Yeni bir eğitim-öğretim yılı daha sona erdi. Öncelikle öğretmenlerimizi ve öğrencilerimizi tebrik ediyor, hayırlı tatiller diiyorum. Ancak; Ben bu yazıyı yazarken haberlerde her yıl olduğu gibi, maalesef bu yıl da bir milyon üçyüz bin gencimizin üniversitelere giremeyeceği ve açıkta kalacağı açıklanıyor. Bu açıklamanın olumsuz yankıları, milyonlarca ana-baba ve çocukları gibi kulaklarımı uğuldatıyor. Artık bu olumsuzluğa son vermeli; Paralı eğitim mi olur, Devlet üniversitelerinin daha da yoğunlaştırılması ve çoğaltılması mı olur?.. Ne edip etmeli bu sorunu çözmeliyiz. Bu ayrı bir konu; Ben, bu vesile ile eğitim-öğretim konularına değinmek istiyorum

ÖĞRETİM: Kişiye, bilgilerin verilmesi,

EĞİTİNM de; Kişiye, doğru ve iyi davranışların kazandırılmasıdır.

ÖĞRETİM; Daha ziyade, öğrenecek olana bağlıdır ve eğitime göre, daha kolaydır.

EĞİTİM ise, eğitilecek kişiden ziyade eğitecek kişiye (EĞİTİCİYE) ve onun özelliklerine bağlıdır. Eğitici, iyi eğitilmiş ve örnek olmalıdır ki, eğitimde başarılı olabilsin.

"İmamın (ÖNDER olan kişinin) dediğini yap da, yaptığını yapma!" sözü eğitimle terstir ve bağdaşmaz.

İmamın (ÖNDER kişinin) dediği de, yaptığı da, İYİ VE DOĞRU OLACAK Kİ; karşısındakinde de tesir doğurabilsin.

Devlet yönetimindeki ÖNDERLERİMİZ, bunun için ÖRNEK olamıyorlar.

SONUÇTA DA: İşte; HALİ PÜR MELALİMİZ! (Çok üzüntülü-perişan durumumuz!)

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu