T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

E K O N O M İ

2.3 trilyon dolarlık madenin üstünde uyuyoruz

Hükümet 1.5 milyar dolar kredi almak için IMF'ye el açarken, Türkiye'nin 2.3 trilyon dolarlık maden zenginliği bulunuyor.

Yeraltındaki maden hazinesi atıl beklerken Türkiye IMF ve uluslararası finans kuruluşlarından borç para almak için ekonomiyi IMF'nin programlarına mahkum ediyor. Türkiye'nin ham petrol ve doğalgaz dışında 2.2 trilyon dolarlık maden zenginliği bulunuyor. Bu miktara ham petrol ve doğalgaz dahil edildiğinde 2.3 trilyon dolara ulaşıyor.

Bu zenginliğin dörtte üçü bor, kireç taşı, mermer, linyit, yapı taşları, dolomit ve zeolitten oluşan 7 madene ait durumda. 10 milyar dolardan fazla potansiyele sahip 18 madeni bulunan Türkiye'de en zengin potansiyel 356 milyar dolarla bor, 300 milyar dolarla kireç taşı, 250 milyar dolarla mermerde görülüyor. Türkiye'nin çok zengin linyit kömürü yatakları (234.4 milyar dolarlık) da bulunuyor.

Petrol işinin yüzde 72'si TPAO'da

Enerji Bakanlığı Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (PİGM) verilerine göre, 2000 yılı sonu itibariyle Türkiye'de 852.1 milyon ton ham petrol, 14.9 milyar metreküp de doğalgaz rezervi var. Ham petrol rezervlerinin yaklaşık değeri 127 milyar, doğalgaz rezervlerinin yaklaşık değeri ise 1.5 milyar doları buluyor. Bu yatakların büyük bölümü (yüzde 72.06) doğrudan Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'na (TPAO), yüzde 1.29'u ise TPAO'nun ortak olduğu iki şirkete, yüzde 17.93'ü N.V. Turkse Perenco'ya, yüzde 7.58'i Petrom E.M.I. Dorchester şirketlerine ait bulunuyor.

Bu arada, en son Diyarbakır'ın Ergani ilçesi Gökiçi köyünde bulunan petrolün gravitesinin 34 olduğu, Arap Light (Hafif Arap petrolü) türündeki petrolün oldukça kaliteli olduğu belirtiliyor. 2550 metrede petrole rastlanan bu kuyuda üretime başlanırken, yetkililer, 4 kilometre ileride bir kuyu daha açılacağını bildirdiler. Sonuçlar olumlu çıkarsa bölge, TPAO'nun Diyarbakır'daki 7., Türkiye genelindeki 46. petrol sahası olacak.

Buna karşın Türkiye'de 1000 ile 3541 metre arasında yüzlerce kuyuda petrol üretimi yapılıyor. 2000 yılı sonu itibariyle Türkiye'de 101 petrol sahası var. Bunlardan 24'ünde üretim yapılmıyor.

Karadeniz'in dibinde uranyum

Buna göre, hiçbir yeni petrol kaynağı bulunmasa bile, yıllık tüketimi 31.3 milyon ton olan Türkiye'nin, mevcut rezervleri üretilebilse, mevcut tüketim miktarıyla 27 yıl, Enerji Bakanlığı'nın tüketim artış hızı hesabıyla 16 yıl yetebilecek durumda. Enerji Bakanlığı, halen 31.3 milyon ton olan petrol tüketiminin 2010 yılında 49.3 milyon tona, 2020 yılında 69.1 milyon tona yükseleceğini öngörüyor.

Sadece kalan üretilebilir petrol rezervleri dikkate alındığında bile üretim miktarı en az 4 milyon tona çıkarılabilir. Mevcut üretimle üretilebilir rezervler 15 yıl yetiyor. Buna karşın, ABD'nin mevcut üretimi ile rezervleri 10 yılda bitecek. Ayrıca Türkiye'nin topraklarının önemli bir bölümünde araştırma yapılmamış durumunda. Karadeniz, Doğu Akdeniz ve Ege Denizi dibinde önemli miktarlarda ham petrol ve doğalgaz yatakları olduğu öne sürülüyor. Karadeniz dibinde büyük uranyum yatakları bulunduğu iddiaları da var.

Bununla birlikte, en son bir Avustralya şirketi olan Amity Oil İnternational Pty. Ltd. ile TPAO'nun birlikte kurduğu Avustralya-Türk Ortak Girişimi tarafından, keşfedilen ve ticari doğalgaz üretimine hazır hale getirilen Tekirdağ-Göçerler Doğalgaz Sahası'na karşın, Türkiye'de henüz saptanmış zengin doğalgaz yatakları bulunmuyor.

 
Vekile güvence markajı
TİSK'in vekil ve bürokratları aileleriyle Abant'a davet etmesi işçi kesiminin tepkisine neden oldu.
Çelik savaşı başlıyor
Yerli üreticisini korumak için çelik ithalatında gümrük tarifesini artıran ABD Başkanı Bush'un kararı dünya çelik savaşını başlatıyor.
TÜSİAD: Çuvaldızı kendimize batıralım
TÜSİD Başkanı Tuncay Özilhan, "Makyajlanmış bilançolarla alınan kredilerin bankacılığın içinde bulunduğu durumda hiç mi payı olmamıştır?" dedi.
Maliye'nin IMF korkusu
Hükümetin bir süredir üzerinde çalıştığı kamuda maaş adaletsizliğini giderici düzenlemeye ilişkin görüşmeler devam ediyor.
Bahçeli'yle görüşümüz farklı
Kemal Derviş, Bakanlar Kurulu'nda hazırlanan programa sahip çıkan ve kendisini destekleyen tek bakanın Erkan Mumcu olduğunu söyledi. CNN Türk'te yayınlanan 32. Gün programında Mehmet Ali Birand'ın sorularını cevaplayan Kemal Derviş, yetki konusundaki belirsizliğin hala devam ettiğini belirterek, bu konuda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile aralarında anlayış farkı bulunduğunu söyledi. Kemal Derviş, Devlet Bahçeli'nin görüşünü şu sözlerle açıkladı: "Sayın Bahçeli, Kemal Bey 36 bakandan bir tanesidir, hazineden sorumludur, ekonomiden değildir görüşünde." Derviş, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile aralarında yaşanan en önemli krizin Telekom krizi olduğunu da belirtti. Kemal Derviş, Telekom krizinde istifa etme noktasına kadar geldiğini söyledi. Derviş, kendisini istifa etmekten Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'ın engellediğini söyledi. Başbakan Bülent Ecevit ile de zaman zaman görüş farklılığının yaşandığını ancak Başbakan'ın ve ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın kendisini ilgilendiren konularda her zaman duyarlı davrandıklarını ifade etti.
8 Mart 2002
Cuma
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED