Önce işin hakkını verelim... Yıllar önce Dünya Kupası yarı finallerinde tribünde Türk bayrağını gördüğümüz zaman, bizden biri var diye gururlanırdık.

Şimdi gelin görünki sahada yarı final oynayan Türk Milli Takımı var. İnanılması güç bir hadise.

Türkiye artık Brezilya mağlubiyetinden sonra Güney Kore ile oynayacağı üçüncülük maçına kilitlenecek. O sonuçta her ne olursa olsun Türkiye 2002 Dünya Kupası'ndan alnının akı ile çıkmıştır. Bunun için emeği geçen, gücünü kullanan herkese bir değil, binlerce teşekkür.

Ancak; Brezilya maçının yine de satırbaşları ile bir kaç kritiğini yapalım:

- Şenol Güneş niye İlhan Mansız ile başlamadı. İlhan ile başlasaydı Türk Milli Takımı ofansta daha güçlü olacak ve Brezilya'nın bu sayede atak sayısı daha aza inecekti. Hakan Şükür'ü hiç dilimize dolamaya gerek yok. Çünkü bu futbolcuyu eleştirdiğimiz zaman vatan haini ilan ediliyorsunuz. Nedenleri anlaşılmaz. Harikalar yarattığı zaman yine ilk kutlayan basın değilmiydi?

- Bir aklımıza gelende şu. Türk Milli Takımı, yediği gole kadar gol atmayı pek düşünür ya da becerir halde değildi. Şenol Güneş, sanırız ki uzatma ve penaltılara bel bağlamıştı.

- Bir anlaşılmaza daha değinelim. Şenol Güneş, gol yerlerinde etkili olan Arif'i son 2.5 dakikada oyuna soktu. Dün de anlamadık. Yıllarca da anlayamadık ve sanırız ki bundan sonra da anlayamayacağız. 90 dakika forma giyen bir futbolcunun ortalama 3 dakika 20 saniye topla oynadığı hesaplanır. Sen 2.5 dakika oyunda tutacağın futbolcudan ne bekliyorsun sevgili hocam.

İşte, acısı ve tatlısı işin şekli böyle. Yine de yaşasın Türkiye.

Yaşasın Türk futbolu.

TURGUT KOLOĞLUGİL

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu