|
|
Türkiye demokrasi ve özgürlük istiyor TESEV'in araştırmasına göre halkın yüzde 90'ı "demokrasinin işleyişinden" memnun değil. Yine aynı oranda "din ve vicdan özgürlüğü" ile "ifade özgürlüğü" isteniyor.
TESEV'in yaptığı kamuoyu araştırması, Türk halkının yüzde 90'ının "demokrasinin işleyişinden memnun olmadığı", "din ve vicdan hürriyetini" ile "ifade özgürlüğü" konularında daha fazla açılım istediğini ortaya koydu. Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) tarafından Boğaziçi Üniversitesi'ne yaptırılan araştırma, 17 il ve bağlı 25 ilcede 3,060 kişi ile yüzyüze gorüşmeler sonucu gerçekleştirildi. Araştırma sonuçlarını Ankara Sheraton Otel'de düzenlenen bir toplantıda açıklayan TESEV Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Can Paker, "Türk halkının AB'ye üyelikten yüksek beklentileri olduğu da ortadadır. Ekonomik kriz içinde yaşayan halkın AB'yi bir zenginlik projesi olmanın yanı sıra, rüşvet ve yolsuzlukların önüne geçilmesi ve demokratik hayatın gelişimi içinde bir çıkar yol olarak gördüğü ortadadır" dedi. Ankete göre, AB üyeliğinin kendi hayatı üzerinde olumlu etkiler yapacağına inananların oranı yüzde 58 çıkarken, yüzde 64'ü bir halkoylaması yapıldığında AB üyeliğini destekleyeceğini; yüzde 30'u AB'ye karşı oy kullanacağını söyledi. Hayatımızdan memnun değiliz "Hayatınızdan ne derece memnunsunuz?" sorusuna, araştırmaya katılanların yüzde 55'i "memnun olmadığı" cevabını verdi. Araştırma katılanların yüzde 40'ı ise memnun olduğunu söylerken, yüzde 5'i çok memnun olduğunu ifade etti. Demokrasi işlemiyor Araştırmanın en ilginç bölümlerinden birini de "Genel olarak Türkiye'de demokrasinin işleyişinden ne derecede memnunsunuz?" sorusuna verilen cevaplar oluşturdu. Katılımcıların yüzde 90'ı memnun olmadığını belirtirken, demokrasinin işleyişinden memnun olduğunu ifade edenlerin oranı yüzde 9'da kaldı. Katılanların yüzde 91'i, "kanun önünde eşit muamele hakkı", yüzde 90'ı "vicdan ve din hürriyetini", yüzde 85'i "iletişim hakkını", yüzde 83'ü "işkence görmeme hakkını", yüzde 74'ü "ifade özgürlüğünü" ve yüzde 74'ü de "anadilini kullanma" hakkının her şart ve zamanda var olması gerektiğini savundu. Katılımcılar, "Türkiye'nin AB'ye girebilmesi için yapılması şart olan değişiklikleri ne derece onaylıyorsunuz?" başlığı altında, "düşünceyi ifade özgürlüğü için gerekli koşulların oluşturulmasını" yüzde 82 oranında desteklerken, "idam cezasının kaldırılmasına" yüzde 38, "vatandaşların ana dillerinde öğrenim görmelerini engelleyen yasaların kaldırılmasına" ise yüzde 42 oranında destek verdi. Katılanların yüzde 52'si, idam cezasının kaldırılmasını "onaylamadığını" belirtti. Katılımcıların yüzde 64'ü, "ağırlaştırılmış müebbet hapis şartıyla idamın kaldırılmasına" destek verdi. Katılımcıların yüzde 56'sı ise ana dilde radyo ve tv yayınını onaylamadığını belirtirken, bu oranın Kürtçe bilenler arasında da yüzde 27 olması dikkat çekti. AB hala Hıristiyan kulübü AB'ye aday ülkeler arasında Kopenhag kriterleri hakkında en az bilgiye sahip ülke Türkiye çıktı. Katılımcıların yüzde 76'sının "Kopenhag kriterlerinin ne olduğunu bilmediği" belirlendi. TESEV'in araştırması ayrıca, Türk halkının yüzde 42'sinin AB'de Müslüman ülkelere de yer olduğuna inandığını gösterdi. Halk AB'ye nasıl bakıyor?
AB'ye üye olursak ekonomik kalkınma, demokratik gelişme, yolsuzlukların azalması ve Avrupa'da serbest dolaşım kazancımız olur. AB Türkiye'ye yeterince samimi davranmıyor ve ayırımcı tutumunu sürdürüyor. AB üyeliği milli ve dini değerler ile bağımsızlığımıza zarar verecek, bölücü akımları güçlendirecek. Herşeye rağmen AB üyeliğini destekliyoruz. Temel hak ve hürriyetlerden vazgeçilemez. Ağırlaştırılmış ve afsız müebbet hapis cezası konulursa idam kaldırılabilir. Anadilde eğitim ve yayına sıcak bakmıyoruz. ANAP LİDERİ YILMAZ:
AB karşıtlarını gizli bir el yönetiyor ANAP lideri ve Başbakan Yardımcısı mesut Yılmaz, Türkiye'de "gizli bir el tarafından yönetilen AB karşıtları" olduğunu savundu. Yılmaz, "Milli gelir hiç olmazsa 10 bin dolara yükselmelidir. Dinsel, etnik ve mezheplerarası gerilimin ortadan kalkmasında AB yapıcı olabilir. Laik-anti-laik kutuplaşmasını önlemede rol oynayabilir. Gizli bir el tarafından yönetilen AB karşıtı kişiler var. İşler engelleniyor, AB'nin kriterlerinin, yansıtıldığı gibi taviz olmadığını topluma anlatmak zorundayız. Avrupa'daki bağnaz çevre Türkiye'deki bağnaz çevreden destek alıyor" diye konuştu. Yılmaz, eğer Avrupa Birliği'ndeki karar alıcılar, kamuoyu doğrultusunda karar alsaydı Türkiye'ye asla adaylık statüsü verilemeyeceğini belirtti. Çünkü kamuoyu araştırmalarına göre Avrupa halkının AB'nin genişlemesine karşı olduğunu bildiren Yılmaz karar vericilerin "risk alarak" yönlendrici kararlar alabildiğini söyledi. DYP LİDERİ ÇİLLER:
Kriterlerin tümü yerine getirilmeli DYP Genel Başkanı Tansu Çiller de, Türk halkının AB üyeliğini istediğini, ancak, buna giden yolda neler yapılması gerektiğini bilmediğini ortaya koyduğunu belirtti. Siyasetin bunları kamuoyuna anlatamadığını kaydeden Çiller, Kopenhag Kriterleri'nin de bir bölümünün halen yerine getirilemediğini söyledi. Sadece ölüm cezasının kalkması ile AB üyeliğinin gerçekleşmesinin mümkün olmadığını, bunun AB resmi ağızları tarafından kendisine iletildiğini kaydeden Çiller, "Türkiye AB'ye girecekse Kopenhag Kriterlerinin tümünü kucaklamak mecburiyetindedir" dedi. MHP'Lİ ESER:
Türk halkı AB için taviz vermeye karşı
MHP Aksaray Milletvekili Kürşat Eser ise MHP'nin AB üyeliğinden yana olduğunu belirterek, "Kamuoyu araştırmasından 'taviz vererek AB'ye girelim mi?' noktasında AB'ye karşı manada bir oy çıkıyor. AB ile Türkiye arasında bir güven bunalım var" dedi.
|
|
|