Türkiye'nin birikimi... | ||
|
Türkiye'de hergün "Tiyatro Günü"dür!.
Bugün dünyanın tüm ülkelerinde "Tiyatro Günü" kutlanıyor.. Bizde de, tiyatrolara para ödemeden girilecek. Sahnede, oyundan önce, mesajlar okunacak. Aslında, Türkiye'nin senede bir gün "tiyatro" olgusunu kutlaması anlamsız.. Çünkü Türkiye'de yılın 365 günü "Tiyatro Günü"dür.. Burada hergün tiyatro oynanır.. 60 milyon seyirci de, bazan "halk", bazan "vatandaş", bazan "tüketici", bazan "sivil toplum", bazan "katılımcı" kimliği ile, oynanan oyunları izler. Mesela hiç bitmeyen oyunlardan birinin adı "siyaset"tir.. Bu oyuna, çoğunlukla "demokrasi" adı da verilir. Bir örnek verelim. Devleti ve milleti simgeleyecek bir cumhurbaşkanı seçilecektir. Peki sizlerin, bizlerin, 60 milyon Türk'ün bu seçime katkımız ne olacak? Örneğin bir genel seçim yapıldı.. Meclis'e, Ecevit'in DSP'si ve Bahçeli'nin MHP'si, güçlendirilerek gönderildi.. Seçmen, bu iki partiyi iktidar ortağı yaparken, "Gidin Demirel'i yeniden cumhurbaşkanı yapın" diye görev mi verdi? Bırakın seçmenlerin iradesini.. Parlamentodaki milletvekillerine, "Kimi seçmek istiyorsunuz?" diye soran mı var.. Koalisyonu oluşturan üç partinin lideri, kapalı kapılar arkasında bir karar alıyor.. Bu karar, milletvekillerine bildiriliyor.. Onlar da, homurdana homurdana, kendilerine bildirilen karara uyuyorlar.. Neticede, "Egemenlik milletin mi, yoksa koalisyon liderlerinin mi?" konusu, bir tiyatro oyunu biçiminde, hergün sahneleniyor. "Tüketici" kimliği ile hergün sahnelenen oyunları izleyenlere de, bu oyunun adı, "serbest pazar ekonomisi" biçiminde sunuluyor.. Kimse buna açıkça, "ahbap-çavuş ekonomisi" demiyor.. Çünkü adına "özgür medya" denilen oyunun içinde de, "kartel medyası" var.. "Serbest pazar ekonomisi"nin özü "serbest ve haklı rekabet"tir.. Ama elinize bir gazete ve bir TV kanalı geçirmişseniz ve sizinle aynı alanda faaliyet gösteren sermaye grupları ile "kartel anlaşması" yapmışsanız, o anda "serbest pazar ekonomisi" de, "serbest rekabet" de, bitiyor.. Artık devlet ihalelerinde de, özelleştirmelerde de, siz izin vermeden başka kimsenin iddia sahibi olması mümkün değildir. Daha ötesi, kartel medyasının çalışanlarının, "bankacılık", "elektrik dağıtımı", "telefon özelleştirmeleri" benzeri konularda, haber ve yorum üretmesi de, yasaktır.. Bu oyunlarda, oyuncular da Goldoni'nin "pantaloni"si gibi, sabit kimliklidir.. Örneğin besleme tetikçilere, "yürekli araştırıcı gazeteci" denilir.. Bunlar, zor durumda olanlara yüklenirler.. Meslektaşlarının tutuklanması için, adalete, ihbarlı baskılar yaparlar.. Ruhlarındaki pisliği, patronlarının çıkarlarına ters düşenlere zifos atmak için kullanırlar.. Siz de, Türkiye'de sadece bir günün "Tiyatro Günü" olarak kutlanmasına şaşırmıyor musunuz? Burada hergün, kamu alanı diye bilinen ve Edirne'den Kars'a kadar uzanan mekanda sahnelenen, oyunlar var.. Bu oyunları sahneye koyanların kimlikleri belli.. Mesela "kartel medyası sermayesi" onay vermeden, kimse oyuna katılamaz.. İktidar da, para da, şöhret de, "kartel medyası"nın tekelinde.. Ama bazı asker-sivil bürokratlar da, kendilerinin, rejisör ve prodüktör olduğunu zannediyorlar.. ŞAKA
Fatih'in işi zor!.
Galatasaray Fener'e 1-0 yenildi ya..
ADI İHALE
Cep telefonu, kimin cebine?
Yeni GSM telefonlarının imtiyazının ihalesi, zorlu geçecek.. Bu kesin..
mbarlas@yenisafak.com
|
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|