T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Türkiye'yi batırma pahasına gitmiyorlar

Türkiye ekonomisinin son geldiği duruma bakın. Borsa dip yapmış, dolar fırlamış, Türkiye'nin en büyük sekizinci bankası "IMF talimatıyla" fona devredilmiş ve "yabancılar ucuza kapatsın" diye hemen satılığa çıkarılmaya çalışıyor.

Ülkenin başbakanı ne söylediğini bile bilmiyor. Önce "erken seçim ufukta" diyor, daha sonra birileri tarafından "uyarılıyor" ki, dönüp "Ben öyle mi söylemişim, siz yanlış anlamışsınız" diyebiliyor.

O bunları konuşurken dolar fırlıyor, borsa düşüyor, piyasalar allak bullak oluyor. Ve "ne dediğini bile bilmeyen" o başbakan hala koltuğunda oturuyor ve "oturmakta ısrarlı" olacağını vurguluyor.

Niçin? Ecevit'ler bir iki ay, bilemedin bir yıl daha iktidarda kalsalar ne olacak? Ne kazanacaklar? Onların bir kazançları yok ama ülke çok şey kaybedecek.

Ecevit'in "Başbakanlık koltuğunda" oturması ülkeye artık zarar veriyor. Hem ekonomik açıdan zarar veriyor, hem de ruhsal açıdan zarar veriyor. Ecevit'in "aczini" TV ekranlarında izleyen halkımızın morali bozuluyor ve hem "Ecevit'e acıyor" hem de Ecevit'in yaydığı "negatif enerji" ile kendisi de "karamsar" oluyor.

Ecevit, "Reformları devam ettirmek için iki hafta istirahattan sonra işimin başında olacağım" diyor. Hangi reformlar? "Türkiye'nin Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı" için öngörülen reformlar mı?

Şu Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı'na bir kez daha bakalım. Bu programdan neler bekliyorduk? Kemal Derviş bu programı açıklarken neler söylemişti? Neleri gerçekleştirecektik? Şimdi ne hallerdeyiz bir görelim.

Kemal Derviş demişti ki:

Yeni vergiler konulmayacaktı.

Kamu sektörü, harcamaları keserek, gelir gider açığını kapatacaktı.

Üç aylık sıkıntıdan sonra işler açılacaktı.

Yılın ikinci yarısında ihracat ve turizmdeki canlanmaya bağlı olarak ekonomi büyümeye başlayacaktı.

Enflasyon yıl sonuna doğru ayda yüzde 2 fiyat artışında kalacak, gelecek yıl, yıllık enflasyon yüzde 20'lere düşecekti.

Dolar gerçek değerine düşürülecekti.

Yakın zamanda 10- 12 milyar dolarlık dış yardım gelecekti.

Bunların hiçbiri gerçekleşmedi. Ve de gerçekleşemeyecek. Çünkü başımızda hükümet yok. Hükümetsiz bir ülkeyiz ama önümüzde "dağlar gibi sorunlar" var.

Ekonominin gidişi iyiye değil. Hazine faizleri sürekli olarak artıyor. Ecevit'in hastalığı sırasında yüzde 50'lerde olan faizler yüzde 75'lere fırladı. Devlete Ecevit'in sırtından "yeni bir yük" geldi. Önümüzdeki aylarda iç borçların çevrilip çevrilemeyeceği tartışılmaya başlandı.

Hükümetsizlik ve hükümet ortaklarının kendi aralarındaki kavgalar, döviz kurlarının da yeniden "tırmanışa geçmesini" sağlıyor. Bu durum karşısında kredi derecelendirme kuruluşları "Türkiye'nin notunu" düşürme eğilimine giriyorlar. Örneğin S&P Türkiye ekonomisinin görünümünü olumludan durağana çevirdi. Bunun gerekçesini de Ecevit'in sağlık sorununa bağladı.

Türkiye "zor günlerinde" hükümetsiz ve başbakansız zaman harcıyor. Avrupa Birliği üyelik görüşmelerine başlayabilmek için gereken siyasi reformları "hükümet bu haldeyken" nasıl gerçekleştirebileceğiz? Zaten koalisyon ortakları ANAP ile MHP halktan kaçmanın yolunu "AB tartışmalarında" bulup, birbirleriyle kavga ediyorlar.

Hükümetin büyük ortağı ise tam bir alem. 9 "kibar muhalif" basın toplantısı ile "Ecevitsiz yönetim" istiyor ama kimse kulak asmıyor. DSP'nin "fiilen başında" olan Rahşan Ecevit, başbakanlığı birkaç ay daha uzatabilmek için, eskiden olsa hemen "ihraç" mekanizmasını çalıştıracağı partide, bu kişilerin varlığına "ister istemez" katlanıyor.

Bir yanda "kaçmak üzere" olan AB görüşmeleri, bir yanda her an "daha kötüye giden" bir ekonomik durum söz konusu ama hükümette "çıt" yok.

Başbakan Ecevit, "Ben işimin başındayım" diyor. Hangi işinin başında? Yeni işi sakın "Türkiye'yi batırmak" olmasın. Eğer o ise gerçekten o işi çok iyi yapıyor. Ama 70 milyon insana yazık ediyor.


29 Haziran 2002
Cumartesi
 
CAN AKSIN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED