T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Tasfiye olacak partiler…

Kamuoyu anketlerinin ortaya koyduğu gerçek genel gözlemlere de, sağduya da uyuyor. Büyük bir değişiklik olmaz, örneğin HADEP baraj altı görünen partilerden birisiyle ittifaka gitmezse Türkiye, büyük ihtimalle 4 partili yeni bir TBMM dengesi ile karşı karşıya kalacak.

AKP ve CHP dışında; MHP ve DYP muhtemelen barajı aşacak olan partiler; ANAP, YTP ve DSP'nin işi ise sandıklarından çok daha zor.

Aslında AB uyum yasalarının seçimlerden önce meclisten geçmesi, partilerin hesaplarını altüst etti.

Bu koşullarda belli ki "siyasi partiler iç siyasi gerçeklerin, taleplerin, beklentilerin ve en önemlisi tepkilerin içinde siyaset yapacaklar" ve oy alacaklar.

Şimdi partileri kuşbakışı bir dolaşalım…

Hesapları en çok yatan parti kuşkusuz ANAP. Zira AB hattı tek başına bir politikayı ikame eder durumda değil artık. AB'siz bir ANAP, "su olmadan yaşamaya çalışan balık" gibi; bu haliyle ne istikrar iddiasını taşıyabilecek ne de değişimi taşıma gücü olduğunu öne sürebilecek durumda. Sonuç olarak erimeye, hatta tasfiye olmaya aday görünüyor.

Tasfiyeye yakın bir diğer partinin ise DSP olduğuna şüphe yok. DSP, lideri Ecevit'le birlikte doğal olarak eriyor. Parti içindeki diğer muhaliflerin de gemiyi terk etmeye hazırlandıkları bu parti, belli ki bir dönem partisi olarak anılacak ve tarihe karışacak.

YTP'ye gelince; bu parti AB meselesinin gündemden düşmesi, gerek Derviş'siz kalması nedeniyle daha yola çıkmadan cazibesini kaybetmiş bir konumda. Önümüzdeki dönemde YTP'nin DPT'leşme sürecine girmesi mukkadder gibi.

MHP: Hesapları şaşan partiler arasında MHP de var. Zira AB karşısında alınan milliyetçi tavır da artık büyük bir cazibe merkezi değil. Yine de bu cephede MHP'nin neredeyse tek başına kalmış olması onu baraj altı kalmatan koruyacak gibi görünüyor.

DYP muhalefette kalmış olmanın, yıpranmaya uğramadan, Yılmaz hanesine kaydedilen olumsuz puanları kendi hesabına olumlu not olarak geçirmenin avantajına sahip. Ama bu avantaj büyük ve belirleyici bir nitelikte hiç değil,

CHP'nin ise sadece bir önceki dönemde meclis dışında kalması, diğer partilerin yıpranmalarından beslenmesi, en önemlisi her şeye rağmen güdük de olsa ülkede sosyal demokrasinin tek temsilcisi olması itibariyle barajı geçebileceği tahmin ediliyordu. Oy oranı ise yüzde 10 ile15 arasında bekleniyordu. Baykal'ın Derviş'le temasının ya Derviş'in CHP'ye katılmasının sonucu ne olur bilinmez, ama bu konuda büyük beklentisi olanların yanılacağı neredeyse kesin…

AKP varlığıyla SP'yi baraj altına ittiği gibi, SP'nin alması beklenen yüzde 3-4 oy oranına rağmen, yüzde 20'nin üzerinde oy alması neredeyse kesin olan tek parti.

Asıl sorulması gereken soru şu:

4 Kasım günü en iyimser tahminle AKP, CHP, DYP ve MHP'den oluşan bir denklemle karşı karşıya kalırsa ne olur?

İhtimaller sonsuz değil…

Ya AKP önderliğinde bir hükümet oluşur ya da AKP'yi dışlayan diğer üç partinin, yeterli çoğunluğu sağlamışlarsa, zorunlu olarak biraraya gelmesini gerektiren, 1999 seçimleri sonrasına benzeyen bir zorunlu, hatta zoraki bir hükümet tablosu ortaya çıkar…

Böyle bir hükümetin siyasetin, siyasi hareketlerin normalleşmesi yolunda bir engel olacağı, ayrıca MHP'li bir hükümetle AB hattında yürümenin bundan sonra eskiye oranla daha zor olacağı su götürmez; AKP'li bir formülün ise devlet merkezli çeşitli gerginliklere yol açması ise kaçınılmaz…

Türkiye'nin temel sorunlarından biri işte tam bu noktada ortaya çıkıyor.

Toplumun önemli bir bölümümün destek verdiği ya da ciddiye aldığı siyasi hareketlere yönelik sistem ve devlet korkusu ya da öfkesi, Türkiye'yi kirzden krize götürüyor. Zoraki koalisyonlar, sağın ve solun siyasi olarak içinin boşalması, merkezi ikame etme, "tehlike"yi engelleme işlevi üstlenmeleri ülkede siyasetin tabiileşmesini engelliyor.

4 Kasım seçimlerinin anlamı bu noktada toparlanacak, bu noktaya sıkışıcaktır.

Zira bu seçimler yenilenme seçimleri olmaktan çok, soruları tespit seçimleri olacaktır.

Umarız bu kez tersi olur. Türk toplumu ve sistem çevresiyle merkezinin doğal temasına yol verir…



21 Ağustos 2002
Çarşamba
 
ALİ BAYRAMOĞLU
ALİ BAYRAMOĞLU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED