T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Türkiye'nin Miloşeviç'i yok

Kosova'da yüz binlerce Arnavut'un yurtlarından sürülmesi, binlercesinin hayatını kaybetmesinden; Bosna'da yüz binlerce insanını hayatına mal olan etnik temizlik uygulamasından sorumlu Slobodan Miloşeviç Uluslararası Savaş Suçluları Mahkemesi'ne elleri kelepçeli olarak Yugoslav yönetimi tarafından teslim edildi. Böylece sistem dışına çıkmış bir lider, bir ülkenin cumhurbaşkanı ilk defa olarak cürmünün ve sisteme uyumsuzluğun hesabını mahkemeye verecek. Yugoslav Başbakanı Ciriç, sisteme kafa tutan, yanlış hesap yaparak ülkesini sistem dışına iten liderlerini diyet olarak vererek görevlerini yapmanın rahatlığı içinde yaptığı açıklama ilgi çekici: "Yugoslavya artık Avrupa Birliğine girmeyi haketmiştir." Hele şu ifadeler bakalım ne kadar çok aşina olduğumuz bir argüman, sanki tanıdık birileri söylüyor: "Avrupa Birliği'nin dışında kalmamız Avrupa için daha pahalıya mal olur."

Türkiye'de siyasilerden medya mensuplarına, entellektüellere kadar tüm seçkinlerin Avrupa Birliği'nin bizi neden kabul etmek zorunda olduğuna ilişkin geliştirilen söylemle Yugoslavya'nın gösterdiği gerekçe arasındaki uslup benzerliği ne kadar da benzeşiyor!

Türkiye'nin diyeti

Türkiye'nin Avrupa Birliği karşısında aldığı tavırla Yugoslavya'nın Miloşeviç'i teslim etmesi arasında görünürde hiçbir benzerlik yok. Türkiye ne etnik temizlik yaptı ne de böylesi bir katliama neden olan bir diktatöre sahip oldu. Onun için kelle vererek kurtulacağı, kendini affettireceği bir durum söz konusu değil.

Oysa Türkiye'nin özelde Avrupa Birliği genelde Batı ilişkilerine bakıldığında bir kelleyi kurban vererek kurtulabileceği türden sıradan bir ilişki içinde olmadığı ortada. Türkiye'deki elitlerin Avrupa standardına ulaşmak anlamında toplum mühendisliğine fazlasıyla meraklı olmalarını diyet psikolojisi ile izah mümkün ancak. Ülkenin içindeki zararlı otları, pıtrakları temizleyerek, karanlık kellelerin sesini bastırarak sisteme dahil olma gayreti bizim Batılılaşma, modernleşme, Avrupa ile bütünleşme maceramızın temel iç güdüsünü oluşturuyor.

Türkiye'nin Avrupa ili ilişkisinin tek bir kelle verilerek yoluna gir/e/meyecek kadar kolay olmadığını çok iyi bilen Türkiye'deki elitler ülkenin geri kalan kelleleri ile hesaplaşmak gibi iflah olmaz diyet kültürü üstüne yükselen siyaset yapmayı yeğledikleri sonucuna çıkarmamız mümkün. Son yüz elli yıllık batılılaşma maceramıza bakarak diyet vererek kurtul psikolojisi siyaset tarzımızın ana ekseni haline geldi.

Yaşanan siyasal ve sosyal bunalımlar karşısında kimi seçkinlerin tavırlarını meşrulaştırmak için yaptıkları açıklamaları hatırlayacak olursak Yugoslav başbakanının bir kereliğine özgü ödediği diyet karşılığı söyledikleri arasında şaşırtıcı benzerlikler ortaya çıkar.

Biç/imlendir/me siyaseti

Çağdaş demokratik ve laik bir ulus olmanın yolu kurban vermekten, yani kültür diyetini ödemekten geçtiğine inandırılmış bir seçkinler zümresi ile karşı karşıyayız. "Eğer bizi bünyeye almaz, sisteme kabul etmezseniz..." tehdidi, "Türkiye'nin Nazileri" benzetmesi ile "batı standartlarında bir toplum olma" arasındaki ilişkinin doğrudan sonucu "toplumun adam edilmesi"dir. Yani kelle diyeti yerine geçen kültürel biçimlendirme, metaforik olarak başörtüsü, dil, din sömürüsü, gizli amaç gibi tümüyle insan kafasını ilgilendiren "biç/imlendir/me siyaseti" yürütmektedir seçkinlerimiz.

Bir toplumu oluşturan bireylerin düşünüşü, yaşayış biçimi kültür diyeti ödercesine biçimlendirerek değişip değişmeyeceği ayrı bir konu; Yugoslav başbakanının bu açıklamayı yaparken takındığı rahatlamayı bizim seçkinlerimiz hiçbir zaman takınamayacak.

Bizim bir kelle verip kurtulma/kabul edilme şansımız yok.

Çünkü Türkiye'nin verip kurtulacağı Miloşeviç'i yok.


3 Temmuz 2001
Salı
 
AKİF EMRE


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED