T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

K Ü L T Ü R

'Nar' tanecikleri gibi 'aşk'

Tasavvuf müziğiyle elektronik müziği aynı potada eriterek yepyeni bir tarz ortaya çıkaran Mercan Dede, son yılların en çok dinlenilen ve sevilen sanatçıları arasında yer aldı. Özellikle Avrupa ve Amerika kıtasında haklı bir üne sahip olan Mercan Dede'nin son albümü Nar, Doublemoon Records'tan çıktı. Nar'da, sevgi adacıklarından oluşan yüreğini, sevenlerinin rahatça moral bulabileceği kocaman bir kara parçası haline getiren Mercan Dede, dostlarını yine aşkın öldürücü cazibesine davet ediyor. Dinleyenlerini havası, suyu, toprağı 'aşk' olan iklimlere sürükleyen sanatçıyla müziğini konuştuk.

Son yıllarda Türkiye'de tasavvuf müziğine ilginin artmasını neye bağlıyorsunuz?

Bunun pek çok nedeni var: Tasavvufun yeni boyutlar ve anlayışlarla yorumlanarak hayatın içine girmesi, günümüz insanın hayata bakış açısındaki kısır döngüye çok ferah ve aşk dolu bir nefes vermesi, genç jenerasyonun aslında çok daha özgürlükçü ve bireysel bir ruha sahip olması ve tabi bunların dışında, zaman ve mekan hazır olduğunda herşeyin bir araya gelmesindeki büyülü kısmet.

Mercan Dede'nin müziğinde geleneksel Türk Tasavvuf Müziği'nin ezgileriyle birlikte, Fars ve Arap kültürünün etkilerini de görüyoruz. Hint müziği, Arap ve Fars ezgileri, tasavvuf müziği ve elektronika... Bu kadar çok boyutlu müziği aynı potada eritmek sizi yormuyor mu?

Kavramlar arasındaki farklılıklara odaklanırsanız bu sizi yorar oysa ortak noktalarına odaklanırsanız o zaman keşfettiğiniz ahenkten dolayı bir rahatlık ve özgürlük hissine kapılırsınız. Söz konusu farklı kültürlerde farklı tınılar ve ve sözlerle aynı özün ifade ediliyor olması beni büyülüyor, Nusrat Fateh, Ali Khan Qawwalı müziğinde Mevlana'ya ve Şemse Urduca methiyeler düzüyor sonra buna Bektaşiler cemleriyle karşılık veriyorlar. Yani nereye yüzünüzü çevirirseniz aşkı orada mutlaka görüyorsunuz ve bu da beni büyülüyor. Ama öte yandan müzik dili olarak bunun yorucu bir seçim olduğu da kaçınılmaz bir gerçek. Ama bu hayırlı bir yorgunluk, tembel bedenlerimizi biraz zorlamamız gerektiğine inanıyorum.

Sufi Dreams'ten Nar albümünün oluşum sürecine kadar geçen zaman dilimi içerisinde Mercan Dede'nin dinleyici kitlesinde nasıl bir değişim oldu?

Öncelikle ailemiz büyüdü ama aslında kimliği pek değişmedi. İlk zamanlarda olduğu gibi yine beni hem politik, hem kültürel hem de yaş yelpazesinin çok farklı kesimlerinden insanlar dinliyor ve konserlerime geliyor. Ayrılıkların, kutuplaşmaların çok ama çok güçlü olduğu günümüz dünyasında, müziğin böylesi bütünleştirici yönünü görmek çok mutluluk verici. Başörtülüler, punkçı çocuklar, clubber denilen genç kesim, jazz müziği dinleyen bir kitle. Hepsi ailemizin bir parçası, aynen nar taneleri gibi; aşk kabuğunda birleşiyoruz.

Seyehatname'ye göre Nar'ın daha ritmik ve coşkulu olduğunu görüyoruz. Ayrıca sözsel anlatımlara da geniş yer verilmiş.

Nar yaşadığım tecrübelerin bir izdüşümü. Son 1,5 yılda 1 milyon km'yi aşan bir tur yaptım ve bu turda hayatımın hızı değişti, duyguların boyutu farklılaştı. Aslında coşkun bir duygu seli hep hüznün ardından geldi. Sanırım Nar albümündeki ritim dalgalanmaları bundan kaynaklandı. Nar, hem ateş parçası olup perküsyonlarda canlandı hem de Gözyaşı olup kemençe tellerinden doküldü ama hepsinin sonunda hep bir umut ve sevgi vardı.

Nar'ı İsrail askerlerinin açtığı ateşten kıl payı kurtularak dünyaya gelen 'Hiba' adlı Filistinli bir çocuğa ithaf ediyorsunuz. Nar'ın yurtdışı tanıtım turnesi çerçevesinde Filistin'de konser verecek misiniz?

Çok isterdim, ama öte yandan Filıstin için yapılabilecek en önemli yardımın aslında yurtdışında özellikle de Batıda bu konuya dikkat çekmek olduğunu düşünüyorum. Belki Hiba'nın öyküsü Filistin dışındaki kalplerde ya da zihinlerde ufak da olsa yeni bir bakış açısını geliştirir. Eğer ölmez sağ kalırsam birgün gidip Hiba ile tanışmayı istiyorum. Kendisine sarılıp Nar albümünü vermeyi ve bana ilham kaynağı olduğu için teşekkür etmeyi düşünüyorum. İnşallah Allah Hiba'ya uzun ve umut dolu bir hayatı kendi vatanında yaşama bahtiyarlığını verir.

Genç, özgürlükçü ve yenilikçi

Geçen yıl zamanının büyük kısmını yurtdışında ve yurtiçinde verdiği konserlerle ve klasik çizgiyi takip eden sanatçılardan gelen eleştirilere cevap vermekle geçiren Mercan Dede, son bir yılda kendisine yönelen eleştiri oklarının sayısının artmasını şöyle değerlendiriyor: "Mercan Dede projesi, beklenilenin üzerinde bir hızla çıkış yaptı. Hem ailem dediğim dostların saysısı hızla artmaya başladı hem de yurtdışındaki çok önemlı festival ve organizasyonlardan davetler almaya başladı. Bu alanlar çok uzun yıllar söz konusu eleştirileri yönelten grupların tekeli altındaydı, buralarda istediklerini çalıp söylediler ve aslında alternatifleri olmadığı için insanlar bu projelere gözü kapalı katıldı. Oysa şimdi bu durum değişmeye başladı ve tabr-i caiz ise bu insanların kaleleri olan mekanlara davet edilmeye başladık. Böylece bir mukayese imkanı doğdu dinleyici kitlesi için ve son 3 yılda özetle bizim temsil ettiğimiz genç, özgürlükçü ve yenilikçi bır açılıma daha büyük bir ilgi oluştuğunu görüyorum. Bunu tabiki benimle birlikte beni eleştirenlerde görüyor ve engellmeye çalışıyorlar ve tabi gelenekselliğe sığınarak. Şu ana kadar yüzlerce röportajda açıkça adımdaki dedenin kaynağının ve tasavvuftaki dedelikle hiçbir bağlantısı bulunmadığını söylememe rağmen aynı eleştirileri yapmaya devam ediyorlar. Lafın kısası kekten pay vermekten korkuyorlar, bilmiyorlarki biz kekin peşinde değiliz aşkın peşindeyiz. Samimi olarak inancım budur." Yeni albümünün tanıtım etkinlikleri kapsamında 24 Temmuz'da Kuşadası-Sandal, 26 Temmuz'da Çeşme-Seaside ve 27 Temmuz'da Bodrum-Marina'da konser verecek olan Mercan Dede'yi ve müziğini yakından tanımak isteyenler "www.mercan-dede.com" web adresine girebilirler. (Turne için bilgi: 0212-252 51 67)

 
Düşüncenin 'gümüş' hali
Sanat, felsefe ve bilimi doğanın kucağında buluşturan Bodrum'daki Gümüşlük Akademisi 2002 yaz dönemi atölye çalışmalarına temmuz ayı başında başlıyor.
Müzik Oscar'ı Türkiye'ye gelse!..
Türk bestecisi Rahman Altın, Amerikan Besteci, Yazar ve Yayımcılar Derneği'nin Hollywood'a davet ettiği dünya çapındaki 10 film müziği bestecisinden biri oldu. Bir ay boyunca Oscar ödüllü bestecilerle çalışacak olan sanatçının besteleri, 20th Century Fox'un film müziği orkestrasınca çalınacak. Film müziği dalında geleceğin Oscar sahiplerini keşfetmeyi amaçlayan derneğin davetlisi olan 32 yaşındaki genç sanatçının hedefi film müziği Oscar'ını Türkiye'ye getirmek.
Zarifoğlu anısına şiir yarışması
Şair Cahit Zarifoğlu adına şiir ödülü düzenlendi. Cahit Zarifoğlu Şiir ve Edebiyat Girişimi tarafından yapılan yazılı açıklamada, 15 yıl önce ölen sanatçının, döneminin edebiyat ortamının parçalanmış yapısına rağmen ortak kabul gördüğü ve Türk şiirinde ayrı bir mizaç olarak belirdiği ifade edildi. Ölümünden sonra geçen sürede sanatçının eserlerinin daha da yaygınlık kazandığı ve etkisinin belirginleştiği dile getirilen açıklamada, ailesi ve yakın dostlarının Zarifoğlu adına bir şiir ödülü konulması kararı aldığı belirtildi. Açıklamada, 2003 yılından itibaren verilmeye başlanacak ödül için 1 Şubat 2003 tarihine kadar yayımlanmış şiir kitapları ve yayıma hazır şiir dosyalarıyla "Cahit Zarifoğlu Şiir ve Edebiyat Girişimi Genel Sekreterliği, Zafer Sokak, No:17 80220 Nişantaşı, İstanbul" adresine başvurulması gerektiği vurgulandı. Başvurulacak eserlerin 8 nüsha halinde ve şairinin kısa bir özgeçmişiyle birlikte ulaştırılması gerektiği ifade edildi. Eserlerde "yaratıcılık ve orjinalite"nin gözetileceği değerlendirme sonucunda birincilik ödülünü kazanan eser sahibi 3 milyar lira, gerekli görülmesi halinde verilecek "Jüri Özel Ödülü"nü kazanan eser sahibi de 1 milyar lira ile ödüllendirilecek. Jüri, Erdem Bayazıt, Rasim Özdenören, Enis Batur, Prof. Dr. Abdullah Uçman, Prof. Dr. Turan Koç, Dr. Alim Kahraman ve Cevdet Karal'dan oluşuyor. Sanat-edebiyat ve düşünce ortamının dayanışmasıyla başlatılan bu gönüllü girişimde, kültür ve yayın dünyasının yakından tanıdığı Rasim Özdenören, Prof. Dr. Nazif Gürdoğan, Prof. Dr. Nabi Avcı, Doç. Dr. İlhan Kutluer, Mustafa Çelik, Ahmet Kot, Ali Kemal Temizer, Mustafa Ruhi Şirin, Kamil Eşfak Berki gibi isimler bulunuyor. Yüzün üzerinde akademisyen, yazar, sanatçı ve kültür insanının yer aldığı Danışma Kurulu'nun yeni katılımlarla daha da genişlemesi bekleniyor. Sözcülüğünü Mustafa Ruhi Şirin'in yürüttüğü girişim, Zarifoğlu adı ve sanatı etrafındaki çalışmaları daha sistematik hale getirmek, hakkında yeni ve özgün çalışmalar yapılmasını özendirmek, özel yayınlar ve armağan kitaplar hazırlamak, sanatçının Türkçe dışındaki dillerde de tanınmasına katkıda bulunmak ve belli başlı dünya dillerine çevrilmesini hızlandırmak konusunda ilke kararı aldı. Bilgi için tel: 0 212 240 23 83
29 Haziran 2002
Cumartesi
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED