toplama kampanyasına dönüştü. Neresinden bakarsanız bakın, aslında Anayasa'nın olabildiğince özgür kılmak istediği, bunun için gizli oylama ile belirlenmesi gereken milletvekili kanaatlerinin sıkboğaz edilmesi söz konusu.

Amaç ne? Demirel'i yeniden seçtirmek. Bunun için Anayasa değişikliği gerekli. Onun için de 367 oy.

Oylama gizli yapılacak ve hiç kimse milletvekillerinin Demirel için oy vereceğinden emin değil. Ondan sonra gelsin oy toplama manevraları...

-Önce kıyak emeklilik düzenlemesinin Demirel için yapılacak Anayasa değişikliğine monte edilmesi... Yani öncelikle milletvekillerinin vicdanını, cüzdana endeksli hale getiriyorsunuz. Kamuoyu, "Bundan sonra milletvekillerinin eli mahkum" kanaatine sevkediliyor. Bu, Demirel için doğrudan milletvekillerinin itibarından bir ödeme...

-Ardından FP oyları için bir çengel. Anayasa Mahkemesi'nde kapatılma davası olan bir partiye, kapatılmama umudu verecek bir Anayasa değişikliği... Sonra ona eklemlenen 312 hesabı... Öyle ki FP'nin geleceği, Demirel'in ikbaline bağlı hale getiriliyor. Bu da, Demirel için FP'nin itibarından ödeme...

-Ardından, güya değişiklik teklifi için milletvekillerinden imza alma dayatması... Oylama gizli olduğu için, milletvekili iradesine peşin ipotek koyma girişimi. Bu, Anayasa'dan bir tediye...

-Ardından, imzaya rağmen, gizli oylamada red oyu verilebileceği kaygısıyla imzayı bir ahlâki sorumluluk haline getirme yöntemleri... Bu, Demirel için ahlak ilkelerinin istismarı.

-Ardından milletvekilinin korkulu rüyası olan lidere ihanet söylemi... Gene milletvekillerinin lidere rağmen kanaat özgürlüğü ile cesaret duygusunun sınanması...

-Ardından, liderlere yönelik, "grubunuza hakim değil misiniz? Siz nasıl lider olduğunuzu iddia dersiniz?" yollu nefis kışkırtmaları. Bu, Demirel için liderlerin kişilik testi...

-Ardından, ANAP ve DYP'ye "Yeniden seçmezseniz Demirel yeni parti kurar, size rakip olur ve canınıza okur" şantajları... Bu, merkez sağ üzerinde Demirel ipoteği... Şu sıralar sütununu Demirel'in seçilmesine angaje eden Sabahattin Önkibar'ın şu ifadelerine bakınız: "Demirel asla Cindoruk değildir veANAP'la DYP'yi sıfırlamasa bile asgariden barajın altına yuvarlar. Bu partilerde türlü hesabı olanlar bütün bunları dikkate alıyorlar mı acaba? Demirel'in bir dönem daha Cumhurbaşkanlığı her bakımdan istikrardır." (Türkiye, 27 mart 2000)

Nasıl bir tehdit! Müthiş değil mi?

Vatandaş heyecanla bekliyor, Demirel gelsin, parti kursun, ona sular seller gibi yeniden oy verelim ve şu merkez sağa bir ders olsun! Yüzde kaç? Bu da sorulur mu? Sular seller gibi...

Oysa, Demirel iki partiyi sıfırlayıp toplam oylarını alsa bile yüzde 25 ediyor... Eh, alırsa alsın... Niye istikrarsızlık olsun? Yüzde 25 Demirel'in bundan sonraki siyasi hayatı için yetiyorsa buyursun meydana!

Ama milletvekillerinin ve parlamentonun, daha önemlisi siyasetin itibarı ile bu kadar oynanmasın...

Aslında TBMM Başkanı Akbulut, "Bu, tek kişi, yani Demirel için Anayasa'yı değiştirmektir" diyerek, parlamento adına yaşadıkları kaygıyı nisbeten seslendirdi. Ama, toplumda onun daha ötesi tepkiler oluştuğunu bilmeleri gerekir.

Bir kere, Türkiye'nin tek adama mahkum görüntüye sokulması ayrı bir sakillik sergiliyor. Bunu Demirel'in bile kabul etmemesi lâzım. Ama, insan ben'den kurtulamıyor...

Demirel'i seçtirmek için gösterilen gayretin yarısı, normal yoldan bir adayda uzlaşmak için gösterilse, çok daha sağlıklı sonuçlara ulaşılabilir, bu kadar itibar kaybı da söz konusu olmazdı.

Son olarak şunu söylemek gerekir ki, vatandaşın yanından bakıldığında Anayasa değişikliği oylaması, liderler, milletvekilleri ve parlamento için bir itibar sınavı haline gelmiştir. Ama hep söylendiği gibi itibarı korumak, Demirel'e oy vererek değil, bu dayatmaya direnerek mümkündür.


28 Mart 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Ahmet Taşgetiren

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...