Küskünler ANAP, YTP ve SP desteğinde son harekat hazırlıklarını yapadursun, kimileri şimdiden AKP tek başına iktidar olursa meclis açılmaz tehdidini savuradursun, seçim yolu kısalıyor ve seçmen tercihleri netleşiyor. Bu netleşme seçimi erteletme gayretinde olan siyasi partileri kendi açılarından haklı çıkaracak sonuçlar da içeriyor.

Deutsche Bank'ın Tarhan Erdem'e yaptırdığı son araştırma bu durumun kanıtlarından biri...

Vatan Gazetesi'nde Güngör Mengi dün bu araştırmadan söz ediyordu...

Deutsche Bank resmen açıklamadığı için araştırmacıların ayrıntı vermekten kaçındıklarını belirten Mengi, kararsız oyların dağıtılması ile ortaya çıkan oy oranlarını şöyle veriyordu:

AKP yüzde 30... CHP yüzde 19... DYP yüzde 11... DEHAP yüzde 9... Genç Parti yüzde 8... MHP yüzde 7... ANAP yüzde 3,5... YTP yüzde 3,5... SP yüzde 2... DSP 1,5... Diğerleri 5,5...

Bunlar ilginç ve önemli rakamlar...

Bu konuda tek sıkıntı seçimler sırasında partiler arasında ağırlıklı bir eşitlik içinde dağılamayacağı muhakkak olan kararsızları da içermesinde...

Dün birkaç temas sonrasında araştırmanın çıplak halinde kararsızların yaklaşık yüzde 20'lik bir blok oluşturduğunu öğrendik. Buna göre geriye dönük bir alıştırma yapıldığında, dağıtılmış kararsızlar parti oy oranlarından düşüldüğünde ortaya yaklaşık olarak şöyle bir sonuç çıkıyor:

AKP yüzde 24... CHP yüzde 15,2... DYP yüzde 8,8... yaklaşık 1,5 puanla DEHAP yüzde 7,2... Genç Parti yüzde 6,4... MHP yüzde 5,6... ANAP yüzde 2,8... YTP yüzde 2,8... DSP... yüzde 1,6...

Şunu özellikle belirtmek gerek: Bu araştırma Tayyip Erdoğan'ın yasaklı kılınmasından bir süre önce gerçekleştirilmiş, kısacası bu yasağın AKP'ye yönelik olumlu ya da olumsuz etkilerini ölçmüyor. Araştırmayı bu sınırlar içerisinde değerlendirmek ve Ağustos sonunda yapılan bir önceki Deutsche Bank araştırmasıyla karşılaştırmak gerekirse ortaya çıkan tablo şu:

* Kararsız seçmen oranında büyük bir değişiklik bulunmuyor.

* 1 puanla CHP, 1,3 puanla Genç Parti, 1,5 puanla DEHAP, bir ay içinde oylarını artıran partiler arasında bulunuyor.

* DYP ve AKP oylarını muhafaza ediyorlar...

* MHP, YTP, ANAP, SP, DSP ise bir ay zarfında önemli oranda oy kaybeden partiler...

* Genel olarak AKP ve CHP etrafındaki konsantrasyon sürüyor.

* Kararsızlar oylarını partiler arasında dağıtmak yerine güçlü partilere yönelme eğilimi taşırlarsa, ufukta iki partili, en fazla üç partili meclis görünüyor ve en önemlisi bu oy oranlarıyla AKP'siz bir iktidar formülü mümkün durmuyor.

* Deutsche Bank'ın Temmuz ayından itibaren yaptığı araştırmalar bir bütün olarak bakılacak olursa, bu üç aylık süre içinde üç partinin hızla büyüdüğü görülüyor. Bunlar yüzde yüzde 6'lık bir büyümeyle AKP, yüzde 8,5'lik bir büyümeyle CHP ve yüzde 4'lük bir büyümeyle Genç Parti...

* Küçülme açısında ise MHP, ANAP ve YTP başı çekiyor. Son üç ay içinde her üç parti de yüzde 5 kayıplara uğramışlar, oy potansiyeli açısından MHP yüzde 50, ANAP ve YTP ise yüzde 75'lik küçülme yaşamışlar...

Tüm bunlar bir bütün halinde ne ifade eder?

Bu tablo açık bir şekilde gösteriyor ki, iki ya da üç parti bir meclis bir istikrar arayışının sonucu değil, büyük bir tasfiyenin sonucu olacaktır.

Ancak rakamlar tasfiye kadar siyasetin de altını çizmektedir.

Örneğin beklenmedik ve şaşırtıcı bir gelişme gösteren Genç Parti, en kuru ve ucuz popülist söylemleriyle, krizin yol açtığı işsizlikten açlığa uzanan tahribatın tepkisel sonuçlarından beslenmektedir. Genç Parti söylemleriyle kendi başına siyaseti ifade etmese de, oraya yönelen tepkisel oy açık bir şekilde siyasidir.

Aynı şekilde AKP ve CHP'nin de dilleri açısından olmasa bile taşıdıkları sorunlar ve temsil ettikleri talepler açısından siyasete geri dönüşü ifade ettikleri ortadadır.

Şimdi mesele bu siyaset talebinin görülüp görülmeyeceğinde, dahası karşılık bulup bulmayacağında...

ALİ BAYRAMOĞLU

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu