T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
İlkeler, ilkeler...

Doğan Medya Grubu (DMG) 'yayın ilkelerini'ni açıkladı, ama metni ara ki bulasın... Günlerden beri her yola başvurdum, herkese sordum, yayın ilkeleri metnini ele geçirmem mümkün olmadı...

Hemen itiraz etmeyin; elbette ilkelerin Doğan gazetelerinde pazar günü tam sayfa (Hürriyet'te iki tam sayfa) yayımlandığını ben de biliyorum. Herkesin bir hobisi var, benimki de arşivimi elektronik ortamda tutmak... "Bundan böyle bu ilkeler bizi bağlayacak" diye sunulan metnin bilgisayar ortamına taşınmışını arıyorum... Hürriyet, Milliyet, Radikal gibi önemsediğim haber ve yazılarını arşivime mâl ettiğim gazeteler, bunca övünmelerine rağmen, ilkelerini web-sitelerinde teşhir etmiyorlar...

Bu hafta açıklanan ilkeleri ararken garip bir şey oldu: Hürriyet arşivine girdiğimde, tarama motoru, "Yayıncılıkta bir ilk" başlıklı eski bir haberi getirdi karşıma. Girişi şu: "Doğan Medya Grubu'nun yayın ilkelerini belirlemek, yayın politikasının oluşturulmasına katkıda bulunmak ve yayınların demokrasiye, hukuka olan uygunluğunu izlemek amacıyla, Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan'ın başkanlığında kurulan Doğan Medya Grubu Yayın Konseyi, grubun temel ilkeleri ve meslek ilkelerini belirledi." Önce ben de sizin gibi, "Hah, buldum" diye sevindim, haberin tarihine baktığımda ilk şaşkınlığımı yaşadım: 12 Haziran 1999...

Meğer, DMG, bundan yaklaşık dört yıl önce de yayın ilkelerini tespit edip okurlarıyla paylaşmış... O zaman da Aydın Doğan başkanlığında kurulan bir yayın konseyi oluşturulmuş; 'yayın konseyi'ne hepsi Doğan Grubu bünyesinde çalışan gazeteciler üye olarak alınmış... Hatta, yayın ilkelerine aykırı olduğu görüldüğü için, Emin Çölaşan'ın bir yazısı sansür de edilmiş...

Önemli gördüğüm yazıları, haberleri ve değerlendirmeleri yanımda taşıma âdetim var. Dizüstü bilgisayarlar çok küçüldü, ama yine de her yere yanımda götürmem mümkün olmuyor. Sırf bu amaçla, 'cep-bilgisayarı' da denilen 'Palm' cinsi bir âletim var. Basın Konseyi'nin, Gazeteciler Cemiyeti'nin meslek ilkelerini, bazı yabancı kuruluşların gazetecilikle ilgili metinlerini 'Palm'de tutuyorum... O sayede, dört yıl arayla iki kez ilân edilen 'DMG yayın ilkeleri'ni mukayese imkânı bulabildim...

Aslında ortada mukayese edilecek bir farklılık yok. İki metinde de 20 madde bulunuyor. Maddeler tıpatıp birbirinin aynı... Aradaki tek fark, 1999 metninin bazı maddelerine eklenen şıklar... İlk metnin "Gazeteci, mesleki çalışmalarını her türlü çıkar nüfuz ilişkisinin dışında tutar; herhangi bir siyasi partide aktif görev almaz" diyen ikinci maddesine, "DMG'nin 'ekonomi' ve finans' konularında yayın yapan bölümlerinde çalışanlar hisse senedi sahibi olamazlar ve borsalarda dolaylı ve dolaysız hisse senedi alıp satamazlar" şıkkı eklenmiş... 9. maddeye eklenen 'şık'ta, "DMG'ye bağlı basın organlarında yanlış haber veren ve/veya yayımlayan gazeteci 'ihtar'dan 'iş ilişkisinin kesilmesi'ne kadar uzanan bir yaptırımın hedefi olur..." deniliyor.

Birkaç şık daha var, ama onları buraya almanın bir gereği yok. Bu Kulis'ten sonra, Ertuğrul Özkök kerem eder gazetesinin web-sitesinin görünür bir yerine ilkeleri koyarsa bulur okursunuz... Benim takıldığım 2. ve 9. maddeye eklenen şıklar...

Bir ekonomi dergisinde yönetici konumunda çalışan birinin borsayı yönlendirdiğine dair iddialar mahkemeye kadar intikal etmişti. Bu açıdan, eklenen şık yerinde; ancak hisse senedi spekülasyonu ihtimalini sadece 'ekonomi' ve 'finans' bölümlerinde çalışanlarla sınırlı tutmak yeterli değil. Borsadaki altüst oluşların çoğu politik gelişmelerle irtibatlı ve o gelişmelerin bir bölümü spekülatif amaçlı olabiliyor... DMG, ilkelerinin ciddiye alınmasını istiyorsa, medya grubunun sorumlu koltuklarında oturanlara da aynı yasağı getirmeli... Bir yayın yönetmeninin borsayı etkileme gücü sıradan bir ekonomi muhabirinden daha fazladır çünkü...

Bile bile yalan haber yazan, yanlışı haberleştiren bir gazeteci düşünülemez; ancak yine de bu tip insanlar bulunduğunu biliyoruz. DMG, ilkeler demetinin 9.'suna eklediği şık ile, bundan böyle, yalan ve yanlışı haberleştirenleri, sütunlarına taşıyanları bünyesinde barındırmayacağını ilân etmiş oldu. Güzel. Metinde 'yalan-yanlış haber yasağı' sadece 'basın' ile sınırlandırılmış görünüyor, ama herhalde grup televizyonları da bu hükme tâbidir.. Değilse tâbi hale getirilmeli...

Bir önemli nokta da şu: Medyada yalan-yanlış haberlerin üzerinde muhabir adı yer alsa bile, muhabiri yalan-yanlışa sevk eden pek çok âmir bulunuyor her yayın kuruluşunda. "Muhabiri işten atacağız" demek kolay, "Başında bulunduğu gazete ve televizyonda yalan-yanlışa göz yuman, muhabirleri o yönde teşvik eden yöneticinin de grupla ilişkisini keseceğiz" diyebilmeliydi DMG...

Pek çok kişi, DMG'nin bu ilkeleri şimdi açıklamasına takılıyor. Bir dostum, "Neden şimdi?" sorusuna, bir-iki yazar ismi de vererek, "Acaba, onlar gruptan ayrılıyorlar mı?" cevabıyla mukabele etti. Gerçekten de, ilân edilen ilkeleri hergün çiğneyen yazarlar, imza attığı her haber sorunlu muhabirler var o grupta. Dostum, "Belki de, dört yıl önce tespit ettikleri ilkeleri tazeymiş gibi şimdi sunmalarının altında, bu defa daha kararlı olmaları yatıyor..." dedi.

İzleyelim, görelim...


29 Ağustos 2002
Perşembe
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED