Emekli Sandığı'nın verdiği Sağlık Karnesi'nde "başı açık" fotoğrafı bulunmadığı gerekçesiyle İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi tarafından tedavisi engellenen ve perşembe gecesi evinde vefat eden 71 yaşındaki Medine Bircan'ın ölümünün ardından yasakçılara tepkiler sürüyor.

Mazlum-Der, ÖZGÜR-DER, AK-DER, Düşünce Suçuna Karşı Girişim Grubu üyeleri, yazar ve avukatlar, Bircan'ın ölümüne neden olan genelgeyi yayınlaya Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu ve Rektör Yardımcısı Nur Serter ile yaşanan skandala sessiz kalan Sağlık Bakanı Osman Durmuş ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan hakkında suç duyurusunda bulundu.

Vicdanları sızlıyor mu?

İstanbul Adliyesi'nde, suç duyurusunun ardından bir basın açıklaması yapan Mazlum-Der İstanbul İl Başkanı Ahmet Mercan, 71 yaşındaki Medine Bircan'ın başörtülü olduğu gerekçesiyle ölüme terkedilmesine bütün insanlığın tepki göstermesi gerektiğini söyledi. Hukukçular ve doktorların vicdanının sızlaması gerektiğini kaydeden Mercan şunları dile getirdi :

"Meclis, yaşanan skandala el koymalıdır. Bugün, tıp cinayeti işleyen ve tarihe geçecek olan Kemal Alemdaroğlu ve Nur Serter'in görevinde olmaması gerekirdi. Tıpta bunun adı taammüden ölümdür. Anayasa ve yasadan bahsetmenin anlamı kalmadı. Devlet kurumlarında herkese eşit hizmet verilmesini emreder. Sosyal hizmetlerde başörtülü ve başörtüsüz ayırımı yapılmadan eşit prim tahsil edilir.Vatandaşlardan eşit prim tahsil ederken eşit sağlık hizmeti vermemek gibi mantıksızlık sözkonusu olabilir mi? Hipokrat yemini etmiş doktorların üstten emir geldiği gerekçesiyle vatandaşları ölüme terketmeleri nasıl insanlıkla bağdaşır? Kemal Alemdaroğlu ve Nur Serter ile olaylardan sorumlu olan Bakan Durmuş ve Okuyan'ın yargılanmasını istiyoruz. Savaş suçlusu bile doktorlar tarafından tedavi edilmek zorundadır."

Benim annem de ölecek mi ?

Avukat Şeyma Döğücü de yaptığı açıklamada başörtülülerin yaşam haklarından endişe duyduklarını belirtti. Döğücü, "Bizler yurttaş mıyız, değil miyiz? Vergi verirken yurttaşız, hastane kapısına geldiğimiz de yurttaş değil miyiz? Bizim ne olduğumuz lütfen açıklığa kavuşsun. Benim annem de başını açmadığı için ölecek mi?" diye sordu.

Düşünce Suçuna Karşı Girişim Grubu Sözcüsü Şanar Yurdatapan ise, "Birşeyin saçmalağının anlaşılması için illa insanların ölmesi mi gerekiyor? Bir doktor, 'Ben böyle emir aldım, yapabileceğim hiçbir şey yoktur' diyebiliyor. Oysa, mesleğe ilk adımını attığında hipokrat yemini etmiştir. Böyle emir olmaz. Bir emir sonucu suç teşkil ediyorsa, yazılı olarak verilse bile yerine getirilmez. Burada bir cinayet işlenmiştir" dedi.

BBP'li kadınlardan tepki

Bu arada İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'nün "sağlık karnesindeki fotoğrafı başörtülü olduğu için 71 yaşındaki Medine Bircan'ı ölüme terketmesine BBP Kadın Kolları da tepki gösterdi.

Haberimiz delil oldu

Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, Sağlık Karnesi'nde başörtülü resim olduğu için İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde tedavi edilmeyen ve önceki gün hayatını kaybeden Medine Bircan'la ilgili haberi mahkemeye delil olarak sundu. Ankara İlahiyat Fakültesi'ndeki başörtülü öğrencileri ziyaretinde yaptığı konuşma nedeniyle yargılanan Başoğlu, önceki gün çıktığı Ankara 20. Asli Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmasında, Yeni Şafak gazetesinde 21 Haziran'da yayınlanan bir haberi mahkeme heyetine sundu. TCK 312. maddeden yargılanan Başoğlu, "Anayasa ve kanunlara aykırı olarak uygulanmakta olan başörtüsü yasağının, çalışanların ve okuyanların eğitim ve çalışma haklarının elinden alınması ilave olarak, şimdi de insanların sağlığına yönelen bir tehdit haline gelmiştir" dedi. Başoğlu, savunmasında, "Görüldüğü gibi yasak, artık çalışma ve okumayı engellemesinin ötesinde kamu hastanelerinde sağlık hizmeti almayı engelleyen bir unsur haline dönüştürülmüştür" dedi.