T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

D Ü N Y A

ABD'nin hedefi yeni Roma imparatorluğu

11 Eylül'den sonra başlattığı küresel savaşla yepyeni bir Amerikan İmparatorluğu'nun temellerini atan, dünya enerji kaynaklarını kontrol altına alan, çok geniş askeri nüfuz alanları oluşturan Washıngton, yeni bir Roma İmparatorluğu'nun temellerini atıyor.

11 Eylül saldırılarını küresel düzelde hegemonya kurma gerekçesi olarak kullanan Amerika, "terörle savaş" kamuflajı altında yepyeni bir imparatorluğun temellerini atıyor. Orta Amerika'dan Orta Afrika'ya, Ortadoğu'dan Kafkaslar ve Orta Asya'ya ve oradan da Güneydoğu Asya'ya uzanan yer kürenin ana eksenini kontrol altına almaya çalışan ABD, dünyanın enerji kaynakları üzerinde tek başına hakimiyet kurma savaşı veriyor. "Terörle savaş ve petrolün", ABD'nin nüfuz alanını genişlettiği ve onu Roma ya da Büyük Britanya benzeri bir dünya imparatorluğu haline dönüştürdüğü belirtiliyor.

"Christian Science Monitor" gazetesi bu konuda yayınladığı bir inceleme yazısında, "Afganistan'da savaşan ve ilk kez petrol zengini Orta Asya ve Kafkas ülkelerinde asker konuşlandırmaya başlayan yeni ABD imparatorluğunun sınırları, yavaş yavaş ortaya çıkıyor" ifadesi kullanıldı. Gazete, Napolyon devrinden beri Rus ve Sovyet nüfuz bölgesi olan bu ülkelerde, şimdi yaklaşık 60 bin Amerikan askeri bulunduğuna da dikkat çekti. Yazıda, Amerikan askerlerinin bulundukları yerlerde uzun süre kalacak şekilde yeni askeri üsler inşa etmekte oldukları vurgulandı.

Ortadoğu'dan sonra Orta Asya'ya

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, muhalifleri tarafından, yeni Amerikan emperyalizmine boyun eğdiği ve Orta Asya ülkelerini Amerikalılara kaptırdığı için sert şekilde eleştirildiğini yazan gazete, ABD'nin Ermenistan ile de askeri nitelikli gizli toplantılar yaptığını, ayrıca Gürcistan'da 200 Amerikalı askeri danışmanın konuşlandırılacağını duyurdu. Gazete, ABD'nin Özbekistan'da 3000 ve Kırgızistan'da da 3000 askeri bulunduğunu bildirdi.

Bazı uzmanların, "Amerikan askerlerinin Saddam'a yönelik olası harekatın Irak petrolünün pompalanmasını engellemesi durumunda, Hazar havzasındaki petrol yataklarının koruyuculuğunu yapacağı" sözlerine yer veren gazete, "ABD'nin bu kaynakları verimli şekilde işletmek ve Özbekistan'dan çıkarılacak petrolün New York'taki arabaların deposuna girmesini sağlamak için Rusya ile iyi geçinmeye mecbur olduğunu" savundu.

"Yeni Roma çağında yaşıyoruz"

Moskova Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Andrei Piontkovsky'in bu hafta sonu yayımlanan makalesinde, ABD'nin Asya'nın bir çok yerine askeri birliklerini yerleştirmesini "Yeni Roma çağında yaşıyoruz" şeklinde yorumladı. Enerji rezervlerinin ve gücünün yeni yüzyılın başlangıcı olduğunu belirten Piontkovsky, Rusya ve ABD'nin faydalı partnerlik yapabileceğini ancak bunun Rusya'nın soğuk savaş söylemlerini, ABD'nin de zaferler borazanlığını bırakması durumunda olabileceğini ifade etti. ABD'nin Orta Asya'da asker bulundurmasının Rusya'yı ilgilendirmediğini belirten Londra Global Enerji Araştırmaları Merkezi araştırmacılarından Julian Lee, "Biz Rusya'nın olayın politik ve askeri yönünden çok ticaret yönüne önem verdiğini görüyoruz. Bu da ileriye yönelik mantıklı bir yol" dedi.

"İslamcı terör" ve petrol oyunu

Küresel savaşın arkasındaki güç olan petrol şirketleri ve onların yönlendirdiği ABD Başkanı George Bush ve dün Türkiye'ye gelen Başkan Yardımcısı Dick Cheney'nin yepyeni bir dünya haritası çizdikleri ve dünyayı buna göre yeniden şekillendirdikleri belirtiliyor. "İslamcı terör" paranoyası ile kamufle edilmeye çalışılan proje ile yeryüzünün geniş bölümünde istila harekatı başlatıldığını belirten gözlemciler, Latin Amerika'dan Orta Afrika'ya, Ortadoğu'dan Orta Asya'ya, Sibirya'dan Güneydoğu Asya'ya kadar birçok bölgede taşların yerinden oynayacağını belirtiyorlar.

Bush ailesi ve Cheney'nin kontrolündeki enerji lobisinin geçen yıl 11 Temmuzdan Ağustosa kadar ABD'nin yeni enerji politikasını belirlemek için çalıştıkları, bu toplantılar sırasında petrol şirketleri ile Bush ve Cheney'nin Beyaz Saray'da gizli toplantılar yaptıkları belirtiliyor.

Dünyayı altı bölgeye ayırdılar

Gözlemciler, ABD'nin küresel enerji kaynakları, bunları pazarlara taşıyacak boru hatları ile enerji kaynaklarının ABD şirketlerinin yatırımına açılması açısından dünyayı altı bölgeye ayırdığı belirtiliyor. Yeni küresel savaşın ana hatlarını oluşturan bu altı bölge şöyle sıralanıyonr: 1- Cezayir, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Katar ve genel olarak Ortadoğu. 2- Hazar bölgesi, Hindistan ve Güney Asya pazarı. 3- Nijerya, Nijerya bağlantılı Nijer Deltası, Batı Afrika Boru hattı. 4- Açe. Borneo adası ve Burma. 5- Çad ve Kamerun boru hattı. 6- Brezilya ve Venezuella.

Projeye göre Venezuella petrol ve boru hatlarını tehdit eden Kolombiya iç savaşına ABD'nin askeri müdahalesi yakın. Bunun dışında ABD, Orta Afrika'da, Ortadoğu'da, Kafkaslar'da, Orta Asya'da ve Güneydoğu Asya'da bir çok bölgeye askeri müdahale planları yapıyor.

Nerelerde savaş bekleniyor?

Gözlemcilere göre Somali'den Nijer ve Njierya'ya kadar olan hat üzerinde birçok bölgede kriz bekleniyor. ABD'nin Güney Kafkasya'nın üç ülkesi, Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan'a yerleşeceği belirtiliyor. Bugünlerde Irak'a saldırıya hazırlanan ABD'nin, Lübnan ve Suriye'yi de tehdit edeceği belirtiliyor. Filipinler'in güneyindeki Mindanao'da Müslümanlarla savaşın ABD gücünün yakında Endonezya'nın Açe bölgesine ve Borneo Adası'na gönderileceği ifade ediliyor. ABD'nin askeri müdahale yaptığı ve yapmaya hazırlandığı bütün bölgelerin ya petrol veya doğalgaz yataklarına sahip, ya boru hatları güzergahında ya da enerji kaynakları ve boru hatlarının güvenliği açısında son derece stratejik önemi bulunan bölgeler olması dikkat çekiyor. Afganistan müdahalesinden sonra öncelikle Irak sorununu çözmeyi planlayan ABD, Orta Asya ve Ortadoğu enerji kaynaklarını birleştirmeyi planlıyor. n NEW YORK

 
ABD ve İngiltere'ye Afganistan sürprizi
Peştunların direnişi üzerine ABD, İngiltere'den acil asker istedi. Afganistan'a 1700 asker daha gönderme kararı alan Londra, komutanın Almanya'ya devredileceğini açıkladı.
BUSH ARAPLARI UMURSAMIYOR
ABD Başkanı George W. Bush, Arap liderlerin ABD'nin Irak'taki Saddam Hüseyin yönetimini devirme çabalarına karşı ihtiyatlı davranmalarına rağmen, Irak'ın kitle imha silahı elde etmesini engellemeye kararlı olduğunu söyledi. Missouri eyaletini ziyaret eden Bush, Ortadoğu'yu ziyaret eden ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney'ye, ABD'nin Irak yerine İsrail-Filistin sorununa çare bulunmasıyla ilgilenmesini tercih ettiklerini söyleyen Arap liderlerinin tepkilerini değerlendirdi. Bush, "Arap liderlerin tavsiyelerini takdir ediyorum, ama dünyanın en tehlikeli yöneticilerinden birinin ABD'yi, müttefiklerini ve dostlarını rehin almak için dünyanın en tehlikeli silahlarından birini elde etmesine izin vermeyeceğiz" dedi. Arap liderleriyle çalışmayı ve diyalogu sürdüreceklerini belirten Bush, "Dost ve müttefiklerimizle konuşacağız. Şer ekseninden bahsettiğimde, düşündüğümü söyledim ve daha açık olunamazdı" diye konuştu.
FRANSA: ABD'YE HAYIR DEMELİYİZ
Fransa Dışişleri Bakanı Hubert Vedrine, Paris'in dış politikasının kilit noktasını, "ABD'yle işbirliği yaparken ondan gelebilecek baskıya direnme yeteneği"nin oluşturduğunu söyledi. Paris'te Diplomasi Enstitüsü'nde konuşan Vedrine, "Önemli olan, Amerikan politikası karşısında hep itiraza veya hep kabullenmeye dayanmayan bir ilişki kurmaktır" dedi. Vedrine, "Washington'la ilişkilerde hem işbirliği yeteneğimizi muhafaza etmeliyiz, hem de gerektiğinde ABD'ye hayır diyebilmeli, ona direnebilmeliyiz. Bu, Fransa'nın izlediği dış politikanın can alıcı noktasıdır" diye konuştu.
ARAP LİDERLER İKİLİ OYNUYOR
Ürdün Kralı Abdullah, Irak'a karşı olası bir ABD harekatının hata olacağı uyarısında bulundu. Kral Abdullah, "Şu anki durumda harekatın kesin olarak hata olacağını düşünüyorum, çünkü sonucunu bilmiyoruz ve Filistinlilerle İsrailliler arasındaki kriz sürüyor. Üç etnik gruptan oluşan Irak, çok karmaşık bir sorun. Irak ile silahlı çatışmaya girerseniz, bunun sizi nereye götüreceğini bilemezsiniz" dedi. Ancak gözlemciler, Abdullah'ın kamuoyuna yönelik açıklamalarının tam aksine, Irak'a müdahale için ABD ile gizli anlaşma yaptığını, Irak'a saldırıda Ürdün topraklarının etkin biçimde kullanılacağını belirtiyorlar. Ürdün'ün ABD-İsrail-Türkiye ekseninin aktif üyesi olduğuna dikkat çeken gözlemciler, sadece Ürdün'ün değil, birçok Arap ülkesinin Irak konusunda ikili bir politika izlediğini, kendi kamuoylarının öfkesini dindirmek için dünyaya, Irak harekatına karşı olduklarını açıklarken, el altından ABD'ye destek verdiklerini belirtiyorlar.
20 Mart 2002
Çarşamba
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED