YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Futbol mu, siyaset mi?

Yıllar boyu futbol dedikodusu öylesine meşgul etti ki Türkleri, azınlıkta kalan bazı kimseler şikâyetlerini gizleyemediler bu kadar futbol konuşulmasından. Futbolun milletin ikinci dini olduğunu söyleyenler bile çıktı. Yaşadığımız günlerde siyaset üzerine konuşulanların gittikçe futbol bahsinde söylenilenlere daha çok benzediği söylenebilir. Nasıl ayağına hiç top değmemiş insanlar maçların cereyanına dair hararetli tartışmalara giriyorlarsa, siyasi oluşumlara katkısı sıfır olan kimseler de yürütme erkinin işleyişi konusunda akıllara durgunluk verecek yorumlar getirmekten geri durmuyor.

Türkiye'de futbol ve siyaset dedikodularının asıl benzer yanı her iki alanın toplumu meşgul edişiyle toplumun bu alanlardaki yeterliliği arasındaki oransızlıktır. Bir çok Latin Amerika ülkesinde futbol belki Türkiye'den daha çok konuşuluyor; ama bu ülkelerde oynanan futbolun kalitesi yaygınlığıyla doğru orantılıdır. Giderek çocukların kendi aralarında oynadıkları futbolun niteliği bile bizim çocuklarımızın oyunu kavrayışlarından daha farklı ve oyunun kuralları hesaba katıldığında daha üstün. Türkiye'de konuşulduğunun nispetine denk düşen bir futbol becerisi görülmüyor. Son aşamada siyaset bakımından durumun çok daha içler acısı olduğunu söyleyebiliriz.

Neden son aşamada? Çünkü üzerinden henüz bir hafta geçmemiş olan seçimler dolayısıyla konuşulanların içeriğini göz önüne aldığımızda siyasetin adeta bazı takımlar arasındaki maçın skorları seviyesinde ele alındığına şahit oluyoruz. Sanki siyasi partilerin gücü ve etkisiyle günlük ekmeğimizin, şerefimizin, canımızın bir ilgisi yokmuş gibi bir hava bütün konuşulanlara hakimdir. Neden içler acısı? Çünkü milletin siyaset konusunda konuştukları tamamen kendi nâdânlığından ibarettir. Millet siyaseti kendi hayat hakkının savunulduğu alana çekme çabasından uzak. Bu çabanın ne olabileceğine dair bir fikri de yok. Böyle olduğu halde siyaset konuşmaktan geri durmuyor ve konuştukları sahne sanatçıları hakkında söylediklerinden ayırt edilir gibi değil. Böyle olunca futbolu konuşmak siyaseti konuşmaktan çok daha sahici ve çok daha mantıklı bir karaktere sahip duruma yükseliyor. Zira konuşulan futbol olunca ortada inkâr edilemez bir oyun, oyunun cereyan ettiği doksan dakikalık süre, oyuncular, oyuncuların mensup oldukları takım ve yöneticileri, hakem, hakemi tayin eden bir organizasyon var. Oysa siyaseti doğuran hiçbir unsur siyaset konuşan insanlardan bu derecede bir netlikle yalıtılamaz, yalıtılmış olmamalıdır. Eğer yalıtılmışsa bütün konuşacağımız başımıza nasıl olup da böyle bir çorabın örüldüğünü konuşmak olmalıdır.

Siyaseti futbolu konuştuğumuz gibi konuşursak söylediklerimizin çözüm üreten bir niteliği olmadığını da ortaya getirmiş oluruz. Oy verdiğimiz siyasi partinin durumunu değerlendirişimizin taraftarı olduğumuz takımın maçı kazanmasından veya kaybetmesinden dolayı takındığımız tavırdan bir farkı olmalı değil midir? Bizler aradaki farkı göremeyecek kadar nâdânlaşmış isek siyaset konuşacak liyakatten nasibimizi de alamamışız demektir. Bizim payımıza futbol gevezeliğinden fazlası düşmüyorsa hakkımıza razı olalım.


29 Şubat 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

İsmet Özel

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...