T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Cumhurbaşkanlığı: Kilit taşı

Meclis Avrupa Birliği'ne uyum sağlama yolunda çalışmalarını sürdürüyor; anayasada yeni önemli değişiklikler yine gündemde. Bu arada, cumhurbaşkanının yetkilerini de tırpanlama niyetinde Meclis; kimin, hangi yolla cumhurbaşkanı seçilebileceği de yeniden düzenlenecek. Bir çok başka konuda uzlaşmakta zorlanan partiler bu konuda başarılı olacağa benziyorlar...

Partiler, maalesef, konuyu Türkiye'nin çıkarlarını ön plana alarak değerlendirmekten epey uzaklar; yeni düzenlemede tek dikkat ettikleri, "Ahmet Necdet Sezer gibi biri olmasın" ölçüsü... Bu yüzden, Meclis dışından adaylara yol kapanıyor, süre de beş yıllık tek dönemle sınırlanıyor. Yetkileri budamaya sıra geldiğinde, cumhurbaşkanına sistem içindeki 'icranın başı' olma özelliğini kaybettirecek bir dizi düzenlemeyle karşı karşıya kalacağımız kesin.

Ahmet Necdet Sezer'e duyulan tepkiyi anlamakta zorlanmıyoruz. Sezer, Çankaya Köşkü'ne taşındığından beri politik mülâhazaları önemsemeyen bir profil çiziyor. Oysa, özellikle iktidarlar açısından, Çankaya'nın bir 'müttefik' tarafından işgal edilmesine alışılmış bizde; siyasî kimliksiz cumhurbaşkanlarından beklenen de önüne gelene sorgulamaksızın imza atan bir tür noterlik görevi. Oysa, Sezer, üç liderin üzerinde anlaştığı yasalardan beğenmediklerini veto etmekte tereddüt etmiyor. Atamalarda fazla müşkülpesent davranmasa bile, partizanlığa da geçit vermiyor.

İktidarın cumhurbaşkanından memnuniyetsizliğini anlayabilsek de, anayasa değişikliğinde "Sezer gibi olmasın" ölçüsünü anlamakta zorlanıyoruz. Böyle bir ölçüyle varılacak yer, partili (hatta partizan) birini Çankaya'ya çıkarmaktır. Hem, bir noktayı da unutmamak gerekiyor: Ahmet Sezer'i Anayasa Mahkemesi başkanlığından Çankaya'ya taşımada öncülüğü şimdi ondan memnun olmayanlar üstlenmişti; o zamanki ölçüleri de "Süleyman Demirel olmasın da..." idi. Görülüyor ki, tepkiyle kalkan zararla oturuyor. Şimdiki anayasa değişikliği de, muhtemelen, hiç kimsenin beğenmeyeceği bir sonuca kapı aralayacak...

Türkiye'nin klasik cumhurbaşkanı tipinden vazgeçmesinde gerçekten yarar var. Ancak, bu yarar, 'daha az yetkili' bir cumhurbaşkanlığında değil, tam tersine sistemde 'kilit taşı' olabilecek güçlü bir cumhurbaşkanlığında. Daha doğrusu, cumhurbaşkanlığını 'başkanlık sistemi'ne giden yolun bir ilk adımı olarak güçlendirmek gerekiyor.

'Başkanlık sistemi' denildiğinde, akla sadece başbakanlık yetkileriyle de donatılmış bir başkan geliyor bizde. Oysa, adı üzerinde, bir 'sistem'den söz ediyoruz ve 'başbakan yetkileriyle de donatılmış başkan' yanında şimdiki karmaşayı bütünüyle ortadan kaldıracak köklü bir değişim de şart. Bu iktidarla birlikte iyice pekişmiş, Meclis'in görevini hükümetin, hükümetin işlevini üç parti liderinin üstlendiği, yasama ve yürütmenin birbirine karıştığı, denetlemenin başarılamadığı, hukukun siyasallaştığı bir yanlış sistemden uzaklaşıp farklı bir sistemi benimsemenin tam zamanı.

Dikkat ederseniz, ihtiyacı her zamankinden daha fazla duyulduğu halde, anayasa değişikliğini köklü bir değişim için fırsat olarak kullanmaktan söz açan yok. İstenilen, Cumhurbaşkanı Sezer'den hoşnut olmadıkları için, onu Çankaya'da işlevsiz kılmak, süresini yediden beşe düşürmek... Yeni geleni 'devletin başı' düzeyinden sıradan biri haline indirerek nihâî amaçlarına varacaklarını düşünüyorlar...

Bugünkü sistemde tıkanıklığı getiren, anayasayı keyiflerine göre değiştirmenin peşinde koşanların zihniyeti. Tıkanıklığı aşacak olan ise, bugünkünden çok farklı özelliklere sahip insanları siyasete ısındıracak, milleti sistemin tam ortasına oturtacak, seçilmişleri seçenlere, hükümet üyeleri ve bürokrasiyi de seçilmişlere hesap vermeye zorlayacak yeni bir düzenleme... Bu düzenlemede, sayıları bayağı azaltılmış bakanlar milletvekili sıfatı taşımayacak, milletvekilleri yasama ve denetleme görevlerini kimseyle paylaşmayacak, yargı siyasetle bütün irtibatını kopartacak, başkan ise sistemin 'kilit taşı' görevini yerine getirecektir...

Meclis, anayasayı değiştirirken, sistemi elden geçirmeyi düşünmeli.


7 Mart 2002
Perşembe
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED