YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

"Statüko"nun devamına alet edilen "istikrar"

Bugün herkesin istikrar diye onayladığı durum aslında "statüko"dan başka bir şey değildir.

 

Cumhurbaşkanı S. Demirel'in beş yıl daha Çankaya'da kalabilmesi için aylardır sürdürülen çalışmalar ve tartışmalar yarın TBMM'de yapılacak oylama ile yeni bir merhaleye girmiş olacak. Şayet Anayasa değişikliği kabul edilirse Demirel'in önü açılacak ve büyük bir ihtimalle beş yıllık bir dönem için yeniden seçilecek. Eğer Anayasa değişikliği teklifi reddedilirse tartışmaların başına dönülmüş olacak. Mevcut sisteme göre adaylar bulunacak, oylamalar yapılacak ve biri Cumhurbaşkanı seçilecek.

Demirel'e bağlı istikrar!

Sayın Demirel'in ikinci kez Cumhurbaşkanı seçilebilmesi için hükümet partilerinin gösterdikleri çabanın hedefinde "istikrar"ın devam ettirilmesi esprisi yatıyor. İddia şu; Türkiye birkaç yıldır ilk defa önemli bir istikrar yakaladı, kendi içinde uyum ve sayı problemi olmayan bir hükümet var. Yıllardır en ciddi problem olan enflasyonun düşürülebilmesi için üç yıllık bir program yürürlüğe konuldu, bunun başarılabilmesi için "istikrar"ın devam etmesi gerekir. İstikrar için ise Demirel'in Çankaya'da bulunması zorunluluğu var. Bu nedenle Demirel'in bir dönem daha bu makamda kalması için her türlü fedakarlık gösterilmelidir!

Bu savunmanın son derece masum bir yanı olduğu açık. Türkiye'de hiç kimse "istikrar"a karşı ilgisiz kalamaz ve istikrarın önemini küçümseyemez. Özellikle de istikrarsızlıktan bu kadar sıkıntı çekmiş, yıllarını kaybetmiş, imkanlarını heder etmiş bir ülke için istikrarın korunması bütün önceliklerin başında gelmelidir.

İstikrar "statüko"dan başka bir şey mi?

Bu tablonun yanıltıcı, perdeleyici ve esasında uzun vadede istikrarsızlığa yol açıcı bir yanının olduğunu görmemiz gerekir. Bugün herkesin istikrar diye onayladığı durum aslında "statüko"dan başka bir şey değildir. "İstikrar" kelimesinin yerine "statüko" kelimesini koyarsak şöyle bir tablo ortaya çıkar: Mevcut statükonun devamı önemlidir, statükonun devamı için de Sayın Demirel'in bir beş yıl daha Çankaya'da bulunması gerekir. Bu sebeple Demirel'in görev süresini uzatmalıyız!

Böyle bir önermeye pekçok kişinin hemen itiraz edeceğini sanıyorum. Zira "statüko" kelimesi "istikrar" kelimesi kadar olumlu, kabul edilebilir, itiraz edilemez bir anlam çerçevesi sunmamaktadır. Bu durumda şöyle söylemek de mümkün: Mevcut statükonun devam etmemesi için görev süresini dolduran Sayın Demirel'in ayrılması ve yerine yeni bir ismin gelmesi gerekir.

Aslında Sayın Demirel'in görev süresini uzatmak isteyenlerle buna karşı çıkanların toplum ve siyasete ilişkin görüşleri iki farklı anlayışın ve demokratik duruşun ifadesi olmaktadır. Mevcut durumu yani statükoyu olabileceklerin en iyisi olarak gören, yani değişme ve ilişkilerin dönüşmesine karşı duran kesim "istikrar" gibi sihirli bir kelime ile dünyanın tersine giden duruşlarını meşrulaştırmak ve pozisyonlarını tahkim etmek istemektedirler. Buna karşılık Cumhurbaşkanlığı makamına yeni bir ismin gelmesini savunanlarsa dünyanın gidişi doğrultusunda "değişme" taleplerini ve iddialarını seslendirmektedirler.

Sayın Demirel'in Çankaya'da kalmasını sağlayacak Anayasa değişikliğinin TBMM'den geçmesi demek "statüko"nun kazanması ve devam ettirilmesi, değişikliğin kabul edilmemesi ise "statüko"nun değişmesi ve yeni kapıların açılması anlamına gelecektir.

Bu tabloda paradoksal bir görüntü olduğunun farkındayım: Anayasa'da değişiklik yapmak "değişim", Anayasa'daki mevcut düzenlemeyi sürdürmekse "statüko" olarak görülmektedir. Oysa ki bu şaşırtıcı bir görüntüdür; Anayasa'da değişiklik yapmak isteyenler "statüko"nun devamından yana iken mevcut düzenlemeye göre yeni Cumhurbaşkanı'nın seçilmesini isteyenlerse "statüko"nun değişmesini istemektedirler.

Şimdi elimizi vicdanımıza koyalım ve şuna karar verelim: "Statüko"nun mimarı ve tahkim edicisi olan Demirel mi, "statüko"yu değiştirebilecek yeni bir isim mi?

Bu tartışmalarda sıkça vurgulanan "istikrar" sözcüğünün statükoyu meşrulaştırma ve devamını sağlamanın dışında bir anlamı olduğunu düşünmek mümkün mü?


28 Mart 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Davut Dursun

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...