Türkiye'nin birikimi... | ||
|
"Efendim, Evveli, âhiri, zâhiri, bâtını selâmlarım" diye başlıyordu 22 Kasım 1975 tarihinde, 'Dostluk Üzerine" irticâlen yaptığı konuşmasına Fethi Ağabey. "Dostluk üzerine konuşmak gibi; hiç mu'tâdım değil konuşmak. Elli üç yaşındayım. Kırk senedir söz orucu tutuyorum. En az yirmi senedir, yirmibeş senedir yazı orucu tutuyorum. Ne yazarım, ne çizerim. Zaten okur-yazar takımından da değilim" diyordu. O, az yazmıştı ama çok söylemiş, çok şey yapmıştı. 'Aşk' ile sevdiklerine ömrü boyunca emek vermişti. "Ama bu sözleri size sanki bir veda gibi, sanki son sözlerim gibi..." demişti ve iki yıl sonra da veda etmişti. "'Hâl sârîdir' buyurulmuştur. Maraz da sârîdir. Dilerim ve umarım ki, benim marazım sârî olmasın ve burada şevk sârî olsun, cezbe sârî olsun ve aşk sârî olsun." Bir gönül ve hizmet adamı olarak yaşadığı döneme damgasını vurdu, toplumu bir bütün olarak ele alan hoşgörüsü ve sevgisiyle etrafında aydın bir çevre oluşturdu Fethi Gemuhluoğlu. İstanbul Türkçesi'nin tüm zerafetiyle konuşurdu. Yaptığı konuşmalarda, yazdığı mektup ve makalelerde iman, aşk, emek, hürriyet, güzel ahlak ve çalışkanlık gibi değerleri savundu ve bir dönemin yüksek öğrenim gençliğine bu değerleri aşıladı. Yazılarını Serdengeçti, Yeşilada, Arapgir Postası, Türk Yurdu, Düşünen Adam Mecmuası, Yeni Sabah ve Göldağı gibi gazete ve dergilerde yayımladı. Çevresinde her kesimden gençler olurdu. Faliyetlerini sevgi ve dostluk ekolüne dönüştüren Fethi Ağabey, gençlere sadece maddi ve manevi destek sağlamakla kalmamış, onlarda gördüğü bilgi, zeka, cesaret ve sanat pırıltısına göre herbirini ilim, düşünce ve kültür hayatına yönlendirmişti. Hayatı boyunca bağlı olduğu tasavvuf gereğince riya ve şöhretten uzak durmuş, birbirinden uzak çevrelerden edindiği dostlarına hizmet etmeyi ibadet kabûl etmişti. İnsanın 'insan'la, 'eşya'yla ve 'mücerret kavramlar'la olan dostluğuna inanmış, şöhret, mal ve uyku dışında herşeyle ve herkesle 'dost' olmanın gerekliliği üzerinde ısrarla durmuştu. Sadece yazdıkları ve yaşadıklarıyla değil, bütün hayatıyla yakın tarihimize bir kültür, irfan ve gönül adamı olarak damgasını vurdu. Çabalarının semeresinin yaşadığı yüzyılda değil gelecekte; yirmibirinci yüzyılda görüleceğini bilerek; "Gözü olana sabah ışımıştır" demişti. O, herkesin "Fethi Ağabey"i idi.
Fadime ÖZKAN
|
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|