T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Ukalalığın sırasıdır

Her şeyin boş olduğunu söyleyen o en eski sözü hatırlayarak boş sözler üretmek isteyenlere gün doğmuştur. Bir yanda bir bahar krizinin, öbür yanda iktisâdî bir krizin anaforunda dönenen insanlara bu anaforun içinde dönenenlerden birinin söyleyeceği her şeyin isabet ettireceği düşünülürse, kendine paye çıkartmak isteyen herkes her şeyi şimdiden söyleyebilir ve bunların her biri hedef tahtasında bir yere saplanabilir. O tahtaya ulaşan her ok hedefine ulaşmış sayılacağından karavana ihtimali yoktur. Vadeler vermede sakınca yoktur, çünkü verilebilecek her vadenin geçerli olabileceği bir hedef bulunmaktadır tahtanın üstünde. Rakamlar vermenin de sakıncası yoktur, çünkü verilebilecek her rakam için hedef tahtasında bir işaret bulundurulmaktadır, dolayısıyla tutmayacak bir rakam da yoktur. Senaryolar üretilebilir. Hayalinizin genişliğine göre yeni yeni komplolar, komplo kuramları geliştirebilirsiniz, her birinin tutarlı ve geçerli olabileceği uygun konumlar yer almaktadır hedef tahtasının üstünde.

Herkes kendi tuvalini boyamayı sürdürsün. Bu eyleme, ressamın kendisinden başka dur diyebilecek birisi görünmüyor ortada. Resmin ne zaman bitmiş olacağına karar verecek olan yalnız ve yalnız ressamın kendisidir. Ressam kendini yönetici konumunda da görse, yönetilen olarak da görse, durum değişmiyor. Resmi herhangi bir anda bitirebilir veya daha doğrusu bitirdiğine karar verebilir ya da tuvalini ebediyen boyamayı sürdürebilir. Resmin bitmiş olduğuna ressamın kendisinden başka karar verebilecek başka biri var mıdır ki!

Krala bir oğlunun dünyaya geleceğini haber verebilirsiniz. Yeter ki, ülkenizde insanları yöneten bir kral olsun. Kraliçeye de bir oğlunun dünyaya geleceğini haber verebilirsiniz. Kraliçe yaşını ileri sürerek bunun imkânsızlığını beyan edecek olursa ona acele etmemesi gerektiğini önermenizde sakınca yoktur, kraliçenin ya da ülkenin, başına gelebilecek her şeyi (her olguyu) ona gönderilmiş bir oğul olarak ileri sürmeyi önleyecek bir kural mevcut değildir!

Rilke'nin "Notlar"ı öyle başlamıyor muydu? Buraya yaşanacak yer diyorlar, ölünecek yer deseler daha isabetli olur, gibisinden konuşmaya başlıyordu kahramanımız. İster ölünecek yer deyin, ister yaşanacak.. ikisi de geçerlidir: ölünecek yer diyorsanız hâlâ yaşamakta olan birilerini göz önünde bulundurduğunuz; yaşanacak yer diyorsanız, o zaman da, nasılsa ölmeye hazırlanan birilerini göz önünde bulundurarak konuştuğunuz anlaşılır. İsabet ettirememek imkânsızdır. Herkes konuşabilir. Herkes bir tasarı hazırlayabilir. Herkes fala bakabilir ve kehanette bulunabilir. Atış serbesttir!


12 Nisan 2001
Perşembe
 
RASİM ÖZDENÖREN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED