Siyasette, kamu alanında ve diğer sosyal alan içinde yer alan başörtülü kadın için son 10 yılda neler değişti? diye sorduğumuz yazarlardan Sibel Eraslan, sorunun her kuşakta aynı olduğunu ancak en büyük değişimin 90'lı yıllardan itibaren başörtülü kesimdeki kalabalıklaşmada yaşandığını söyledi. İslami kesimdeki kadınların son 10 yılda büyük adımlar attığını söyleyen Eraslan, 80'lerde partiye üye olmaları bile tartışılmayan kadınların 90'larda teşekkül ettirdikleri kadın komiteleri aracılığıyla RP'yi iktidara taşımalarıyla da siyasi tabuları yıktığını belirtti.

İstatistiki bilgilere göre bugün 3 bin 500 civarında başörtülü gencin Türkiye'de okuyamadığı ya da işinden olduğu için yurtdışına çıktığını belirten Eraslan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "90'larda İslami kesimin kadınlarının en iyi öğrendiği konulardan birisi ihanet oldu. Pek çok kadın, kocası tarafından "örtüsü ve geleneksel görünüşü" dolayısıyla terkedildi. Kamusal alanda beğenilmek ya da rütbe ve makam elde etmek isteyen pek çok erkek, artık örtülü karısını kendisi için bir kambur olarak görmekte. Boşanmalar arttı, buna mukabil evlilik yaşı yükseldi."

Hayat burnumuzdan geldi

Eraslan konuşmasını şöyle sürdürdü: "İslami hassasiyeti olan tüm parti, dernek, kurum, işyeri ve holdingler, örtülüleri ya geri planda ucuz emekçi olarak çalışmaya, ya da orayı terketmeye zorluyor. Hayat burnumuzdan geliyor kısacası. Fakat Yaratıcı'yla olmasını dilediğimiz kozmolojik bağlantı bunların hepsine göğüs germeyi öğütlüyor bizlere."

ŞEKERCİ: ÇOK EŞLİLİK AHLAK SORUNU

Yalnızca yaptıkları iyi amellerle Allah katında kadın ve erkeğin üstün olabileceğini söyleyen Özgür-Der Genel Başkanı Hülya Şekerci, "Peygamber Efendimizin uygulamasına baktığımızda kesinlikle kadının erkekten ayrı bir yere konulmadığını görüyoruz" dedi. Kur'an'da bahsedilen dört kadınla evlilik 'ruhsatı'nın 28 Şubat süreciyle birlikte hatalı bir şekilde kullanıldığını söyleyen Şekerci, konuyla ilgili şunları söyledi: "İslam'da tek eşlilik esastır. Oysa günümüze bakıyoruz. Dindar çevrelerde değil ama bu kesimde öne çıkan isimler arasında dört evlilik söz konusu. Maalesef bu kesimdeki aydınlar ve yazarlar ikinci eşlerini alırlarken, ortada bir zaruret durumu da yok. Bu evlilikler ahlaki değil."