T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R

Harun Doğan

Bu "karayağız" delikanlıyı dünya minderlerinde ilk gördüğümde (1995) çalışmakta olduğum Akşam Gazetesi'ne aynen şöyle yazmıştım:

"-Güreş stili ve tekniği Ali Yücel'e benziyor. Dileyelim de kaderi benzemesin..."

Ali Yücel, dünyanın en büyük 52 kilosuydu, hem serbest hem de greko yapıyordu. O'nu kıskananlar, bu iki stil kapışmalarda da Dünya Şampiyonluğuna ulaşmaması için ellerinden geleni yaptılar, sonunda bu değerli sporcu, en azından (30-0) yendiği İsveçli Johansson'a kaybederek (1950-Stockholm), gümüş madalya aldı. 1949 Avrupa ve 1951 Dünya Şampiyonu Ali Yücel, 1953 yılında çıkarılan İsveç Turnesi'nde beş paralık kol saati çaldığı iddiasıyla ömür boyu minderlere çıkmamakla cezalandırıldı. Aradan yıllar geçti ve İsveç'te yaşayan Milliyet Gazetesi muhabiri Orhan Türel, Okyanuslar'a sığmayan bu büyük pehlivanın resmi belgelere dayanarak "suçsuz" olduğunu ortaya koydu amma atı alan Üsküdar'a geçmiş, 7 yıl idmanlardan uzak duran Ali Yücel, Adana'da Ali Demirkazık'ı sadece 25 saniyede tuş olarak kariyerini facia ile noktalamıştı.

Ali Yücel, benim kader arkadaşımdı. Ne zaman başı derde girse bana gelirdi. Şimdi 1995 yılında Atlanta'da "Kaderi Ali Yücel'e benzemesin" diye yazdığım Harun Doğan, hayatla ölüm arasında mücadele ediyor. Yeryüzünde en önemli şeylerden biri insan haysiyetidir. İdama mahkum edilmiş bir kişiye dahi "Acaba doğru söylüyor mu?" tavrıyla bakılamaz. Bu yüzden idam mahkumları, rızaları olmaksızın asla ve asla "yalan makinası"na bağlanmaz. Ben, Harun'la konuştum. Doping yapmadım, dedi. O'na inanıyorum. Sınırsız dalgalanmalarla dolu şu güreş aleminde en son model yıpratma makinası çarklarını döndürüyor. Kimler için: Yöneticiler, antrenörler ve hatta hatta gazeteciler için.

Harun Doğan'a, Güreş Federasyonu Başkanı Osman Şansal gibi ben de yürekten inanıyorum. O'nu yalan makinasına bağlamağa kimsenin hakkı yok. Bu konuda rıza gösteriyorsa mesele yok. Fakat, tıpkı güreşin giderek kısalan mücadele süresi gibi, bu hadise de atasporumuzu medyadan tamamen soyutlayacağını sanıyorum. Çünki, çeşit kulüplerin kaynanaları olarak belirli yerlere yerleşmiş kimi meslekdaşlar, atasporumuza "tu-kaka" nazarıyla bakıyorlar ki, Pakistan pirinci gibi çok su kaldıran güreş sporu karalana karalana artık zenciden de öte "Habeş"e dönmüş olacak.

Harun Doğan, haysiyetli, şerefli bir delikanlı. Tahran'da O'nun yemeğine ilaç da atılmış olabilir! Harun'a inanıyor ve sonunun Ali Yücel'e benzememesi için yürekten dua ediyorum.


29 Eylül 2002
Pazar
 
ALİ GÜMÜŞ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED