YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Çözüm getirmeyen sonuç

Bir cumhurbaşkanı seçilecek. Böylece bir sonuç alınmış olacak. Yine de bu sonuç Türkiye'de hiçbir meselenin çözümüne katkıda bulunmuş olmayacak. Daha doğrusu hiç kimse yeni cumhurbaşkanından Türkiye'nin hayatiyetine bir katkıda bulunmasını beklemiyor. O halde cumhurbaşkanı seçimi gerçekleşinceye kadar oraya buraya koşuşturanların, şununla bununla temaslarda bulunanların, şurada burada beyanat verenlerin, şöyle veya böyle yazıp çizenlerin neyle meşgul olduklarına kanaat getireceğiz? Anlaşılır bir cevabı var bu sorunun. Bu zevat dar çerçeveli, kısa vadeli ve bol getirili çıkarlarını güvenceye bağlayacak bir isim lehine etkinlikte bulunmuş olacak. Hepsi bu. Türkiye'deki siyasi söylem bu kadarından ötesini kapsayabilecek bir görümle (vision'la) bağ kurabilmiş değil.

Kurulu düzeni sağlama bağlayan anlayış çerçevesinin 'soğuk savaş' adı verilen aşamasının geride bırakılmasından sonra Türkiye'de siyasi çekişmenin iki kutbu doğdu. Birinci kutup Türkiye üzerine yapılan pazarlıkların Tanzimat'tan bu yana kemikleşmiş teamülüne riayet edilmesini savunuyor. Bunlar her türlü yenileşmenin eski usuller dairesinde yürürlüğe girebileceği görüşündedir. Daha önce üzerinde yürünmemiş bir çizgiyi tutturmanın macera olacağını düşünüyorlar. İkinci ve 'soğuk savaş' sonrası anlayışının türettiği kutup ise yeni şartların yeni pazarlık yöntemleri gerektirdiği inancına sahip. Yenilikleri benimseyip uygulamaya sokma konusunda mütereddit davranmanın telâfi edilemez kayıplara yol açacağını düşünüyorlar.

Türkiye'ye mahsus tuhaflık şurada ki Türkiye üzerine yapılan pazarlıklar konusunda atak davranılmasını, yeni yöntemlere başvurulmasını önerenler yürüttükleri siyaset bakımından gayet çekingen bir tutum sergiliyorlar. Buna karşılık tedbirli olunmasını önerenler, alışılmış yollardan çıkmanın belâ getireceği uyarısında bulunanlar sıra kendi görüşlerinin hükme bağlanmasına gelince olabildiğince pervasız ve kesin müdahaleleri yürürlüğe sokuyor. Yani Türk siyasetinde, "Korkmayalım!" diye haykıranlar, höt denilince tabanları yağlıyor; "Aman! Benim gözüm yemez, yüreğim götürmez" diye sızlananlar ise ilk fırsatta hasmına elense çekmekten geri durmuyor.

İşte Türkiye'de bu şartlar altında bir cumhurbaşkanı arayışı sürdürülüyor. Zinhar sanmayın ki yukarıda tasvire yeltendiğimiz taraflar birer aday çıkaracak ve bunlar dolayısıyla bir yarışma doğacaktır. Böyle olmayacak. Çünkü siyaset aktörleri gibi arzı endam eden siyaset memurları, giderek siyaset müstahdemleri kendi konumları hakkında zerre kadar bilgi ve bilinç sahibi değildirler. Olsalardı diyecektik ki Türkiye yeni bir cumhurbaşkanı seçimiyle birlikte millî hedef doğrultusunda belli bir aşamayı idrak etmektedir. Halbuki aklımıza kimin neyi, ne kadar yiyeceğinden başka bir şey takılmıyor.


14 Nisan 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

İsmet Özel

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...