MOSKOVA- Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Temmuz ayında Japonya'da düzenlenecek G-8 zirvesi öncesinde Orta Asya ve Avrupa'ya önemli ziyaretler gerçekleştiriyor. Putin'in seçildikten sonra ilk dış ziyaretini Çin'e yapması bekleniyordu. Rusya ile Çin arasında Boris Yeltsin döneminde ABD'nin tek kutuplu dünyasına karşı stratejik bir ittifak kurulmuştu. Putin'in Çin ziyaretini bir kenara bırakması Moskova'nın önceliklerini değiştirdiğinin göstergesi olarak değerlendiriliyor. Yeltsin, Çin ile ittifakı dış ilişkilerde en üst sıraya koyarken, imparatorluk hayalleri peşinde koşan Putin ise Avrupa, Amerika hatta Japonya'yla bağlantı kurarak, mali yardım elde etmeyi amaçlıyor.

Moskova, ABD-Çin ihtilafını körüklüyor

Uzun vadede Çin'in hızla artan nüfusunun ve bölgesel güç olma çabalarının Moskova'nın başını ağrıtacağından endişelenen Putin'in, olası bir tehdidi ortadan kaldırmak için ABD-Çin ihtilafını körüklemekten çekinmeyeceği ileri sürülüyor. Çin'in Dünya Ticaret Örgütü'ne girme çabalarının bu ülkeye yönelik yabancı sermaye akışını artırmasının Moskova'nın işine gelmeyeceğini belirten Batılı diplomatlar, özellikle de Çin ile Rusya'nın ilgi alanlarının Asya gibi ortak noktalarda kesiştiğine dikkat çekiyorlar. Şubat'ta yapılması planlanan görüşmeleri, Mayıs'ta Duşanbe'de gerçekleştirilecek Şanghay Beşlisi toplantısına erteleyen Putin'in göreve gelmesiyle birlikte Çin Devlet Başkanı Jiang Zemin'le yapması planlanan zirveyi ertelediği gözden kaçmıyor. Şanghay Beşlisi zirvesinin ertelenmesiyle Zemin-Putin görüşmesi de suya düşerken Putin'in Orta Asya turu düzenlemesi, önceliğin bölgeye verdiğinin işareti olarak değerlendiriliyor.

Listede Türkiye de yok

Rusya liderinin Orta Asya'daki temaslarının ardından 5 Haziran'da İtalya'ya, 15 Haziran'da Almanya'ya ve ardından da İspanya'ya gideceği açıklandı. 21-23 Temmuz arasında Japonya'da düzenlenecek G-8 zirvesine katılacak olan Putin'in sırasıyla Hindistan, Polonya, Fransa ve Güney Kore'ye gitmesi bekleniyor. Tüm bu ziyaret takvimi arasında Çin'in yer almaması, uluslararası temasları arasında Pekin'in son sıralara itildiği görüşünü destekliyor. Tüm bunların arasında Türkiye'ye yönelik bir ziyaret programının olmaması, Ankara'nın da Moskova ve özellikle Putin için pek fazla önem ifade etmediği yönündeki iddiaları kuvvetlendiriyor.