YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

 

 

İran seçimlerinde Rafsanjani faktörü: Bir portre

 
Yarın yapılacak seçimlerde hangi taraf kazanırsa kazansın kesin olan bir şey var ki o da kaybetme riski olmayan tek kişinin Rafsanjani olduğudur.

 

İran devriminin lideri Humeyni öldüğü vakit The Guardian gazetesi bir ek yayınlayarak Rafsanjani'ye tam iki sayfalık bir yer ayırmıştı. Humeyni sonrası İran'ın en güçlü ismi olarak görünen Rafsanjani'nin kişisel ve siyasal potresi ortaya çıkarılmaya çalışılmıştı. Yazıda Rafsanjani'nin çocukluğundan beri arkadaşı olan, onunla birlikte şah zamanında hapis yatan ve devrime katılan bir İranlı'nın sözleri hayli anlamlıydı. İsim vermeden aktarılan konuşmada arkadaşı şöyle diyordu: Bunca uzun bir ortak geçmişimize rağmen hâlâ onun kafasının içinde ne düşündüğünü kestirmem mümkün değil.

Bu cümle aslında geleneksel İran diplomasisinin karakterine ilişkin işaretler verirken aynı zamanda Rafsanjani'yi de en iyi tanımlayan açıklamalardan biri gibi geldi bana.

1997 yılında İstanbul'a geldiği vakit Cumhurbaşkanlığını bırakmasına çok kısa bir süre kalmıştı. Ve o zaman kendisiyle bir ropörtaj için randevu koparmayı başarmıştım.. Türkiye'de onunla görüşme yapabilen tek kişi olduğumu biliyorum ama sanırım kendisiyle cumhurbaşkanı olarak ropörtaj yapan son gazeteci de ben olmuştum. Çünkü kısa bir süre sonra cumhurbaşkanlığı görev süresi dolmuş yerine Hatemi seçilmişti.

Yoğun diplomatik koşuşturmaca içinde bir devlet başkanıyla uzun sayılabilecek bir konuşma yapmıştım. Yarım saat kadar süren konuşma boyunca aklımda hep o cümle takılı kaldı ve görüşme süresince Rafsanjani'nin mimiklerinden jestelerine kadar bu özelliği ne kadar yansıtıp yansıtmadığını incelemiştim bir taraftan da. Seçtiği kelimelerden bakışlarındaki siyasilere özgü keskinliğe kadar dış görünümü böylesi bir portreyi ele veriyordu.

İran seçimlerine bir gün kala, son anda siyasi dengeyi açık biçimde etkileyecek bir isim olarak Rafsanjani yine sahnede olması ona özgü bir politikanın ip uçlarını veriyor çıktı. Humeyni sonrası İran'da devrim çizgisinin bugün geldiği noktaya doğru kaymasının kapılarını açan Rafsanjani olmuştur. Batıya karşı radikal biçimde bir değişim havası estirilmese de yumuşama ve ilişkileri geliştirme sinyalleri verilmiş, özellikle ekonomik alanda yabancı sermayeye kapılar aralanmaya başlamıştı. Bu anlamda Rafsanjani dönemin Batıya en yakın ismi olarak, şimdilerde anıldığı gibi reformist kanadın öncülüğünü yapıyordu. Retorik olarak dillendirmese bile, Batı karşıtı söylemi sürdürse bile, el altından ilişkilere çoktan girmiş, değişik mahfillerle temasa geçmişti.

Kimine göre daha çok özgürlük ve hakların önünün açılması, kimine göre ülkenin devrim ilkelerinden vazgeçerek Batı'nın etkisi altına girmesiyle sonuçlanacak bir sürecin öncülüğünü yapmak gibi bir açmazı göğüsleyebilmek kolay değil. Ancak Rafsanjani de Hatemi gibi içerden biri, bir bakıma devrimin çocuğu.

Hatemi'ye kadar dışa açılmanın bayraktarı olarak bilinen birinin son anda değişim isteyen kesimin önünü kesmek için ortaya çıkması nasıl açıklanabilir? Rafsanjani'nin son anda özellikle muhafazakar denilen kesimin desteği ile aday olarak seçimlere katılmasını kişiliğinin bir yansıması olarak da okuyabiliriz.

Her ne kadar cumhurbaşkanlığını bırakmış olsa da rejimin önemli isimlerinden biri olarak, bu kurt politikacının köşesine çekilmesi beklenemezdi. Ancak onun pragmatist kişiliği göz önüne alındığında son çıkışını anlamlandırmak daha kolay olur.

Hatemi'nin gerek entelektüel birikimi gerekse dışa açılmada çok daha öne çıkmış olması Rafsanjani'yi ikinci planda kalmasını zorunlu kılacak bir konuma itiyor.

Oysa mollaların desteğini almış güçlü adam olmak ama bu arada yükselen değer olan yenilikcilerle de iyi ilişkileri olan kilit konumda biri olma politikası tam da Rafsanjani siyasetinin örneğini veriyor.. Her iki durumda da kaybetme riski olmayan ve her iki taraf için de vazgeçilmez bir konuma yükselmesi onu İran siyasetinde tekrar kilit noktaya getirmiş bulunuyor. Yarın yapılacak seçimlerde hangi taraf kazanırsa kazansın kesin olan bir şey var ki o da kaybetme riski olmayan tek kişinin Rafsanjani olduğudur. İran, her iki taraf arasında radikal bir hesaplaşmaya sürüklenmediği sürece Rafsanjani her zaman için önemli bir yerde, her iki taraf için de vazgeçilmez bir isim olacaktır. Her iki tarafın da muhtaç olduğu, vaz geçemediği bir adam rolü. Bu durumuyla Rafsanjani, İran siyasetinde, kişisel pragmatizmini siyasal tecrübeye dönüştürebilen ender isimlerden biri olarak anılmayı çoktan hak etmiş bulunuyor..

Özellikle sosyal ve siyasal olarak tam bir geçiş sürecini yaşayan, belli konularda radikal kararların arefesinde görünen İran siyasetinde Rafsanjani gibi bir tipolojinin olumlu etkileri olabilir. Köken itibariyle molla olan ve muhafazakarlara yakın görünen ama fikir olarak daha çok yenilikcilere sıcak bakan biri olarak siyasal katalizör olabilir mi?

Cumhurbaşkanı Hatemi'nin de bir molla olmasına rağmen karşılaştığı muhalefet, hesaplaşmanın ne kadar çetin geçtiğini ve geçeceğini göstermeye yetiyor. Rafsanjani'nin kişiliği, geçiş sürecinin daha sancısız olmasına yetip yetmeyeceğini zaman gösterecek. Ama her durumda o kazanan tarafta olacaktır.


17 ŞUBAT 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Akif Emre

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...