T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

H A Y A T

Antika resimlerin
çoğu sahte

"Türk Resim Piyasasında Sahtecilik" kitabının yazarı gazeteci Tuncay Opçin, resim piyasasını sarsacak iddialarda bulundu. Opçin, orijinal olarak bilinen birçok antika resmin sahte olduğunu ileri sürdü.

Yazdığı "Değmesin Yağlı Boya, Türk Resim Piyasasında Sahtecilik" kitabı ile ortalığı karıştırıp ABD'ye giden gazeteci Tuncay Opçin, resim piyasasında yeni skandalların patlamak üzere olduğunu ileri sürdü. Opçin, halen ünlü ressam Fikret Mualla resminin sahte olduğu iddiasıyla ihtisas mahkemesinde görülen davanın karara bağlandığında resim piyasasında boyutları tahmin bile edilemeyecek deprem yaşanacağını, piyasada 'doğrucu davutluk' yapan, eksper diye dolaşan çok kişinin bilinmeyen yönlerinin ortaya çıkacağını kaydetti.

Türkiye'de birtakım gerçeklerin ortaya çıkması için menfaat çatışmalarının olması gerektiğini belirten gazeteci Opçin, "menfaat çatışması sırasında taraflar konuşmaya başlıyor ve kamuoyu vahim olayları öğrenebiliyor. Dolandırıcılık takibi şikayete bağlı. Şikayet yoksa devlet kamu davası açmıyor" dedi.

Kriz, sahteleri ortaya çıkardı

Ekonomik krizin zenginleri de vurduğuna işaret eden Opçin, kriz mağduru insanların öncelikle ellerindeki tabloları çıkardıklarına ve böylelikle de sahte resimlerin ortaya çıktığına işaret etti. Opçin, resim piyasasında kriz dolayısıyla sahte resim paniği yaşandığını ve 150-200 bin dolara satılan resimlerin sahte çıkmasıyla ilk alındığı galerilere döndüğünü ve bu galerileri çok zor durumda bıraktığını söyledi.

Devletin sağlıklı envanteri yok

Devletin elinde çok sayıda önemli koleksiyon olmasına rağmen bu koleksiyonların modern, düzgün bir envanterinin olduğuna dair hiçbir bilginin olmadığını söyleyen Opçin, "Şeker fabrikalarında, ordu evlerinde, kültür müdürlüklerinde vb. kurumlarda ne kadar eser var bilmiyoruz. Bu eserlerin envanterinin hazırlanması, dia arşivinin mutlaka yapılması gerekir" diye konuştu. Opçin, öncelikle çizgisi basit olan ressamlaın taklit edildiğini, aynı dönemde yaşayan kişilerin karıştırıldığını, mesela ayrı dönemde 5 Ali Rıza'nın yaşadığını, dolayısıyla güvenilir yerlerden resim alınması gerektiğini söyledi.

'Devlet zarara uğratılıyor'

Devletin el koyduğu koleksiyonun Erol Aksoy Koleksiyonu olmayıp İktisat Bankası Koleksiyonu olduğunu belirten Tuncay Opçin, bu koleksiyonu gördüğünde hayal kırıklığına uğradığını ve 15 milyon dolarlık koleksiyon olarak belirtilmesini kuşkuyla karşıladığını belirtti. Opçin, Aksoy'un çok profesyonel olarak koleksiyonculuk yaptığını belirterek, "Koleksiyonunda fevkalade önemli parçalar bulunuyor. Ancak devletin el koyduğu koleksiyonda nitelikli olmayan bir sürü resim yer alıyor. Var olduğunu bildiğimiz önemli resimler çıkmadı. Primitifler kolleksiyonu, Osman Hamdi Koleksiyonu vardı, bunlar yok" diye konuştu. Opçin, "Bu koleksiyondaki sahtelerle devlet zarara uğratılmış oluyor. Şimdi İktisat Bankası'nın eksperlerine, sanat danışmanlarına ve hangi müzayedeevlerinden alındığına ulaşılması gerek. Böylece sahtecilikte sonuç alınabilir" dedi.

 
Dünyanın en iyileri
ABD'de 11 Eylül'de düzenlenen saldırılardan sonra, güvenlik önlemlerinin artırılması sonucu uzayan bekleme süreleri, havaalanlarındaki VIP salonlarının önemini artırdı.
NÜKLEER FÜZYON BAŞARILDI
ABD'de bir laboratuvarda, küçük ölçekte nükleer füzyon (çekirdek birleştirme) deneyi başarılı oldu. Science dergisi, insanlığa sonsuz ve temiz enerji sağlayacak nükleer füzyon deneyiyle ilgili ayrıntılı haberi bugünkü sayısında yayımlayacak. Deney, New York Rensselaer Polyclinic Institute ve Oak Ridge laboratuvarındaki Amerikalı ve Rus bilim adamları tarafından yapıldı. Araştırmacılar, deneyde sıvı aseton kullandılar. İçindeki hidrojen atomları döteryumla (bir çeşit ağır hidrojen) değiştirilen asetonla yapılan füzyon deneyinde, uzmanlar soğutulmuş asetona gönderdikleri ses dalgalarıyla mikroskobik kabarcıklar oluşturdular, milyonlarca derece sıcaklığa ulaşan kabarcıkların içe çökmesiyle de çok az miktarda da olsa enerji elde ettiler.
KAN TESTİYLE KANSER TEŞHİSİ
Alman bilim adamı, üç kanser türünü biyopsi yapmadan, kan testiyle teşhis etmeyi başardı. New Scientist dergisinde yayınlanan habere göre, araştırmalarını Berlin'de sürdüren Alman bilim adamı Christian Piepenbrock, böbrek, prostat ve kan kanserini sadece bir damla kanla teşhis edebilen bir biyoçip geliştirdi. Piepenbrock, kanser hücrelerinin, kromozomlarında kimyasal değişiklik yaparak genlerin çalışma şeklini değiştirdiğini belirterek, bazı genlerin devre dışı bırakıldığını, bazılarının ise aşırı aktive edildiğini söyledi. Bu genlerin kana da karıştığını kaydeden Piepenbrock, geliştirdiği biyoçip sayesinde, bir damla kanla bu genleri tespit ederek kanser teşhisi yaptığını belirtti. Piepenbrock, "bir gün bütün kanser türleri bir damla kanla teşhis edilebilecek" diyecek kadar umutlu.
8 Mart 2002
Cuma
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED